Sabahın köründe çalan telefona karşılık masadan kalktım ve telefona baktım.
(Yejin)- Efendim HanJi?
(HanJi)- Yejin durum vahim. Odana bir şey almak için girmiştim ve.. Masanın üzeri, yerler dahil her yer dosya doluydu. Bir kısmını aldım fakat.. Diğer kısım seni 4 gün rahat uğraştırır.Telefonu sinirle kapattım ve Hoseok'un odasından salaş bir şeyler giydim. Şimdi hiç yurda gidemem çünkü zamanım yok diye düşünüyorum.
(Yejin)- Çocuklar odamın her yeri dosyalarla doluymuş, her yeri! Şimdi şirkete geçeceğim. Büyük ihtimalle uzun uzun onlarla uğraşırım.
(Jungkook)- İyi biz de geliyoruz. Hem sıkıldık, hem de yardım ederiz.İşime gelirdi. Hepimiz hızlı hızlı arabaya bindik. Üzerimdeki korku ve endişe yerini mutluluğa bırakmıştı. Nasıl olsa yanımda dağ gibi 7 adam var.
∆∆∆
(Yoongi&Jin)- Aman tanrım..
(Taehyung)- Yejin bir de buraya tek gelecektin, şuranın haline bak.Masamın yanına gittim ve dosyaları ittirip koltuğa oturdum. Üyeler tek tek ceketlerini çıkarıp köşeye astılar ve dosyaların yarısını ofisin ortasındaki masaya koydular. Onlara gururla bakarken ofisimin camından bir çalışanın ağzı açık baktığını gördüm. O an fark ettim ki üyelerin üzerinde dar, boğazlı, siyah kazaklar vardı. Kız ile göz göze geldiğimizde panikleyip gitti. Ah.. Gerçekten zor olacak.
(Jungkook)- Ne yapıyoruz şimdi?
(Yejin)- Önünüzde duran dosyaların içinde uzun uzun yazılar var, ayrıca bazı görseller de var. Yazıların özetini çıkartıp yazmanız yeterli benim için.
(Taehyung)- Senin için yeterli olanı değil, tam olarak ne yapmamız gerektiğini söyle.
(Yejin)- Çıkarttığınız özetleri, kendi dosyasında tekrar dosyalayacaksınız. Sonra imza atacağım ve ilgili ofise gidecek.∆∆∆
Yaklaşık 2 saat geçmesi üzerine dosyaların yarısını bitirmiştik. Maillerime de göz gezdirmiştim ve bir yandan da onları bitirmiştim. Her şey harika gidiyordu ki Taehyung'un birden bağırmasıyla sıçradım.
(Taehyung)- Olamaz, parmağım yok! Onu kestim!
Jin, Taehyung'un elini sakince havaya kaldırdı.
(Jimin)- Tae.. Sadece parmağını içe doğru bükmüşsün.
(Taehyung)- Ama gözükmüyordu.
(Jimin)- Çünkü içe bükmüşsün.Taehyung kavuştuğu parmağını öperken , Namjoon 'Acaba kafası mı güzel?' bakışını Taehyung'un üzerinde gezdiriyordu. Tam o anda bam! İçeri HanJi girdi.
(HanJi)- Yejin! Ne yaptı-
İçeride üyeleri görmesi ile duraksadı ve önce üyelere, sonra ellerindeki dosyalara baktı.
(Yejin)- Yardım ediyorlar HanJi, öyle bakma.
(HanJi)- Ne kadar düşünceli beyler..Ağlama numarası yaparak kafasını yere eğdi. Utanıyordu sanırım, çünkü kafası yere eğik bir şekilde birkaç dosya alıp odadan çıktı. Koşar adımlarla...
(Yoongi)- Hangimizden hoşlandı?
(Yejin)- Hadi ama.. Onun sevgilisi var.
(Hoseok)- O kadar yakın mısınız? Jungkook bir şey söyle.
(Jungkook)- O iyi birisi, ayrıca Yejin'e güveniyorum.Hoseok ile göz göze geldiğimizde amacına ulaşamamıştı. Amacı gıcıklıktı, böyle dosya dosya nereye kadar.
(Yejin)- Kahve içer misiniz?
(Üyeler)- Harika olur, evet..Keyifle kalktım ve asansöre doğru yürümeye başladım. Asansöre bindiğimde, kapı kapanırken elinde kağıtlar ile bir adamın koştuğunu gördüm. Refleks olarak kapıyı tuttum yine..
(?)- Teşekkür ederim.
Yeterince meraklı bir insan olarak elindeki kağıtlara göz gezdirdim. Baktığımı hissetmiş olacak ki bana döndü ve göz göze geldik. O an batırmamak için hafif bir kafa selamı vermek zorunda kaldım.
(?)- TXT'nin menajeriyim. Soo Je Bin.
(Yejin)- Bende BTS'in menajeriyim. Han Yejin.O an içimde bir mutluluk belirdi. Onların menajeri olduğumu ne zaman söylesem, yüzüm gülüyor, mutlu oluyordum.
(Je Bin)- Tanıyorum, her yerde isminiz var.
(Yejin)- O ne demek?
(Je Bin)- Yani grubun dünya çapında ünlü olduğu için, senin de adını duyuyoruz illa ki.
(Yejin)- TXT de gayet başarılı ve ünlü.O an asansör durdu ve indim. Adamda garip bir his var, bir anlığına rahatsız olmadım değil yani..
∆∆∆
Saat yavaş yavaş gece yarısını geçiyordu. Bazı dosyaları saklamıştım, çünkü sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı. O kadar da yorulmalarını istemem.
Sakladığım son dosyayu da bitirdim ve kafamı ellerimin arasına koydum.
(Yejin)- Bitti!
Garip garip esneme sesleri duyduğumda kafamı kaldırdım ve üyelerin bazılarının uyuduğunu gördüm.
(Yejin)- Uyanın! Eve gidiyoruz.
Hepsi yavaş yavaş toparlandı. Beraber odadan çıktığımızda, uyanık olan kısım kendi çapında eğleniyor, ayakta uyuyan kısım da kendi çapında eğleniyordu. Asansöre bindiğimizde Yoongi uykulu ve tok sesiyle konuştu.
(Yoongi)- Jin neden Namjoon'un omzuna tükürdü?
(Namjoon)- Ne?!Namjoon panikle beni ezip aynanın karşısına geçti. Jin gerçekten de tükürmüş.
(Jin)- Sinek vardı..
Jin'in bir gözü kapalı gibiydi. Fazlasıyla uykusu vardı ve eğer Namjoon şuan ona kızarsa olanlar belliydi. Jin ağlama numarası yapacak ve kendini yere atacaktı. Sonra sürükle sürükleyebildiğin kadar.
(Namjoon)- Tamam sakinim, uyuyorsun.
(Taehyung)- Benim aklımda bir şey var.
(Jimin)- Neymiş?
(Taehyung)- Nereye gidiyoruz şimdi?
(Hoseok)- Evime.Asansörden inmiş, şirketten çıkmıştık. Şoför koltuğuna oturan kişi Jungkook'tu. Nereye götürürse oraya.
(Taehyung)- Jungkook, bizi kafeye götür. Yemek falan yiyip öyle eve geçelim.
(Yejin)- Bunlar ayakta uyuyor.
(Taehyung)- Jin yemek yiyeceğiz, uyan.Jin gülümseyip oturumuna geldi ve telefonunda gezinmeye başladı. Yoongi'yi kendi haline bıraktık çünkü onu gittiğimiz anda ayıltabilirdik. Ama Jin, biraz zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager /JJK ✔
Fanfiction'Başlangıcı biz yaptık, Sonuna da biz karar vereceğiz.' [Jungkook×Yejin] ©2020 [231120] [200421]