(Rosé)
Lisa koluma girdi ve kulağıma yaklaştı. "Artık ağlama Rosé. Ölenle ölünmez."
Gözümden akan yaşı elimle silerek ona bakmadan cevapladım. "Lisa. Derdimi açabileceğim biri yok artık. O öldü, jimin ile de ayrıldım."
Gözlerimi kapatıp dudağımı yaladım. "Jiminden ayrılma sebebim annemdi. Ama o çekip gitti."
Yerle bakışmaya başladığımda Lisa bıkkınca nefes verip konuştu. "Tamam iyi tarafından bakalım. Şimdi jimin ile aranızda engel kalmadı."
Hiç birşey söylemedim. Haklıydı aramızda engel kalmamıştı. Ama ben jimin'i çoktan kaybetmiştim. Beni affeder miydi bilmiyorum.
"Hadi gidelim." dedi jungkook siyahlara bürünmüş bir şekilde yanımıza gelerek. O da brnim gibi üzgündü. Küçüklüğümüzden beri arkadaştık ve annem her zaman jungkook ile ilgilenmeyi bilirdi.
Lisa beni çekiştirmeye başladığında kendime gelmeyi başarıp onun adımlarına ayak uydurdum. Annemin tabutuna sarılıp ağlamak istemiyordum. Bu herşeyden zordu.
Ama gitmek zorundaydım.
Jungkook benim için arabanın arka kapısını açtığında nazikçe teşekkür edip içeri girdim. Birazdan babamı da görücektim. Yıllardır görmediğim babamı.
Bir an aklıma gelen şeyle yerimde doğruldum. Bay min ho orada olur muydu?
Eğer bay min ho orada olursa jimin de olabilir miydi?
Şu anda daha çok ağlamak istiyordum. Görmek istemediğim kişileri görme ihtimalim vardı. Sıkıntıyla ofladım.
Cenaze alayının olduğu yere geldiğimizde kimsenin yardımını almadan indim. Lisa ve jungkook da arkamda geliyordu.
Mermerin üzerindeki tabuta sarılmış olan babamı gördüğümde gözümden yaşlar firar etmeye başladı. Babam çok fena ağlıyordu. Çünkü o anneme aşıktı. Annemse bay min ho ya...
Onun yanına gidemezdim. Beni görünce daha çok ağlayacaktı bundan eminim.
Teyzemi de siyahlara bürünmüş bir şekilde gördüğümde onun da bana baktığını fark ettim. Sanki gerçekten üzülmüş gibi bakıyordu.
Ama ne annem ne de ben onun umrunda değildik. Onun gözünü para hırsı kaplamıştı.
Teyzemin yanında duran bay min ho ile göz göze geldiğimizde hemen gözlerimi başka yöne çektim. O adamdan nefret etmeye başlamıştım.
Tamam anneme aşık olmuş olabilirdi. Ama onun yüzünden acı çekmeye başlamıştım.
Yanıma küçük bir çocuk geldi. "Rosé abla bu çiçeği senin için aldım."
Aşağı doğru bakıp yaşlı gözlerle gülümsedim. "Ahh! Teşekkür ederim. Çok naziksin."
Elindeki çiçeği elime alıp kokladım. Bu çocuk bana bir şekilde Busan'daki annesiz çocuğu hatırlatmıştı.
Şu zamana kadar ne çok şey yaşamıştım.
Ve hepsi de jimin ile yaşadığım anılardı...
"Hadi babanın yanına gidelim rosé."
Koluma giren jungkook'a baktım. Kolumu geri çektim. "Hayır jungkook. Onunla daha sonra ben konuşurum. Şu an onun üzüntüsü benimkinden fazla. Yalnız bırakmalıyız."
Kabullenip beni bıraktı ve etrafı izlemeye başladı. Ben de etrafı izliyordum. İnsanlar yanıma gelip baş sağlığı diliyor, sonra da babamın yanına gidiyorlardı.
Onun yalnız kalması gerektiğini kimse bilmiyordu.
Gözüm bir anda beni izleyen jimin'e takılmasıyla kalbim hızlanmaya başladı. Çok donuktu.
Vicdanım sızlamaya başlamıştı. Onu ne olursa olsun bırakmamalıydım. O haklıydı. Biz imkansız değildik.
Dayanamayıp koşarak kollarımı jimin'in boynuna doladım. O da bu anı bekliyormuş gibi kollarını sıkıca belime doladı.
Gözümden akan yaşlar şu anda annem için akıttığım gözyaşlarını geçmişti. Annem yoktu belki hayatımda ama güvenebileceğim bir erkek vardı.
Annemin gidişi bana jimin'i getirmişti.
Gözyaşlarım onun ceketini ıslatırken hıçkırıklarımda herkesin bize bakmasını sağlıyordu. Herkes annemin ölümünden dolayı böyle ağladığımı sanıyordu.
Ama yanılıyorlardı. Jimin'i üzmem vicdanımda büyük bir sızı bırakmıştı. Bunun için ağlıyordum.
Ellerini saçlarıma daldırdığında derince nefes alıp yüzümü onun omzundan herkesin görebileceği bir şekilde çıkardım.
Tabi o anda bize kararlılıkla bakan kişiyle jiminden ayrılmak istemiştim ama jimin izin vermemişti.
Bay min ho... Yaptıklarından pişmanmış gibi bizi izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidence°Jirosé
Fanfic"Rosé!" Bir anda Jimin'in şaşkınlıkla bir fotoğrafa bakan silüetine yaklaştım. Bu fotoğraf... Rüyamızdaki fotoğrafla aynıydı! Annemle bay min ho yan yanaydı ve ellerinde çift bileziklerinden vardı. Ben jimin'e baktığımda o da eş zamanlı olarak ba...