Lütfen aşağıda bulunan küçük yıldıza basarak okumaya başlayın ve multiye koyduğum şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. Satır arası yorum bırakmayı unutmayın.
¤¤
Kalbim üzerindeki namlunun soğuk ucuna uzun uzun baktım. Ağzımı açmadan tam yanımda bir silah daha havaya kalktı. Bronz renkte bir silahın hedefinde onun geniş göğsü vardı. O karanlıkların efendisyidi. Aron Alkan.
Alex onu tanıdığımdan beri belki de ilk defa bu kadar sert bir bakışla ona bakarken silahı ona doğrultup başını omzuna eğdi.
"Yerinde olsam o silahı indiririm Dostum."
Kalbim hızlı hızlı atıyordu. Bir ölümün merkezinde miydim? Evet. Ve bu ölüm tam olarak beni nereden vuracaktı emin değildim. Aron ona cevap verrmedi. Sesi hiç çıkmadı ama silahı da indirmedi.
Efe bu görüntü karşısında bana iyice yaklaşıp arkadan bedenini bedenime yasladı. Parmak içleri parmak uçlarımı tuttu. Kardeşim bana öyle güzel bir güç bahşetti ki nefesimi içime çekip kendimi telkin ettim.
"Aron beni vuramayacak. Beni vurması kendini vurmasıyla eş değer."
Aron'un katı gözleri gözlerimdeyi. Ecmel'e döndüm büyük bir güçle. Aron onun son silahıydı. Aron belki de onun son çıkış yoluydu.
"Burda ölsem dahi çoktan babana ait her şeyi aldım. Evraklar imzalandı bile."
Keyifli sesiyle gülerek Alex'e döndüm. Silahi indirmeden ceketinin iç cebinden bir deste kağıt çıkartıp silahı tutan kolunun üstünden bana uzattı. Kağıtları aldım ama parmaklarımı Efe'nin parmaklarından koparmadım. Kağıtları Ecmel'in gözleri önünde salladığım vakit kapıdan düzinelerce siyah takım elbiseli eli silahlı adam içeriye girdi. Öyle ki bulunduğumuz oda da nefes alacak ye kalmamış gibiydi. Turgut ve Füsun'un korkulu gözleri yine birbirini bulurken asla kaçamayacaklarına dair kendi kendime sözler verdim. Karşımdaki üç insan benim ve benim hayatım da olan herkesin hayatını mahvetmiş insanlardı.
"Bu kağıtlardan mı söz ediyorsun? Çoktan bütün kopyaları yok edildi ve tek örneği de şuan elimde." Ecmel'in gözleri önünde Ege'ye uzattım. Bu kağıtlardan bizi haberdar eden Aron'du. Eğer bu kağıtları bulmaya çalışmasaydık ben günlerce bu pis yerde kalmayacaktım. Ama yine de en azından bulmuştuk. Alex'in yardımıyla. Ecmel yıllardır Alkan varislerini bu yüzden öldürmemişti. Çünkü zaten saklanmaya başladığı yıllardan beri illegal yollardan Alkan'ların mal varlığının çoğunluğunu almayı başarmış ve Turgut'un yardımıyla da buna devam ediyordu. Turgut'a ise ağabeyinin gölgesi altından çıkma sözü vermişti. bu yüzden Turgut hapishanede yatmaya bile karşı çıkmamış ve Ecmel'i açık etmemişti. Aslında o gece Ecmel'in yok olacağı gece her şey planlanmıştı. Bir kadın kayıp olacaktı. bir şüpheli ve çokça kan olacaktı. Eski koca şüpheli olsa da asla bu ispatlanamayacaktı üstelik eski koca da güçlü bir ailenin üyesi olduğu için kanıtlar saklanmış gibi gösterelecekti. Bu şekilde yıllarca istediği gibi herşeyi yönetip bütün mirası alabilecekti.
Ege onları alıp keyifle elindeki çakmakla yaktı ve ateşi altında kağıtları tutuşturdu. Ecmel haykırarak öne atıldı. "Hayır!"
Ama arkamda duran Ege çoktan kağıtları yok etmişti bile. Yanan kağıtları yere atıp tamamiyle yanmalarını izledim. "Şimdi elinde hiçbir şey kalmadı." Gözlerimi Aron'a çevirdim. "Aron ait olduğun yerde dur." Aron silahı indirmeden çevik bir edayla çevirdi ve kabzayı bana uzattı. Bu hareketi bekleyen unzuvalarımla silahı turarak Aron'un iki adımla tam yanın.da durmasını izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAM+18 (Tamamlandı)
Novela Juvenil"Şimdi, burda seni öpersem bana karşı çıkar mısın deam morte?" Deam morte, ölüm tanrıçası.. Kalbim tekledi. İçimde binlerce feryat yükseldi. Onun kucağında bir kedi misali, hayır tanrım bir çocuk misali tünemişken tıpkı bana yakıştığı gibi ölüme...