(Rosé)
"Jimin bir şey ister misin?"
Başını olumsuzca salladığında televizyonun altındaki çekmeceye ilerledim.
"Nasıl filmleri seversin?"
Ona bakmadan konuştuğumda uzun süre cevap gelmedi. Sonradan derin bir nefes alıp konuştu.
"Aslındaa korku filmleri severim ama sen korkabilirsin."
Ona dönüp baktım. "Hayır hayır korkmam istersen izleyebiliriz."
Gülümsediğinde çekmeceye dönüp korku filmlerinden birini aldım.
Yalandı. Korku filmleri benim kabusumdu. Artık izlerken gözlerimi falan kapatıcaktım. Şu anlık çoğu şey jimin için.
Cd çalara yerleştirdiğimde herşeyi ayarlayıp jimin'in biraz yanına oturdum.
Film başladığında jimin bana dönüp konuştu. "Korkmayacağına emin misin? Çoğu kız korkar normalde. Özellikle bu filmden."
İşaret parmağını kaldırıp televizyonu gösterdiğinde yüzüme sahte bir gülüş yerleştirerek konuştum.
"Eminim. B-bu filmi defalarca izledim ben."
Aslında hiç izlememiştim ve olacaklardan korkuyordum. Televizyona dönüp filmi izlemeye başladım.
"Korkarsan bana sarıl."
Söylediği sözle yutkundum. Ona bakmadan televizyon izlemeye devam ettim.
Uzun bir süre aksiyon filmi gibi gelen bu film aniden karşıma cinayet sahnesi çıkınca çığlık atmama sebep oldu.
Jimin'in bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Tepki vermeden televizyon izlemeye devam ettim.
Gerçekten korkudan ölmek üzereydim. Şu anda sadece 'anne' diye bağırmak geliyordu içimden.
En son önüme gelen sahneyle birlikte yerimde zıplayıp cenin haline geldim. Yüzümü kapatıyordum ve olanları görmek istemiyordum.
Üstümde hissettiğim hafif baskıyla gözümü yavaşça araladım.
Jimin bana sarılıyordu.
"Sana korkarsın demiştim."
Bu kadar yakın olmamız ve nefeslerimizi hissetmemiz içimi kıpır kıpır etmeye yeterken jimin'in söylediği sözler beni iyice delirtiyordu.
Bana sarılmayı bırakıp kumandaya uzandı ve televizyonu kapattı.
Televizyon kapanınca eski halime dönüp rahat bir nefes aldım.
"Niye ağlıyorsun?"
Jimin'e kaşlarım çatık halde baktım. Ne söylediğini ilk başta kavrayamamıştım.
Sonradan ağladığımı fark ettim. Her korktuğumda istemsizce yaptığım bir tepkiydi bu.
Yanıma yaklaşıp ellerini yanaklarıma götürdü ve göz yaşlarımı sildi.
"Madem bu kadar korkuyordun neden izlemek istedin ki?"
Derin bir iç çekip konuştum. "Jimin misafirimsin. Ayrıca burada kalmanı ben istedim. Yani..."
"Benim istediğimi yapmak istedin."
Arkasını dönüp duvardaki saate baktı. Bir süre inceleyip bana döndü.
"Saat çok geç olmuş. Biliyorsun yarın okul var. Uyusak mı artık?"
Başımı olumlu anlamda salladığımda ayağa kalkıp ona döndüm.
"Annemin odasında kalabilirsin. Annem Avusturalya'da sonuçta."
"Tamam" gözleri kısılana kadar gülüp o da ayağa kalktı.
"Gel o zaman."
Onu annemin odasına götürüp iyi geceler diledikten sonra kendi odama geçtim.
Ben bugün gördüğüm şeylerden sonra nasıl uyuyacaktım. Bir de jiminle yaşadığımız onca olay var.
Derin bir nefes alıp yatağıma uzandım. Heyecan ve korkuyu benim gibi aynı anda yaşayan varmıdır ki?
İzlediğim şeylerin korkusu beni yiyip bitiriyordu. Açıkçası ruhlara inanan bir kızım.
Aynı zamanda jiminle aynı evde uyuyor olmakta büyük bir heyecan konusuydu.
...
Nasıl uyuduğumu bilmezken gördüğüm kabusla bağırarak uyandım.
Filmdeki gibi bir kadının cinayeti oluyordu.
Sanırsam terler içinde kalmıştım. Aniden sırtıma çarpan soğuk başka birşey olamazdı.
İçli bir nefes alıp elimi kalbimin üstüne götürdüm. Biraz yavaşlaması için içgüdüsel yaptığım bir kareketti bu.
Her ne kadar yavaşlamayacaını bilsemde.
Aniden kapımın açılmasıyla daha çok korkmuştum. Jimin gelmişti.
"İyi misin rosé?"
Hızlı hızlı nefesler alarak ona baktım. "İyiyim iyiyim sadece kabus gördüm."
Başıyla onaylayıp gidecekken ona seslenip durdurdum.
"Jimin bekl..."
"Bende sana bir şey diyecektim."
Kapıdan bana tedirginlikle bakınca başımı yana düşürüp onun söyleyeceklerini bekledim.
"Şeyy korkuyosan yanına gelebilirim."
Bende onun gibi gözlerim kısılana kadar güldüm. Başımı hızlıca sallayıp ona baktım.
Yavaşça yanıma geldiğinde yana kayıp ona yer açtım.
Tek kişilik olduğu için yatak dardı ve bu da bizim birbirimize daha yakın olmamıza olanak sağlıyordu.
Mutluydum.
Yanıma uzandı. Bir anda kollarını bana sarınca şaşırmıştım. Sonra da beni kendine daha çok bastırdı.
"Böyle daha iyi hissedersin belki?"
Benim bile zar zor duyduğum cevabı verdim. "Evet."
Jimin'in koynuna iyice sokulup kendimi uykuya vermeye çalıştım.
Korkum gerçekten azalmıştı.
Gerçekten uykuya dalmak üzereyken jimin aniden geri çekildi. Sonra yüzlerimizi sabitledi.
Gözlerimi uyku mahmurluğuyla açtım ve jimine baktım.
"Rosé. Birazdan yapıcağım şeyi unutacaksın tamam mı?"
Başımı yavaşça olumlu anlamda salladım. Tekrar konuştu.
"Özür dilerim."
Bana iyice yaklaştı.
Dudağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi onun gibi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidence°Jirosé
Fiksi Penggemar"Rosé!" Bir anda Jimin'in şaşkınlıkla bir fotoğrafa bakan silüetine yaklaştım. Bu fotoğraf... Rüyamızdaki fotoğrafla aynıydı! Annemle bay min ho yan yanaydı ve ellerinde çift bileziklerinden vardı. Ben jimin'e baktığımda o da eş zamanlı olarak ba...