Bir şeyler söylemek lazım

3.4K 278 153
                                    

Selam,

öncelikle bu kitaba en başından beri sahip çıktığınız ve yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Maalesef bazen keyfi olmayan aralar vermek zorunda kaldım. Sizi istemeden de olsa bekletmiş oldum, hala biraz mahcubum bu konuda. Ama niyetim kesinlikle bu değildi.

Aslında ilk başta amacım, Namus'un sadece tanıtımını paylaşmaktı. Kitabı yazmayı bitirip öyle paylaşmayı düşünmüştüm. Elimde birikmiş bölüm olsaydı kesinlikle daha rahat yazardım. Sonra kitap daha tanıtımı paylaşılmışken şikayet edilip kaldırıldı. (Gerçekten garip.) İçerik geri gelemeyince ben de bazıları haksızken haklı görünmesinler diye kendimi anlatma ve hikayemi bir an önce size sunma kararı almak zorunda kaldım.(Çamur at izi kalsın zihniyetine hayır!)

Bölümlerin gecikmesi konusunda bir açıklama yapıyorum çünkü kendi adıma size karşı bir sorumluluk hissediyorum ama bunun aslında doğru olmadığını da düşünmeye başladım. Siz okuyucu olarak canınız istemediğinde okumamayı, yorum yapmamayı, oy vermemeyi seçebiliyorsunuz. Sizi herhangi bir yazara bağlayan bir şey yok. Aynı şey yazarlar için de geçerli. Beni buraya bağlayan sizler değilsiniz. Yazmayı istediğim ve sevdiğim için yazıyorum. Aynı zamanda paylaşmayı da istediğim için buradayım.  Ama ben robot değilim arkadaşlar. İnsanlar birbirine benzeyebilirler ama hiçbir zaman aynı olamazlar. Yani bir başka yazar her gün bölüm de yazabilir ama ben bunu başaramıyorum. Üstelik tek hayatım wattpadten ibaret de değil. Ya da rutine bağlanmış bir hayat akışım yok diyelim. Allah aşkına, burada gelip her seferinde ya sınavım vardı, annem hastaydı, griptim, depremde evimiz yıkıldı tarzında açıklama yapmak zorunda mıyım? Birazcık anlayış bu kadar mı zor? Zaten hazırda bir bölüm olsa bunu neden sizinle paylaşmayayım? Oy sınırı yahut yorum sınırı koyduğumu mu gördünüz?

Biri kitabımı okumayı bıraktığında ona gidip mesaj atma hakkım var mı? Bana zaman ayırmalısın diye kimseyi darlayabilir miyim?

Ben sizinle emeğimi paylaşıyorum. Benim çevremde kitap yazdığımı bilen çok az insan vardır. Ben sizinle belki de kimseyle paylaşmayacağım fikirlerimi,görüşlerimi, hayal dünyamı paylaşıyorum. Bu yüzden değerlisiniz benim için. İstiyorum ki hep öyle kalın. Yeni bölüm nerde yazınca biriniz, sanıyor ki o cümleyi kuran tek kişi o. Aynı cümleyi farklı insanlardan duymak (okumak) bir süre sonra o kadar bunaltıcı oluyor ki anlatamam. Anlayış bekliyorum sizden.

Ani bir kararla bütün kitaplarımı kaldırmamın nedeni de biraz bu söylediklerimle alakalıdır.  Dört ayrı kitap için dört farklı okuyucu kitlem var. Farklı türde yazdığım için hata bana aittir belki kabul ediyorum. Aşka Tutsak okuyan hala bir avuç insan o zamanlarda böyle konuşulmazdı diyor, o zamanlarda o yoktu bu yoktu diyor. Yerden göğe kadae haklılar. Ama çocukken yazınca buna dikkat etmek aklımın ucundan dahi geçmemişti. Kitabı kaldırınca biz okuyorduk ama diyorlar sonra. Bu arada yeri gelmişken hayır Tarihi Kurgu, yazmayacağım. Zaten Aşka Tutsak için yeterince utanç ve pişmanlık duyuyorum. Çok kötü bir çocukluk buhranın sonucu falandı herhalde o kitap, neyse...

Kızıl Ayaz'da Hazer saçmalıyor, Bora tam bir dallama. Ve Hayır ikinci bir kitap gelmeyecek. Abdi'ye laf yok. Feministlerin midesini falan bunladırıyor o kitap zaten. Neyse geçmişimle barışmalıyım. Ahhahshf

26 yaşındayım. Sinirli bir kadın oldum. Saçımda görünecek herhangi bir beyaz saçtan emin olun sorumlu olmak istemezsiniz. Bir ömür bunun için söylenip sizi pişman edebilirim.

Yanlış anlaşılmasın, eleştirilmekten yakınmıyorum. Elbette bir hatam varsa bunu düzeltmek için bana yazabilirsiniz. Ama zaten bir açıklama yapılmışsa, yazar da yazılan hatanın farkında ve düzeltmek istemiyorsa (Aşka Tutsak'tan bahsediyorum.) neden inatla aynı şeyleri yazarlar ki?

NamusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin