12

672 40 0
                                    

(Jimin)- Özür dileyeceğim- ya da dilemesem mi?

Bıkkın bir nefes verip yüzünü ellerinin arasına aldı.

(Jimin)- Zamana bırakacağım. İlla ki affeder.

Dedi ve ayağa kalkıp odada gezinmeye başladı. Fenerini her yere tutunca odadan çıkmak için kapıya doğru yürüdü. Kapı kolunu tuttuğu sırada bende hafifçe kıpırdadım. Tam çıkacakken durdu ve tekrar odaya döndü. Masayla iyice bütünleşip saklanmaya çalıştım. Jimin adımlarını masaya yönelttiği sırada ellerimle yüzümü kapattım.

(Jimin)- Seni görebiliyorum.

Ellerimi yüzümden yavaşça çektim ve yüzüme güneş gibi parlayan bir fener ile karşılaştım. Elimle feneri hafifçe ittirdim ve çıkmak için hareketlendim. Jimin masanın hemen önüne eğilince önüm kapandı.

(Yejin)- Çekil, çıkacağım.

Dudağını öne doğru büzüp kafasını iki yana salladı. Derin bir nefes alıp verdiğim sırada Namjoon'un sesi koridorda yankılandı.

(Namjoon)- Jimin! Burada mısın?

Jimin bakışlarını kısa süre kapıya çevirdi. Ani bir hareket yaparak elleriyle ağzımı kapattı ve yanıma sıkıştı. Kaşlarımı çatıp koluna vurduğum için kollarımı iyice kavradı. Hareket edemiyordum.

Namjoon ikimizin olduğu odanın kapısını açıp içeriye kabataslak bakındı ve çıktı. Çıktığı anda Jimin'i ittirip masanın altından çıktım.

(Yejin)- Gidiyorum. Birinin beni bulması gerekiyordu, buldun bitti.

Cümlemi kurarkan yüzüne bakmıyordum. Aynı şekilde arkama bakmadan odadan çıktım. Arkamdan koşarak geldi ve kafamdaki kapşonu tutup havaya kaldırdı.

(Jimin)- Bir şey olmamış gibi davranacağım. Olayı Jungkook hariç kimse bilmiyor.
(Yejin)- Çok yakın olmamaya çalışırsan sevinirim.

Merdivenlerden inip üyelerin yanına gittik. Hepsi sanki yorulmuş gibi masada oturuyorlardı. Biz kapıda belirince Jungkook tek kaşı havada bize bakmaya başladı.

(Jimin)- Onu buldum!

Herkes aynı anda 'Ohh!' diyince kapşonumu Jimin'in elinden hızlıca kurtardım ve Jungkook'un yanına oturuverdim.

Jungkook bana dönüp yüzünü yüzümle aynı hizaya getirip bakmaya başladı.

(Yejin)- Ne?

Elleriyle saçımda kalan tahta parçasını aldı ve yüzünü çekip önündeki kahveyi önüme koydu.

(Jungkook)- İç.. Terlemişsin.

Cebinden peçete çıkarıp alnımı silmeye başladığında bütün üyelerin ağızlarındaki pipetlerde bize baktığını fark ettim.

(Namjoon)- Siz ikiniz.. Çıkıyorsunuz da bizim mi haberimiz yok?
(Yejin)- Kız kardeşi gibiyim ya (!) ondandır.
(Jungkook)- Hayır. Seni kendime fazlasıyla yakın görüyorum ve senin için endişeleniyorum.
(Jin)- Aşıksın yani..

Kalbimin hızlı hızlı atmasını kamufle etmek için seslice güldüm. Hoseok hariç hepsi ciddi bir şekilde duruyordu. Hoseok.. Beni hep rahatlatıyorsun..

∆∆∆

(Yoongi)- Yine burada geceledik. Hep bu oluyor bilmem farkında mısınız? O güzel yatağımın neye benzediğini unuttum. Ayrıca yarın canlı yayın açmalıyız. Bir kaç gündür hiç ses çıkarmadık.

Herkes yavaş yavaş ayaklandığında bir an bacağımı hissetmediğimi fark ettim. Uyuşmanın zamanı mıydı şuan?

(Taehyung)- Yejin, gelmiyor musun?
(Yejin)- Ayaklarım uyuşmuş.. Siz gidin ben sonra geçerim.

Hepsi gidince bacaklarıma yavaş yavaş vurmaya başladım. Asıl sorun da hissetmemem...

Biraz da olsa hissetmeye başlayınca daha hızlı vurmaya başladım. Vurdum, vurdum.. Fakat Jungkook'un aniden bileklerimi tutmasıyla durmak sorunda kaldım. Kafamı hafifçe kaldırdığımda sıcak nefesini yüzümde hissediyordum.

(Yejin)- Bana o kadar yaklaşman kalbimin hızlı atmasına sebep oluyor.
(Jungkook)- Benim için de çok kolay olmuyor.

Hemen karşıma bir sandalye çekip oturdu ve tekrar bileklerimi tuttu. Sağ elimi hafifçe çekiştirdim çünkü acımıştı. Jungkook bileğimi kaldırdı ve kızarıklığa bakıp iç çekti.

(Yejin)- Ah sorun değil. Acımıyor bile (!)

Gözlerimin içine bakarken minik bir gülümseme ile karşılık verdim. Bana acıyor muydu? Bileğim için mi endişeliydi? Bir fikrim yok ama.. Bu bakışı sevmedim.

(Yejin)- Öyle bakma.. Sevmedim..

Yüzünü aniden değiştirip iyice yaklaştı. Kalbimin sesi gayet duyulabilir dereceye gelmişti. Dudaklarımı ıstırıp bastırmaya çalışmam onun hoşuna gitmişti. Dudaklarımı kendi haline bırakıp derim bir nefes aldım.

(Jungkook)- Senden çok hoşlanıyorum bence.

Kelimeleri tek tek dudaklarıma çarpıyordu. Nefesini ise bir hayli hissediyordum. Gözlerimi kapattım çünkü onu bu kadar yakın görmek nefes dengemi bozmuştu. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken Jungkook dudaklarını benim dudaklarıma bastırdığı için, gözlerimi kocaman açtım.



Manager /JJK ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin