BİR BEBEK BİN MÜSİBET

40.6K 935 177
                                    

Dikkat! Bu hikâye de sadece gülmekten gözleriniz yaşarabilir. Eğer gerçekten yaşarırsa ben zaten yokum demektir...

Yarım saattir pencerenin önünde kamp kurmuş bekliyordum. Nihayet saat 7.30 'u göstermiş ve alarm tüm odayı doldurmuştu. Başka günler olsa neden çalıyor bu saçma şey diye bağıran ben bugün alarmımı canım benim diye sevebilirdim. Bu ne dengesizlik derseniz bende bilmiyorum. Her zamanki gibi sokağın sol ucundaki villada oturan Poyraz tüm dakikliğiyle ve tüm şıklığıyla evinden çıkmış arabasına ilerliyordu. Aynı anda sokağın sağ tarafında oturan Rüzgâr ise tüm serseriliği ve tüm taşlığıyla evden çıkmış o da arabasına ilerliyordu. Hafifçe araladığım tülü yerine bıraktım ve koşarak aşağıya indim. Ben ayakkabılarımı giyip sokağa fırlayıncaya kadar Poyraz ile Rüzgâr arabalarına binmiş yol almak üzereydiler. Hızımı hiç düşürmeden koşarken ayakkabılarımı yanlış giydiğimi fark edip bir küfür savurdum. Koşa koşa sokağın ortasına gelmiştim. Ama ikisine de yetişme imkânım yoktu. Başımı bir sağa bir de sola çevirdim. Hayır, şimdi yapamazsam hiçbir zaman yapamazdım. O yüzden yapabileceğim en saçma şeyi yaptım. Ellerimi iki yana açıp bağırdım.

"Durun!" Sesim boş sokakta yankılanırken ikisi de gelip son model arabalarıyla bana çarpsa ne olurdu diye düşünmeden edemedim? Cevap basitti. Gülerdim. Ölür, öteki tarafa gider orada gülerdim. İkisinin şaşkın bakışları altında bir an ne yapacağımı bilemedim. Kelimeler ağzımdan istemsizce dökülürken olanları sadece karma ile açıklayabilirdim.

"Hamileyim!"

10 dakika sonra...

Poyraz ile Rüzgâr üçlü koltuğun biri bir tarafına biri diğer tarafına bense karşılarındaki tekli koltuğa oturmuş bakışıyorduk. Poyraz koltukta dikleşti. Üzerindeki takım elbisesi gerilirken kol kasları kendini tamamiyle belli etti. Rüzgâr ise cool duruşundan hiçbir şey kaybetmemişti. İki insan ne kadar farklı olabilirdi?

...

" İyi akşamlar sevgili seyirciler "bence evlenmeliyiz hem de bu sene" programından hepinize iyi akşamlar dileriz. Bugün karşımızda iki yakışıklı beyefendi oturuyor ve kendileri locada oturan Asya hanıma talipler.

Sol tarafta Poyraz Bey sağ tarafta Rüzgâr Bey. " sunucu alkışlarla birlikte poyraz'ın yanına ilerledi. Yaklaşık beş dakika sonra varabilmişti. E tabi bende 10 santim topuklu giysem

Ben de o kadar sürede varırım.

"Poyraz bey. Bir evin tek oğlu, gönüllerin veliahtı" Poyraz o sırada telefonuyla konuşuyor gibi yapıyor bir yandan da kol kaslarını gösteriyordu. " Babasının işini devralan genç başarılı işadamlarımızdan biri. Sağduyulu, cömert, günümüzün aile babası tipi. Her daim takım elbise giyiyor. Gece ne giydiğiyse merak konusu." Ayağa kalkıp elimdeki mikrofonu dudağıma yaklaştırdım.

"Ben biliyorum" Bütün herkes pür dikkat bana bakıyordu. " Yataktan pijamalarını gidiyor eğer iş o raddeye gelirse soyunuyor" dedim elimi kendime yelpaze yaparak. Salondaki tüm kızlar sunucuda dâhil bir ağızdan iç geçiriyordu. Elimi yelpaze yapmaya devam ederek oturdum. Sunucu Poyraz'ın arkasından dolandı kollarını Rüzgâr'ın gövdesine doladı.

" Rüzgâr bey. Veliaht ki veliaht. Çalışmıyor baba parası yiyor. Düşünün babası ne kadar zengin. Bolca karın kası var. Flörtöz, züppe, davetkâr. İçeride beni baştan çıkardı." Tüm kızlar iç çekerken Rüzgâr başını sallayıp sırıtıyordu. Elimdeki mikrofonu dudağıma yaklaştırrark ayağa kalktım.

"kızlar biliyor musunuz? Rüzgâr iş o raddeye geldiğinde soyunuyor genelde de boxer'ıyla yatıyor. Bir nevi sürekli çıplak geziyor."

Rüzgâr kızların iç çekişleri arasında ayağa kalktı ve tişörtünü çıkarıp vücut şovu yaptı. Tüm kızların içe çekişleri arasında kalın bir erkek sesi stüdyo da yankılandı.

"Vay anam analar neler doğuruyor be." Herkesin bakışları şaşkınla adama dönmüştü.

"Ne eşcinsel olmak günah mı?"

...

"Asya, asya!" Kolumun dürtülmesiyle kendime geldim."Değil valla değil. Neden günah olsun ki?" İkisi de bana kafayı yemişim gibi bakıyordu. Kesinlikle biri bana hayal kurmayı yasaklamalıydı.

Poyraz arkasına yaslandı.

"Diyorum ki hangimiz seyirciyiz" Parmağı Rüzgâr ile kendi arasında gidip geldi.

"Üzgünüm bunu 9 ay sonra öğrenebiliriz." Rüzgâr oturduğu yerde dikleşti.

"Ne yani kimden olduğunu bilmiyor musun?" Başımı iki yana salladım. Şu an mahallenin sürtüğü bendim herhalde.

"Bilmiyorum" dedim çaresizlik içerisinde. " hanginizin seyirci olduğunu bilmiyorum. Korkarım ki o zamana kadar ikiniz de başrolsünüz."

Peki ben bu duruma nasil mı düştüm. Hadi biraz başa saralım...
NOT: BEN GEL-DİM! BİR LOVESPENNYY KLASİĞİ. BU SENE SON SINIFIM GİRMEM GEREKEN BİR SINAV VAR. AMA O KADAR SIKILDIM Kİ BENDE BERABER EĞLENELİM DİYE DÜŞÜNDÜM.

ÖZELLİKLE VOTE'LARINIZI , SONRA DA YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN...

HEPİNİZ Ö-PÜL-DÜ-NÜZ!

BİR BEBEK BİN MÜSİBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin