(Rosé)
Gece gece bir anda canımın çikolata çekmesiyle yüzümü buruşturdum. Bu isteğimi önemsemeyerek televizyonu izlemeye devam ettim.
İki aydır Amerika'daydım ve Kore'de olmadığım kadar mutluydum. Çoğu şeyi hatta jimin'i bile unutmaya çalışmıştım. Fakat bu mümkün olmuyordu. Tam tersine onu hiç olmadığı kadar fazla özlüyordum. Onu görmediğim bu süre zarfında ona daha çok aşık oluyordum.
Bunun yüzünden çoğu gece ağlamıştım. Sabah kalktığımda yüzümün her yeri şiş olduğundan işe geç gitmiştim. Bunun yüzünden azarlanmamam kaçınılmaz olmuştu.
Televizyona bakarken bir anda çikolata isteği bir daha bastırınca ayağa kalkarak mutfağa gittim. Tanrıya çikolata olması üzerine dua ediyordum.
Buzdolabının yanındaki çekmeceyi açarak içine baktım. Elimle içini birkaç kez katıştırmıştım ama çikolatayı bulamamıştım.
Sıkıntıyla üflediğimde dağılmış olan saçlarım havalanmıştı. Kimsenin görmeyeceğini bilmeme rağmen göz devirip sallana sallana odama geçtim.
Dolabımı açıp iyice inceledim. Markete gitmekten başka çarem yoktu. Bahar geldiği için şort tarzı birşey giymeyi düşündüm ama Los Angeles bu saatlerde tehlikeli oluyordu. Özellikle bazı erkek ayılar(!) tarafından.
Bol bir eşofman ve bol bir kısa kolu bluz giyerek aynanın karşısına geçtim. Saçımı düzensizce bağladım.
Cüzdanımı, ev anahtarımı ve telefonumu aldım ve dışarı çıktım. Kapıyı kilitlerken karşıma çıkan Mike ile birlikte duraksadım.
İki aydır bana yavşayan bir tipti bu!
"Selam Rosé, nereye?"
Göz devirme isteğimi içimde tutarak ona baktım. "Markete gidiyorum Mike."
Kısa ve net bir cevap verdikten sonra merdivenlerden inerken kolumdan tuttu.
Artık birisi benim kolumdan tutunca aklıma Jimin geliyordu. Son görüşmemizde bile bu hareketi yapmıştı.
Beynime eskilerin doluşmaya başladığını fark ettiğimde hızla silkelenip Mike'a baktım.
"Ben de gelebilirim istersen."
Bıkkınca nefes aldım ve neşesizce gülümsedim. "Gerek yok Mike."
Hadi ama şu anda Jimin'in gelip beni bu durumdan kurtarmasını istemem normal miydi?
Bir anda merdivenlerden çıkan Teresa'yı gördüğümde gülümseyip Mike'a baktım. "Hem Teresa sana bir şey söyleyecekmiş. Onu dinle istersen."
Hızlıca merdivenlerden inerken Teresa şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ona kaçamak bir şekilde göz kırpıp devam ettim.
Teresa'nın Mike'dan hoşlandığını bilmesem hiç bir kızı Mike'ın eline düşürmezdim. O tam bir sapığın tekiydi.
Markete doğru yürümeye başladım. Burası çok renkli bir şehirdi. Gece hayatı tam olarak burada yaşanıyordu. Her yerde reklam panoları, renk renk tabelalar vardı.
Markete girdiğimde hemen abur cubur reyonuna gittim. Her tür çikolatadan ikişer tane alarak kasaya yürüdüm.
Gecenin bu saatinde kimse olmayan markette benim adımlarımın yankısı duyuluyordu. Kucağımda zar zor tuttuğum çikolatalı kasaya verdim.
O hepsinin fiyatını toplarken ben işini halletiklerini torbaya atıyordum. Gece bayram yapacağım için mutluydum.
"Rosé?!"
Bir anda bana seslenen tanıdık sesle etrafıma bakındım. İlk başta kimseyi göremesem de bana doğru yürüyeni görmemle birlikte ağzım şaşkınlıkla açıldı.
Jin!!
Ben önceden de demiştim. Galaksi değiştirsem bile beni bulabilecek kapasiteye sahip arkadaşlarım vardı.
Peki şimdi ne yapacaktım? Onun burada ne işi vardı? Yoksa yerimi araştırıp bulmuşlar mıydı?
Bir anda bana sarıldığında tepkisiz kaldım. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Elim ayağım tutulmuştu.
"Ahh rosé. Nerelerdesin sen? Seni o kadar çok merak ettik ki..."
Bir süre daha sarıldığında kasiyerin bakışları dikkatimi çekmişti. İğrenir gibi bakıyordu. Az önce korece konuştuğu hiç birşey anlamamıştı salak. Irkçı insanlar!
Geri çekilip beni omuzlarımdan tuttuğunda ona dikkatimi verdim. Bir anda heyecanla gülümseyip konuşmaya başladı.
"Hemen jimin'e haber vermeliyim. Çok sevinecek."
Bir anda gözlerimi sonuna kadar açıp onu durdurdum.
"Hayır lütfen haber verme. Bi beş dakika bekle şunları alıp geliyorum." dedim çikokataları göstererek.
Başını neşeyle salladığında bıkkınca nefes verdim. Yine imkânsızlık peşinde koşmak istemiyordum...
Finale son 3!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidence°Jirosé
Fanfiction"Rosé!" Bir anda Jimin'in şaşkınlıkla bir fotoğrafa bakan silüetine yaklaştım. Bu fotoğraf... Rüyamızdaki fotoğrafla aynıydı! Annemle bay min ho yan yanaydı ve ellerinde çift bileziklerinden vardı. Ben jimin'e baktığımda o da eş zamanlı olarak ba...