Kötlülük hikâyesi fısıltısı

7.8K 311 464
                                    

Terliyordum.

Kesik kesik nefesler alıyordum.

Ve cehennem ateşinin en derininde kızıl alevler arasında eriyordum.

İnce boynumda uzun ve kuvvetli parmaklar vardı. O parmakların sahibi bedenini bana her sürttüğünde parmaklar boynumu sıkıp gevşetiyordu. Boynumda uzun biçimli parmakların izi  kalıyordu.  Tam bacaklarımın arasında, kadınlığım üzerinde onun varlığını hissediyordum. Aramıza girmiş kumaş parçalarına rahmen beni kendimden geçirecek kadar sıcaktı. Gözlerim arkaya kayıyordu. Dudaklarım arasında kısık inlemeler onun kulaklarında çınlayıp onu memnun ederken göbeğimin üstünde yumuşacık, nemli dolgun dudaklar vardı. Pürüzsüz dişleri dudakları arasında çıplak tenime çarpıyordu. Bedenim de bir ürperti vardı. Aynı zaman da dehşet verici bir sıcaklık. Tıpkı sema da yükselen bir yanardağın kıyısında küçük bir peri misali.

Hem titiryordum, hem yanıyordum. Dudakları ıslak bir izle tenimde dolaşırken sırtım yay gibi gerilip havalanıyordu. Tanrım bir şehvet pınarında  yüzüyordum. Asla görmediğim  asla hissetmediğim bir diyarın  yolcusuydum. Heybetli bir adamın bedeni altında tutkuyla  kıvranıyor ve kendimden geçerek  diriliyordum. Ciğerlerim o tutku pınarında soluklanıyordu.

Diğer uzun parmakları baldırımı okşuyordu. Bazen sıkıp  gevşetiyorken etimi avuçluyor, canımı yakmasına rağmen beni  şehvete doyuruyordu. Çıplak  bacaklarıma sürtünen kot pantolonun sertliğini  hissediyordum. Etimi tahriş edip kızarıklıklar bıraktığını anımsıyor  ama başımı kaldırıp ona bakamıyordum. Sanki kim olduğunu biliyor ve kendimi  güven içinde yapacaklarına teslim ediyordum. Kokusu, tanrım  tanrım tanrım kokusu bahar esintisi kokusu. Tenime siniyordu. Burnumdan ve aralık ağzımdan  içeriye girip ciğerlerime işleyip  beni kör ve sağır eyliyordu.

"Esir.." tanıdık hırıltılı sesi adımı inlerken alt dudağımı ağzımın içine alıp sırtında dolaşan tırnaklarımı acımadan etine  batırdım. Derisinin tırnaklarım  arasında kaldığını hissettim. Buna rağmen hızlı nefes alışveriş  seslerimiz yalnızca içine  gömüldüğümüz tutku bataklığındandı. Nerdeydik? Ne yapıyorduk ve bu hale nasıl  gelmiştik? Asla bilmiyordum. Ama bildiğim tek şey üstümdeki  adamın aramızdaki bütün kumaş  parçalarını yırtıp atarak bana sahip olmasını istediğim o akılalmaz istekti. Dişlerini leğen  kemiğime batırdı. Ordan yavaş  yavaş ıslak bir iz çizerek aşağı  inip kasıklarımda durdu. Sadece iç çamaşırları ile duruyordum. Bunu bir şekilde biliyordum. Onun üstü çıplaktı ama altında  kot pantolonun sert kumaşı  kadınlığıma çarpıyordu. Onu bacak arama almak için dizlerimi kırmış ve bacaklarımı o kadar geniş açmıştım ki, kasıklarıma  sert bir sızı düşüyordu.

Kurumuş dudaklarım arasında fısıltılar ve küçük sesler çıkıyordu. Birinin adını inliyordum. Birine yalvarıyordum. Siyah kuyuların dibinde beni haps etmiş, bırakmaya niyeti olmayan siyah kanatlı bir ölüm  meleği. Benim meleğim. Benim Aron'um.

Dudaklarının iç çamaşırım  üzerinde kadınlığıma bastırdığı an nefesim kesildi. Kusma isteği  vardı boğazımda. Bu iğrenmeden değildi. Bu heyecandan ve adrenalindendi. Başımı o kadar geriye yatırmıştım ki alnım  üzerinde duruyordum. Sonra tam o noktada dişlerini hissettim. Dişlerini kadınlığıma batırdığı an kendime mani olmadan çığlık  attım. Sesim nefesimi tahriş etti.

KAM+18 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin