(Rosé)
Çantamın ipini sıkıca tutup derin bir nefes aldım. Okulun önündeydim ve birazdan jiminle karşılaşıcaktım.
Yavaş yavaş okulun bahçesine adım attığımda başımı eğerek yürüyordum. Buna rağmen etrafımdaki insanların bana bakıp fısıldaştıklarını duyabiliyordum.
Muhtemelen jimin ile benim aramda olmayan bir sürü şey uydurulmuştu. Arkamdan kim bilir neler dönüyordu.
Umursamadan yürümeye devam ettim. Arkamdan ne dedikleri umrumda değildi. Bütün gerçekler bende saklıydı.Okulun kapısından girdiğimde etrafta olan bütün uğultunun kesildiğini fark ettim. Herkes bana bakıyordu. Arada fısıldaşanlarda vardı tabi. Bazıları bana sinirle bakıyordu.
Koridorda sadece benim yürümem beni rahatsız etmişti. Kendimi podyumda hissediyordum.
Kapı kapanma sesiyle birlikte başımı kaldırdım. Kocaman koridorda gürültülü bir ses çıkarmıştı.
Arkasını dönmesiyle birlikte jimin'i gördüm. Kalp atışlarım hızlanmıştı ve istemsizce göğsüm çok hızlı inip kalkıyordu.
Ona beslediğim duygular, onun yanındayken duyduğum heyecan ve onunla olamayacağımızın üzüntüsü beni garip bir ruh haline sokmuştu.
Bir anda bana doğru yürümesiyle şaşkınlıkla ona baktım. Etrafta herkes bizi izliyordu ve o bana doğru mu geliyordu?
Bir anda elimi tutup beni sürüklemeye başladı. Hızlı davranması beni zorluyordu. Ama adımlarımı ona uydurmaya çalışıyordum.
Odasına geldiğimizde yutkundum. Yine yalnız kalacaktık.
Beni odasına doğru ittirdiğinde kapıyı sertçe kapattı ve önüme geçti. Sinirli bir şekilde soluyup duruyordu.
Elini saçlarına daldırıp sinirle geriye attığında gözlerimi yerde gezdirmeye başladım. Nedenini bilmediğim bir halde onun karşısında kötü hissetmiştim. Sanki bir suç işlemişim gibi.
Kim bilir dışarıda ne gibi dedikodular dönüyordu.
"Ne kadar korktum haberin var mı!!!"
Bir anda bağırmasıyla yerimde sıçradım. Bana sinirle bakıyordu.
"Rosé! Başına birşey geldi zannettim!!"
Daha çok bağırması beni ürkütmüştü. İstemsizce gözümden yaş akmıştı. Ona karşı karışık duygular besliyordum ve o bana onun düşmanıymışım gibi bağırıyordu.
Korkmasını anlayabiliyordum.
Bir anda bana sarıldığında öylece kaldım.
"Tamam. Özür dilerim. Sadece çok korktum."
Boynumdan öpüp saçlarımı okşamaya devam ettiğinde kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
O da ağlıyordu.
Saçımı öpmeye devam ederken konuşuyordu da. "Özür dilerim bir anda sana çıkma teklifi etmemeliydim. Ne kadar karışık duygular içinde olduğunu anlayabiliyorum."
Yutkunup devam etti. "Rosé. B-ben seni çok seviyorum."
Sesli bir şekilde nefesini verip ağlmaya devam ettiğinde bende kollarımı onun boynuna doladım.
Ben de suçluydum.
Ne kadar üzülüceğini tahmin edememiştim.
Dayanamayıp onun boynuna bir buse kondurdum. Bu kadar üzülmesi benimde canımı yakıyordu.
Bir de herkes için soğuk görünümlü olan bu öğretmen şu anda benim yanımda ağlıyordu.
Ondan geri çekildiğimde ağlamaktan şişmiş olan gözlerini bana dikti.
Üzüntüyle yere bakıp sessizce konuştum. "Jimin kaçtım çünkü..."
Gözlerimi onun gözlerine çıkarttım. Onun ağlaması benim de gözlerimin dolmasına neden olmuştu.
"...biz olamayız."
Bir şey demeden bana bakmaya devam ettiğinde gözlerimi kaçırdım. Onunla yalnız kalmak artık sadece kalp sağlığım değil hayatım için de tehlikeliydi.
Bir şekilde hayatımda yer edinmeyi başarmıştı.
"Kaçalım."
Söylemiyle ona baktım. "Herşeyi boşverelim. Anneni, babamı, okulu, arkadaşlarımızı... Bizi bulamayacakları bir yere gidelim."
Yutkunup derin bir nefes aldım. Bir anda elimi tuttu ve devam etti. "Rosé. Beni seviyor musun?"
Sorusuyla gözlerimi kaçırdım. Cevap vermek niyetinde değildim. Sonuçta evet desemde canı yanacaktı hayır desem de...
"Rosé sana soruyorum. Sen de benim gibi bana aşık mısın?"
Ona bakıp bıkkınca nefes verdim. "B-bilmiyorum jimin. Bilmiyorum..."
Bıkkınca nefes verip diğer elimi de tuttu. "Rosé. Ben de babamın kaderini yaşamak istemiyorum. Ama eğer sen de bana karşı bir şeyler hissettiğini net bir şekilde söylersen herşeyi mümkün hale getirebilirim. "
Cevap vermemeye niyetliydim. Belki de sadece beni. İstediğim herşeyi silip yeniden başlamaktı.
"Bunu sen istedin."dudağımda oluşan baskıyla ne demek istediğini anlamıştım.
Bana her dokunuşu canımı yakıyordu. Ama kalbimde oluşan sızı ona karşı koymama engel olmuyordu.
Belki de okul bittikten sonra onunla bir daha karşılaşmayacaktım. Ama onu asla unutmayacaktım.
En sonunda aklım kalbime ağır basarak dudaklarımızı ayırmayı başarmıştım. Alınlarımı birbirine değerken derin bir nefes aldım ve onun dudağına üfledim.
"Jimin. Özür dilerim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidence°Jirosé
Фанфик"Rosé!" Bir anda Jimin'in şaşkınlıkla bir fotoğrafa bakan silüetine yaklaştım. Bu fotoğraf... Rüyamızdaki fotoğrafla aynıydı! Annemle bay min ho yan yanaydı ve ellerinde çift bileziklerinden vardı. Ben jimin'e baktığımda o da eş zamanlı olarak ba...