~GERÇEK~ (44)

172 31 132
                                    

~GERÇEK~ (44)

Üşüyerek uykudan uyanmıştım. Üstüm açık kalmış olmalıydı. Üstümü örtmek için hareketlenirken ellerimin altında hissettiğim bedenle donakaldım. Gözlerimi araladım ve kafamı hafifçe kaldırdım. Bir süre saf saf onun dün giydiği siyah kot gömleğiyle bakıştım. Bacağım onun bacağına sarılıydı. Kafam az önce onun göğsüne yaslıydı. Çocuğun üstündeydim şu an neredeyse!

Göğsünün üstünde duran elimi tutuyor ve uyuyordu. Derin nefes alış verişleri istemsizce tebessüm etmeme neden olmuştu. Onu bu huzurlu uykudan uyandırmak istemediğim için kafamı onun yüzünü görecek şekilde elimin üstüne koymak dışında hiçbir şey yapmadım. Dağılmış sarıya çalan açık kahve saçlarını, uzun kirpiklerini, elmacık kemiklerini izledim bir süre.

Dün söyledikleri adeta yüreğimde çınlıyordu. Ardından benim söylediğim sözler aklıma geldi. Kendimi tek hamlede yataktan, iki hamlede de pencereden atmayı düşünsem de gözlerimi yumup kafamı Alaz'ın göğsüne gömdüm. Sana âşık oldum.

"Biliyorum."

Alaz'ın sesini duyunca az önceki cümleyi sesli bir şekilde bir kez daha söylediğimi fark etmiştim. Onun uyanık olmasından duyduğum şaşkınlıkla üstünden kendimi yana atma gafletinde bulundum. Yataktan düşmemem için hızla belimden beni tutup kendine çekerken sırıttı. "Benden kaçmaya çalışmak yerine bir yerlerini kırmamaya mı dikkat etsen acaba?"

Dün çok içtiğim için baş ağrım 'hafiften ben geliyorum' diyordu. Alaz'la bu kadar yakın olmak baş ağrımı daha da körüklüyordu. Alaz bana mesafe ver, bu kızın nefes almaya ihtiyacı var.

"Gıcık." Diye homurdanırken belimi bırakması için kolunu itekledim. Bu hareketime karşılık beni kendine daha da çekti. Bu defa gözlerine dik dik baktım. "Son uyarım." Dedim tatlı bir gülümsemeyle. Belimdeki kolu öylece dururken sırıtışı büyüdü. Tatlı gülümsemem kaybolurken hızlıca kafamı biraz eğip kolunu ısırdım. Uyarmıştım ama değil mi? Yine.

Gözleri şaşkınlıkla açıldıktan hemen sonra kaşları çatıldı. Birden beni çektiğinde kafam yastıkla buluşmuştu. Üstüme çıkmış kollarımı başımın iki yanına sabitlemişti. Kalbim ağzımda atarken o ise ağırlığını vermeden üzerime eğildi. Tek kaşını kaldırıp "Isırmak yok demiştik." Dedi tehditkâr bir sesle. Ardından gözleri neşeyle parladı. "...değil mi sevgilim?" diye devam etti.

Maviliklerinde parlayan mutluluğa bakarken gözlerim irileşti ve nefesimi tuttum. Ne demişti o bana? Evet, o kelimenin üstüne artık ben yoktum. Lütfen iletişim için kırmızı pancarla irtibata geçiniz.

Yüzümün aldığı ifadeyle daha da eğlenen Alaz'ın kahkahası kulaklarıma ulaştı. Nefesimi tuttuğumu dudaklarımdan bir hıçkırık kaçınca fark ettim. Kahkahası daha da yükselirken üstümden kalktı. "Hıçkırışa bak." Dedi karnını tutarak gülerken. "Yemem seni korkma." Diye devam etti ve yanağıma küçük bir öpücük kondurup yataktan kalktı.

Enerjik bir şekilde şarkı mırıldanmaya başlarken lavaboya doğru yürüdü. Kapıdan geçmeden önce kollarını kaldırıp kapının üst kirişine ritmik bir şekilde ellerini vurdu. Uzun boylu olmanın avantajları...

Geniş omuzları ve sırtı görüş alanımdan çıkarken bir kez daha hıçkırdım.

***

Ankara'ya dönmek için tüm hazırlıklarımız tamamlanmıştı. Akşama doğru uçağımız kalkacaktı. Valizleri görevliye götürürken kendiminkini ısrarla ben taşımak istesem de Alaz kıro erkekler gibi "Yanında kapı gibi ben dururken sana valiz taşıtmam kızım ben. Bizim de raconumuz var." Deyip kendisininkiyle birlikte benimkini de sürüklemeye başlamıştı. Şimdi hemen arkamdan onları zorla sürüklerken -evet benimki biraz ağırdı- haline güldüğümü görmesin diye yüzümü montumun yakasına doğru eğdim.

ATEŞ ÇİÇEĞİ 1 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin