2

1.3K 50 6
                                    

Jungkook'un böyle konuşmasını anlık olarak gereksiz bulduğum için umursamadım.

(Jin)- Hepimizin adını falan biliyorsun değil mi?
(Yejin)- Evet, biliyorum.

Namjoon cebinden bir kağıt çıkarıp konuşmaya daldı.

(Namjoon)- Bizim akıllılar (!) sana soru hazırlamış. Tanrım! Kıza böyle yapmayın zamanla tanıyacağız.

Hepsi yerde oturuyordu ve ben ayaktaydım. Namjoon gözleriyle oturmamı işaret ettiği için bağdaş kurup yere oturdum. Koltuklar vardı fakat biz yerde oturuyorduk. Salak (!) olabiliriz..

(Yejin)- Yine de neyi merak ediyorsanız sorabilirsiniz.
(Jungkook)- Erkek arkadaşın var mı-

Jimin, Jungkook'un bacağına hafifçe vurdu ve zoraki bir şekilde gülümsedi.

(Jimin)- Sen ona bakma. Arada libidosu gereksiz artıyor-
(Taehyung)- Jimin! Oha! Kız lan o.

Aralarında geçen konuşma bana aşırı samimi gelmişti ve açıkçası böyle olmaları hoşuma gitmişti. Beni hızlı kabul etmiş gibiler.

Jin, yavaşça kıvrılıp Namjoon'un bacağına yatmıştı. Aynı şekilde diğerleri de yere yatmıştı.

(Yejin)- Neden yere yatıyorsunuz? Koltuk var. Rahatsız olmuyor musunuz?
(Jin)- İlk başlarda koltuk bile yoktu. Yerde yatmak daha rahat geliyor. Bu arada.. Yemek yapabiliyor musun?

Arkamdaki tekli koltuktan yastık alıp başımın altına koydum. Bende onlar gibi yere yatıp tavanı izlemeye başladım.

(Yejin)- Biliyor musun? Her yemeği yapabiliyorum.

Jin'in zafer gülüşünü hissedebiliyordum. Diğerleri telefonla uğraşsa da Jungkook ve Hoseok tavandaki yıldızları izliyordu. Yıldızların elle yapıldığı belliydi. Hem şekillerinden hem de üzerinde yazan isimlerden. Bende oraya yıldız yapmak istiyorum.

(Jimin)- Yejin, Yoongi'yi çağırır mısın? Hep beraber oturalım. Ben de biraz içki alacağım. Mutfakta olmalı.

İkimiz beraber ayağa kalkıp odadan çıktık. Merdivenlerden hızlı hızlı inmeye başladık. Alt kata gelince ben Yoongi'yi çağırmak için koridora girdim. Jimin ise merdivenlerden devam etti.

∆∆∆

(Yejin)- Yoongi, müsait misin?
(Yoongi)- Gelebilirsin.

Kapıyı yavaşça açtım çünkü böylesine yakışıklı birinin odasına ilk defa giriyordum. Kapıyı açtığımda Yoongi müzik dinliyordu. Ayrıca morali bozuk gibiydi. Hemen karşısındaki tekli koltuğa oturdum.

(Yejin)- Hep beraber oturacakmışız da.. Sorun ne Yoongi?
(Yoongi)- Ah.. Çok yoruluyoruz. Yeni çıkacak albüm, koreografi, şarkı sözleri... Gerçekten zor.. Neyse, gidelim.

Hızlıca kalkıp odadan çıkması kaçtığını apaçık belli ediyordu. Hafif tebessüm edip bende odadan çıktım.

Beraber çalışma odasına geldiğimizde yerde minik bir masa vardı ve üstünde içkiler, etrafında ise üyeler vardı. Yoongi normal bir şekilde herhangi birinin yanına oturdu. Masanın etrafı doluydu ve, aaa! Ne tesadüf Jungkook'un yanı boş. İçimden göz devirip Jungkook'un yanına oturdum.

∆∆∆

Bana pek bir etkisi olmasa da üyeler alkole pek dayanıklı değil gibilerdi. Yaklaşık bir saat gibi bir süre içerisinde hepsinin yüzü kıpkırmızı, gözleri ise ölü gibiydi. Umarım saçma bir soru sormazlar diye düşünürken Hoseok konuşmaya başladı.

(Hoseok)- Yejin! Sence bir erkek nasıl olmalı?
(Yejin)- Bence... İlk önce insan olmalı. Ve samimi olmalı ben samimi erkekleri seviyorum.

Ben anlatırken Jungkook'un bakışlarını üzerimde hissettim ve kafamı ona doğru çevirdim. Gözlerimi kısıp gıcık gıcık baktım. Neden? Çünkü bu klişe bir kitap. Ona gıcıklık vereyim ki, en büyük aşklar kavgayla başlasın. Ya da başlamadan bitsin.

∆∆∆

Jungkook hariç bütün üyeler yerde uyuyordu. Biz hala içiyorduk. Kendimizi fazla kaptırmış gibiydik. Son bardağı hızlıca masaya çarpıp sessizce 'yeter' dedim. Ayağa kalkıp teker teker üyelere baktım ve onlara yastık, battaniye almak için yürümeye başladım. Asansöre bindim ve kapının kapanmasını bekledim. Kapı kapanırken Jungkook'un bana doğru koştuğunu görünce refleks olarak kapıyı tuttum.

(Yejin)- A doğru! Yerden soğuk kapmasınlar? Ben sadece yastık falan almaya gidiyordum.
(Jungkook)- Yerden ısıtma var.

Sanki benim evimde de varmış gibi kafamı aşağı yukarı salladım. Odaların katına geldiğimizde asansörden indik ve ben yürümeye başladım. Jungkook'un yanımda olmadığını fark edince arkamı döndüm. Jungkook 'salak mısın?' der gibi bana bakıyordu. 'Ne?' anlamında kafamı iki yana salladım bende.

(Jungkook)- Şu odada yedek bir sürü eşya var.
(Yejin)- Ne bileyim ben? Daha burada ilk günüm.

Omuzlarını kaldırıp gülünce dediği odaya girdik ve yastıkları alıp çıktık. Yastıkları falan asansöre koyup yukarı çıktık.

∆∆∆

(Yejin)- Ben koltuğa yatacağım. Alışık değilim pek.
(Jungkook)- Bende!
(Yejin)- O zaman ben yerde yatayım.
(Jungkook)- Neyse hadi sen yat koltukta. Ben yerde yatarım.

Yüzümü buruşturup 'Salak mısın lan!' der gibi ellerimi iki yana açtım. Dışımdan söylemedim yani öldürür bu beni.

Klimayı odaya göre ayarlayıp koltuğa yattım. Kolumdaki saate baktım mümkünatı yoktu, bu saatte uyuyamazdım. Biraz oyalanıp çalışma odasından çıktım. Kendi odama inip kıyafetlerimi falan yerleştirmeye başladım.

∆∆∆


Manager /JJK ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin