7

852 39 2
                                    

5 Hafta sonra

(Yejin)- Albüm birazdan yayınlanacak. Yayın açılmak üzere. Hazırlanın.

Kameranın arkasına geçtim ve elimle üçten geriye saymaya başladım. Bir olmadan kafamı kaldırıp üyelere baktım ve yayını açtım.

Yaklaşık 45 dakika yayın yapan üyeleri gururla izledim ve yayın bitişinde yanlarına gittim.

(Yejin)- Bir hafta tatiliniz var. Çalıştığınız 5 hafta içerisinde verdiğiniz çabalar için teşekkür ederim. Yurda geçeceğiz birazdan.

∆∆∆

Herkes odasına çekilmişti. Çok yorgun olduklarını biliyorum. Şuan kesin uyuyorlardır. Bende odamdaydım fakat onların aksine pek uyuyamamıştım. Aklıma uzun süredir sosyal medyaya girmediğim geldi ve bir fotoğraf atmak istedim.

 Aklıma uzun süredir sosyal medyaya girmediğim geldi ve bir fotoğraf atmak istedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@HanYejin- Selam 👋🏻

234bin beğeni*
41bin yorum*

@JeonJungkook gönderinizi beğendi

@a- Bunu kim çektiii?
@b- Sevgilisi mi var?
@c- Özledik...
@d- Bu kızı sevmiyorum. Eminim üyelere yavşar.
@e- Hakaret etmeyin dava eder. İçinizden sövün.
@f- @e ya da içinizden kudurun mu demeliydin?

Kısa bir süre yorumlarda gezindim. Odamdan kulaklığımı alıp çıktım. Aşağı inmek için merdivenlerden zıplaya zıplaya indim. Ve bir an bundan keyif aldığımı hissettim. Mal gibi zıplaya zıplaya bir yukarı çıktım, bir aşağı indim.

Yukarı çıktığımda merdivenin başında elleri göğsünde olan Jungkook'u buldum. Yanına çıktım ve ellerimi, nefes nefese dizlerime koydum.

(Yejin)- Ne kadar sıkıldığımı tahmin edemezsin.
(Jungkook)- O fotoğrafı kim çekti?
(Yejin)- Erkek bir arkadaş. Bir keresinde bende kalmıştı. Sen sen ol, mal biriyle aynı ortamda bulunma.

Konuşurken bir yandan da aşağı inip masalardan birine oturduk. Kısa süre sonra Jungkook kahve getirdi. Uzun uzun oturduk, konuştuk, oyun oynadık.

(Jungkook)- Baksana Yejin, fotoğrafını çekeceğim. Telefonunu ver.

Telefonumu verdim ve poz vermeye başladım. Jungkook'un güzel fotoğraflar çektiğini albüm çekiminde görmüştüm. Eline kamera aldığı zaman şaheser yaratıyordu resmen.

En sonunda fotoğrafları gözden geçirirken telefonunu aldım ve bende onun fotoğrafını çektim. Rastgele...

∆∆∆

(Jungkook)- Buranın en üst katına çıkalım. Orası değişikmiş. Bir sürü hayvan fotoğrafları ve postları varmış. Gitmek ister misin?

Kafamla onayladım ve asansöre bindik. En üst kata bastığımda Jungkook'a döndüm ve istemsizce kahkaha attım. Jungkook boyum küçük olduğu için hafifçe kafama vurdu. Bende yere düştüm.

(Yejin)- Oha lan! Bak öldüm.

Dedim ve yere yatıp gözlerimi kapattım. Jungkook beni kucağına alınca gözlerimi açtım. Burnunu sıkıp beni yere indirmesini sağladım. Yüzünü buruşturup burnunu tuttuğunda asansör son katta durdu.

Katta hiç ışık olmadığı için kapanma eşiğinde olan telefonumun ışığını açtım.

(Yejin)- Sen telefonunu almadın mı?
(Jungkook)- Tuvalet için öylesine çıkmıştım.
(Yejin)- Tuvalet kanunun 76. Maddesinin, 12. Fıkrasına göre tuvalete giderken telefon alınır. Sıkılmamak için.

Jungkook kocaman bir kahkaha attı ve sesi yankılandı. Yankı yüzünden kısa süreli sağırlık yaşadığım için koluna hafifçe vurdum.

Yavaş yavaş bahsedilen odaya girdik ve uzun odanın sonlarına doğru yürümeye başladık. Telefonumdan gelen o lanetli sesi nerede duysam tanırım. Kapanma sesi...

(Yejin)- Jungkook telefonum kapandı. Hadi gidelim sonra tekrar geliriz.

Kafasıyla onayladığında odanın kapısına geldik ve açık bıraktığımıza emin olduğumuz, kapalı kapıyı açmaya çalıştık. Başta Jungkook'un denemesi ile birlikte kapı açılmıyordu. Ne tesadüf lan! Değil mi?

Kapının umutsuz vaka olduğunu anladığımız için, ayın ışığının vurduğu bir kısma oturduk.

(Yejin)- Hayatım dizi gibi ilerliyor. Klişe, klişe, klişe.. Ama eğleniyorum biliyor musun? Hoşuma gidiyor..
(Jungkook)- Seninle burada kalacağımı düşünmezdim.
(Yejin)- Bok vardı Jungkook. 2 dakika sabırlı olsaydın yarın sabah gelirdik.

Aklımdaki her şeyi silip ayın ışığının vurduğu kısma baktım. Bir resim vardı. Dikkatimi çektiği için kalkıp resmi aldım ve tekrardan Jungkook'un yanına oturdum.

Fotoğraflar başkanın eski anlarına aitti. Bir grup kız ile şirketin önünde çekindikleri fotoğraftı. Fotoğraflara bakarken birinin arkasında yazılan yazılara gözümüz çarptı. Yazıda grubun dağılma sebebinin üyelerinin vefat etmesi yazıyordu. Fazla hakaretlere maruz kaldıkları için intihar etmişlerdi.

(Jungkook)- Hala böyle hakaretlere maruz kalan çok insan var.
(Yejin)- Ve bunların önüne geçemiyoruz. Belki de geçmiyoruz.
(Jungkook)- Ayrıca önüne geçmemiz gerektiğini düşünürken çok insan kaybettik.
(Yejin)- Daha fazla kayıp vermemeliyiz.

Birbirimizi tamamlayan cümlelerimizi söylerken gözlerinin içine bakıyordum.

Onun bir ettiği lafı, herkes etse.. Büyük kaos. 'Nasıl olsa beni mi görecek?' diye düşünüp yorum atan kişi sayısı çoğaldıkça artar o yorumlar. Ve o kişi seni görür. Hassas insanlarız.. Kimimiz, hepimiz, çoğumuz. Lafların çoğunu ne kadar umursamasak da kırar bazıları hepimizi. İncitir biraz da olsa. O birazlar biriktikçe büyür, biriktikçe çoğalır. İncinmen ne kadar çoğalırsa, ya o kadar hızlı ölürsün, ya da güçlenirsin. Ki güçlenmek gerçekten zordur.

Manager /JJK ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin