Saud için kitap kapağı yapabilecek birileri varsa mesaj atabilir?
22, Sekar anısına,
yerin benim yanım.
yanalım.
∞
Gitmek isteyeni tutmak, acıyı ne denli uzun süre hayatta barındırabileceğinle alakalıydı. Acı eşiği, acı eşiğim ve acının karşısında duruşum o kadar farklıydı ki, biliyordum bütün diğer insanların yanında avucumdan tutan adamın bu güçte etkisi büyüktü. Kabul edebilirdim. Parmağıma sadakatin manasını takmıştı, sadakatin anlamı olan halkayı. Bizi kırmızı iplikle birbirimize bağlamıştı. Hayallerimin arasında iyi bir insan olmak ve iyileştikten sonra hayallerimden peşinden gitmekti, en büyük hayalim; bir gün hayal kurmayı bırakmamaktı.
Gece uyku tutmamıştı. Lema günlerdir içine kapanık olduğu için ne yapacağını bilmez bir haldeydik. Yaklaştıkça Evran'ın gidişinden dolayı daha da hırslanıyordu. Onu hayatında istemiyor oluşu gitmesine neden olmuştu ama kalmakta Evran için büyük bir acıdan başka bir şey olmayacaktı.
"Feris," dediğinde Pamir, uzun boyu ve üstünde olan spor kıyafetleriyle karşımda duruyordu. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı, uykusuz olduğu gözlerinden belliydi.
"Efendim?" saçlarımı kulaklarımın ardına sıkıştırdığımda bakışları ürkütücü bir sakinlikteydi. Kenarda duran sandalyeyi çekip otururken ilk kez ne söyleyeceğini bilmiyormuş gibi davranıyordu.
"Ben sana bir şey danışmak istiyorum." Dedi, öksürüp derin bir nefes aldığında titriyor gibiydi. "Kafam aşırı karışık. Konu Lema."
Güldüm. Hafifçe dudaklarım kıvrıldı. O da adını söylerken hafifçe kaşlarını çatıp gülümsemişti.
"Danış tabii, yardımcı olmak isterim."
"Aslında çok büyük bir şey değil belki senin için ama ben ona senelerdir ilk defa onu sevdiğimi söyledim." Lafı bir araya getirmekte zorlanıyordu. Gözlerini kaçırmıyordu ama ondan bahsederken hep böyle yutkunup derince iç çekiyordu. "Ona engel olamam, askeri okul istiyor. Yani bizden bir şey olmaz gibi gelmiyor mu?"
"Saçmalama Pamir," dedim öfkelenerek. "Özgürlüğüne elbette engel olamazsın ama en azından ona bu konu hakkında soru sorabilirsin. Konuş onunla. De işte, böyle olursa nasıl olacağız diye."
"Abim Ankara'ya taşınırız okulu kazanırsa dedi ama benim içim hiç öyle bir okulda okumasına razı değil." Söylerken bile zorlanıyordu. "Bu zamana dek hep kısıtlamalarla büyümüş bir kadın olduğu içinde engel olamıyorum. Özgür iradesiyle verdiği tek karar bu..."
"Bak ne güzel söyledin, özgür iradesiyle... Lema'nın pahalı çantalara ve pahalı elbiselere ihtiyacı yok. Onun özgür iradesiyle verdiği tek kararı bana kalırsa sana düşen sadece destek olmak," dediğimde gözleri uzun uzun dalarken bana baktı ve ufacık bir gülümseme belirdi yüzünde.
"Ankara'ya peşinden giderim o zaman, kazanırsa." Dedi, "Kazanacağını iyi biliyorum, tuttuğunu koparır o küçük Şam şeytanı."
Ben de güldüm.
"Bu eve ilk geldiğimizde birbirimizden nefret ediyorduk." Dedim. O da kafasını salladı.
"Abim için bir ilkti, herkes Lema kadar hazır değildi senin gelişine. Ama Feris," uzun uzun çam ağaçlarına baktı. "Sadece abime değil, bu evin cenaze havasını değiştirdin sen geldiğinden beri Lema çok daha sakin biri. Eskiden geçen haftaki yaşanılan şeyden sonra camı kapıyı indirir ve önüne gelen herkese saldırırdı. Artık çok daha sakin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1. KUYU: SAUD
Ficción GeneralCehennemin dipsiz çukurlarında yanarken, günah obruklarına saplanmış bedenler, yanacaktı. Bu kaçınılmaz bir gerçekti ve cehennem de azap görenlerin ıstıraplı sesi bulutların ağlamasına, cennette ki insanlarınsa hüzünlenmesine sebep olacak kadar acı...