Ekinos'un ölümü

4.2K 254 334
                                    

Her şey gibi Ekinos da  bitiyordu. Yılda sadece iki kez oluşan bu olay ben ve Aron için de geçerli miydi  bilmiyorum. Benim için birleşmek  sadece bedenlerin birbirlerine zevk vermesi değildi. Ruhların da sevişmesiydi. Hani ruhunun en derininde küçük bakışlı çocuklar vardı ya, işte o çocukların el ele tutuşup çayırlarda koşması gibi heyecanlıydı o sevişme.

Ve bana göre ben Aron'la onun gözlerine esir düştüğüm an o kuyuların en derininde onunla sevişmiştim zaten. Ve dün gece ise bedenlerimiz sevişmişti. Bundan asla pişmanlık duymayacağımı biliyordum. Ve duymamıştım da..duymayacaktım da. 

Çünkü benim ona olan tek pişmanlığım bile isteye ayrı kalacağım zamanlardır. Benim Aron'a  tek pişmanlığım oma daha geç koşturduğumdan olacaktı.  öyle olması için çabalayacaktım.

Derin bir gece geçirdiğimi söyleyemezdim. O kadar yorulduktan sonra üç beş saat deliksiz geçen uykumdan uyandığım da etraf zifiri karanlıktı. Kasıklarımdan ılık ılık akan kanın rahatsız hissiyatı ile hızlıca yataktan doğrulduğum da uzanmış olduğum yerin fazla büyük olmayan bir kan birikintisi halinde olduğunu fark etmiştim.  Bacaklarımdan aşağı üç beş damla kan akıyordu. Ve bu kan ilk birleşmemizde akan kan değildi. Bu kan yeni akıyordu.

İşin en kötüsü ise Aron yoktu. Etrafta değildi. Odada değildi. Ne yapacağımı bilmez halde etrafa baktım. Uzanıp lambaları yaktım.  Bedenim sızlıyordu. Göğüslerim kalçalarım ve kasıklarımın şiddeti daha fazlaydı. Çıplak oluşumu umursamadan otel odasında bulunan banyoya girdim. Her adım atışımda birbirne sürtünen baldırlarım kadınlığıma   sürtünüyor ve resmen can çekişmeme sebep oluyordu.

Bacaklarımı birbirinden uzak tutmaya çalışarak banyo da bulunan boy aynasından çıplak  bedenime baktım. Gördüklerime inanmamıştım. Aron'un dün gece bedenime sahip olurken izler bıraktığını biliyordum. İkimize ait o iç gıdıklayan izler. Ama bedenimin bu kadar morarmış olması beni şaşırtmıştı. Göğüslerim ve boynum öncelik olarak onun özenle ilgilendiği her yerim koyu bir mor rengini almıştı. Mor ve siyah arası bir renkli. Ve etraflarında kızılcıklar da vardı. Bir gökkuşağı yarattı tenimde. Üç beş renk, hiç gökkuşağı görmemiştim. Ve o bana bunu hediye etti. Kabullendim. Ve o gökkuşağının altında sabahladım.

Arkamı dönüp kalçalarıma baktığımda dehşete düşmüştüm. Kalçalarım  boydan boya simsiyah bir haldeydi. Kalçalarım  içeriye doğru daha da morarmıştı. Ve dün Aron  kalçalarımı yoğururken zevkle birlikte acı duymuştum. Şimdi o acının izlerini görüyordum. Bedenimi bu halde görecek bir insan darp edildiğimi ya da tecavüze uğradığımı düşünebilirdi. Çünkü bedenimdeki morluklar ve ısırdık izleri vahşiceydi.

Saçlarımı dolayıp kafamın üzerinde topuz yaptım. Gecenin bu saatinde Aron neredeydi emin değildim. Ama hissediyordum ki gelmesi fazla uzun sürmezdi. Belki de bu nedenle şimdi böyle içim rahattı. Duş almalı mıydım emin değildim. Dahası bacak aramdaki kanama durmuş olsa da sızısı dinmiyordu. Duş almak yerine banyo dolabından aldığım beyaz havluyu sıcak suyla ıslayıp bacaklarım boyunca iz bırakan kanları sildim. Havluyu yukarıya çıkartıkça dün geceden kalma kan izlerinin kurumuş ya da pıhtılaşmış olduklarını gördüm. Ve havlu yukarıya çıktıkça canım fecci acıyordu. Buna rağmen bir ayağımı klozet dayayıp canımı acıtmayacak şekilde bacaklarımı açtım ve kanlı havluyu yıkayıp tekrar bacak aramı güzelce sildim. Kan kokusu tıpkı reglken gelen koku gibiydi. Kanın metalık kan kokusundan çok mahremiyet içeren bir koku. Kadınlığımın en derininde yumurtalıklarında kopup  gelen kan, o yumurtalıkların kokusunu taşıyordu.

KAM+18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin