&4

3.1K 311 271
                                        

Bu bölümden sonra herşeyi anlarsınız herhalde

İyi okumalar❤

(Jimin)

Derin bir nefes alıp babamın kapısını tıkladım. Ayrı evlerde yaşıyoduk.

Bir süre bekledikten sonra hizmetçi kadın kapıyı açtı. Ona eğilerek selam verdim ve içeri geçtim.

Hizmetçi kadın bana gülümseyerek konuştu. "Hoşgeldiniz. Babanız size 5 dakika beklemenizi söyledi."

Kafamla onu onaylayıp salona geçtim. Babamla konuşmam gerekiyordu.

Salona girer girmez beni karşılayan babamın lise arkadaşları tablosu beni bir miktar üzmüştü.

Babamın aşık olduğu kadında ordaydı. Ve onlar kavuşamamıştı.

Küçükken anneme neden soğuk davrandığını 6 ay önce öğrenmiştim. Ona asla aşık olmamıştı. Belkide bu yüzden kardeşim yoktu.

Kafamı sallayıp koltuklardan birine oturdum. Babamı uyarmam ve iyice sorguya çekmem gerekiyordu.

Babam içeriye güler yüzlü şekilde girince ayağa kalktım ve birbirimize sarıldık.

Çok sık görüşmezdik. Hatta anneme soğuk davrandığı için ona kızardım bu yüzden aramız pek iyi değildi.

Ama babamdı işte. Beni canı gibi seviyordu. O yüzden bir sıkıntım yoktu.

"Hoşgeldin evlat"

Gülümseyip ona baktım. Daha doğrusu bakamadım çünkü gözlerim kapandı.

O da benim karşımdaki koltuğa oturduğunda konuştu.

"Ne oldu. Çok uğramazdın bana"

Saçımı geriye atarak konuştum. "Evet mühim bir mesele var."

Kaşlarını çattığında bana baktı. Ben söze nasıl başlıyacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Derin bir nefes alarak başladım. "Sung yeon. Hiç onunla karşılaştın mı?"

Babamın yüzü düştü. Gözleri bir süre yerde gezindi. Cevap vermeyecekti belli ki.

"Kendi adını kullanmıyomuş."

Direk gözlerini bana çevirdiğinde aniden cevapladım. "Yeni adı eun ji"

Bu konu onun hassas noktasıydı. O kadını benden çok seviyordu. Yıllar geçip onu görmemesine rağmen onu unutmamıştı.

Sanki saatlerce koşmuş gibi yorgun bir sesle konuştu. "Sen nereden biliyorsun?"

"Kızı benim sınıfımda."

Dediğim şeyle yüzü düştü. Belkide ağlıyacak gibi oldu ama herşeyi anlatmam gerekiyordu.

"Adı Chaeyoung. Arkadaşları ona Rosé diyo. Sung yeon'a benzerliği çok fazla."

Gerçekten büyük bir tesadüfün içindeydim. Rosé'nin annesi ve benim babam...

"Onun olduğundan emin misin?"

Başımı olumlu anlamda sallayıp bıkkınca nefes aldım. "O. Birkaç arkadaşım yardım etti. Araştırdık. İki gün önce Avusturalya'ya gitmiş. Seninle karşılaştığı için. "

Dudağımı ıslatıp devam ettim. "Bir de tıpa tıp benziyo. Şu tablodakinin aynısı."

İşaret parmağımla babamın arkasındaki tabloyu gösterdim.

Sung yeon ve babam yan yanaydı. Bu yüzden en sevdiği tablo buydu babamın. Eğer onlar olduğunu bilmesem Rosé'yle ben sanıcaktım.

Ben de babama çok benziyordum.

"Kız biliyor mu?"

Sorduğu soruya başımı olumsuz anlamda salladım. "Daha bilmiyor. Az kalsın dün anlatıyordum."

Babam oflayıp kendine gelmeye çalıştı. Ona saygım sonsuzdu. Kimse seveceği kişiyi seçemezdi.

"Oğlum ben özür dilerim."

Ona merakla bakıp sordum. "Ne için baba?"

"Her çocuk annesiyle babasının birbirine aşık olmasını ister. Ben bunu yapamadım."

Üzgünce ona bakıp konuştum. "Elbette bende isterdim ama yapabileceğim bir şey yok baba."

Bir süre etrafda sessizlik hüküm sürdü. Babamın nasıl acılar yaşadığını anlıyordum.

Sevdiği kadın bir başkasıyla evlenmişti. Üstelik o evlilikten çocuğu olmuştu.

Kendisi ise başka bir kadınla evlenmişti ve hayatı boyunca onunla yaşamak zorunda kalmıştı.

Kendimi babamın yerine koyarsam bu çok acı bir durumdu. Herkes gibi bende sevdiğim biriyle evlenmek isterdim.

"Baba dikkatli ol tamam mı? Benim okulda birkaç işim vardı. Gitmem lazım. Görüşürüz."

Ayağa kalktığımda o da ayağa kalkıp kolumu tuttu.

"Jimin, senden tek bir isteğim olucak. Sadece bir istek. Hayatın boyunca sadece bir kere."

Başımı salladım. "Söyle baba."

Beni duymamış gibi uyarmaya devam etti. "Bunu kendine kural bil tamam mı?"

Merakla ona baktığımda konuştu.

"Lütfen onun kızına aşık olma. Bu hem benim hem de sung yeon için en doğru karar."

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. O ise devam etti.

"Biliyorum öğrencilerinle duygusal bir bağ kurmuyorsun ama olursa diye söyledim o kızla çok ilgilenme.

Derin bir nefes alarak konuştum.

"Tamam baba."

Çıkışa doğru ilerlediğimde hizmetçi bana kapıyı açtı. Ona selam vererek dışarı çıktım.

Seoule daha yeni gelmiştik ve gelir gelmez karşımıza onların çıkması ciddi bir tesadüftü.

Okula gitmek için cadde de yürümeye başladım. Hava soğuktu bu yüzden üstümdeki kabana iyice yapışmıştım.

Aniden karşı yoldan gelen gülme sesleriyle o tarafa baktım. Bir grup arkadaş pamuk şeker yiyerek yürüyorlardı.

Aralarında rosé de vardı.

Sanırsam babamın koyduğu kuralı çoktan çiğnemeye başlamıştım.

Coincidence°Jirosé Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin