Hayatınızdaki en büyük zorluk nedir mesela? Herkes bilir ki her insanın hayatında kendisine göre zorlukları vardır. Mesela bir insanın hayatındaki zorluklar başka birine göre oldukça basittir. Çünkü zorluk yanlızca insanın gücüne bağlıdır. Öyle ki, bir insan başka bir insanın hayatındaki zorluklara gülebilir bile. Çünkü ona göre asla zorluk değildir.
Öyle düşünüyorum ki, benim hayatımda yaşadıklarım asla bir başkası için kolaylık değildir. Çünkü benim yaşadıklarım o kadar ki zordu, bir başkası asla buna kolaylık diyemezdi. Ve ben bütün bunlara rağmen hala ayakta ve sağlıklı bir psikolojideysem o zaman gücümü kimse sınayamazdı.
Çoğu insan için zorluk yanlızca ölümken, ben bir mezarlıkta doğdum. ölü bir kentin terk edilmiş sokağında doğmuş bir kız çocuğu.
Okuldan sonra eve geldiğimize bugün ilk kez içimi bir huzur kapladı. Çünkü eve girer girmez beni hevesli gözlerle bekleyen bir babam vardı. Dizleri dibinde oturtmuştu beni. Ellerimi sıcacık avuçlarına sığdırmış başımı dizlerine yatırmıştı. Gözlerimi kapattım. Huzur neydi ki? Şimdi içinde olduğum an mı?
Babama günümün iyi geçtiği ile alakalı bir şeyler söledim. Bana arkadaş edinip edinmediğimi söylendiğinde ona yanlızca olumlu cevap vermiştim. Babama senin kızın artık kayıp etmekten korktuğu için kimseyi yakınında tutmuyor diyemedim. Badem gözleri hevesle parlarken ona bunu yapamadım. Sıcacık parmakları saçlarımı okşadı.
Tanrım, annemden sonra babamın parmakları saçlarımı sevdi. Bunun için şükürler olsun sana.
"Akşam yemeği için istediğin bir şeyler var mı kızım?"
Derin bir nefes aldım. Başımı sallayıp onu red ettim. Öyle aptal bir durumdaydım ki, ben doğru düzgün yemek isimleri bile bulamazdım. Bu vakte kadar tek sıkıntı karnımı doyuracak kadar yemek bulmakken nasıl yemek seçerdim ki?
Büyük salonda babamın dizleri dibine tünemiştim. Başımı dizlerine dayamış gözlerimi yummuştum. Babamın bir eli ellerimdeyken diğer eli saçlarımı okşuyordu.
"Çocuklarla anlaşıyorsun öyle değil mi? İkizlerle ve Aron'la."
Aron ismini duyunca yutkundum. Onun kudretli ismini duymak bile içimi titretiyordu. Kara gözlerini düşünmek ise bedenimde farklı bir his dalgası yayıyordu.
"Evet baba. Herşey yolunda."
Yolunda olan hiçbir şey yoktu. Bu hayatta kendimi davetsiz misafir gibi hissediyordum. Öylece hayatlarına girmiş ve kendimce bir yer edindim. Ama içim o kadar boştu, ne heves ne de başka bir şey vardı.Tekrar herkes akşam yemeğinde masada buluştuğunda, görevliler masayı durmadan doldurmuşlardı. O ana kadar aç olduğumu fark etmemiştim bile. Herkes yemeğe başlayınca önümdeki yemeğe boş gözlerle baktım. Kızarmış tavuğun kokusu açlığımı tetikliyordu.
"Amca, diyorum ki hazır yarın hafta sonuyken Esir'e istanbulu mu gezdirsek?"
Başımı kaldırıp babama bakınca babam elinden kaşığı sakince masaya koydu ve aniden dönüp Aron'un gözlerine baktı. Ama Aron gayet sakince yemeğini yiyordu. Asil tavırlarla çatalını dolgun dudaklarından çekti ve peçeteyle naifçe sildikten sonra başını kaldırdı. Siyah kuyuları önce babama da durdu sonra ise ansızın bana çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAM+18 (Tamamlandı)
Teen Fiction"Şimdi, burda seni öpersem bana karşı çıkar mısın deam morte?" Deam morte, ölüm tanrıçası.. Kalbim tekledi. İçimde binlerce feryat yükseldi. Onun kucağında bir kedi misali, hayır tanrım bir çocuk misali tünemişken tıpkı bana yakıştığı gibi ölüme...