20

1.2K 94 17
                                    

Jungkook

İnanamıyorum bildiğiniz elime efsane bir fırsat geçti. Dosyayı alıp fotoğraflarını çekip öyle götürecektim tabii ki.

Jimin ve Taehyung sofraya oturdurduklarında hazır olduğunu anlayıp kendi yerime -Taehyung'un karşısı, Yoongi'nin çaprazına- geçtim. Herkes oturmuşken başımda dikilen Jin'i fark edip ona döndüm.

"Bir sorun mu var?"

Jin, Yoongi'ye bakıp tekrar bana baktığında ben de bakışlarımı ona çevirdim. Çok boş ve soğuk bakıyordu. Jin oflayıp Jimin'in karşısına yani yanıma oturdu.

Kahvaltı sessiz ve gergin geçerken Yoongi'nin sorusuyla daha da gerilmiştim.

"Jin bir sevgilin mi var?"

Şaşkınlığım yüzümede yansıdığı için başımı tabağımdan kaldırmadım. Eğer Jin'in Namjoon'la çıktığını Yoongi öğrenirse, bu pislik beni de satar.

Geçiştirmeye çalışmıştı. "Nereden çıktı bu şimdi ya ahahah. Bu arada Jimin üstünde ki kazağa bayıldım, nereden almıştın?"

Jimin sanki bu soruyu bekliyormuş gibi hemen atıldı. "Ayy değil mi çok güzel~ sevgilim hediye etti~"

Lafını bitirip tıkınan Taehyung'un yanağından öptü. Taehyung bir an duraksayıp Jimin'e döndü. Ağzının dolu olmasına ve dudaklarının kirli olmasına rağmen Jimin'in dudağına küçük bir öpücük bırakıp kaldığı yerden tıkınmaya devam etti.

Ya of çok tatlılardı. Cidden ikisini de seviyordum ama kıskanıyordum da. Yoongi'ye kaçamak bir bakış attığımda bana baktığını fark edip hızlıca tabağıma döndüm.

Kıkırdadığında kızarıp ben dahil herkes ona baktı. Jin bilmişçe ve imayla konuştu. "Bana diyorsun ama sevgilisi olan sen gibisin?"

Gerginliğimi azaltmak adına ağzıma attığım lokmanın boğazıma kaçmasıyla öksürmeye başladım. Yoongi tam geçen ki gibi öküz gibi vurucakken kolunu tutup Jin'in burun kıvırarak uzattığı suyu içtim.

Kendime geldiğimde hâlâ tuttuğumu fark ettiğim kolunu bıraktım. Suratını asıp kolunu indirdi. "Neden yardım etmeme izin vermedin?"

"Çünkü sert vuruyorsunuz Bay Min."

Bir şey demeden kahvaltısına döndü. Kahvaltı bitene kadar kimseden ses çıkmadı başka. Üff yediğim en sıkıcı kahvaltıydı. Şimdi de Yoongi'yle şirkete gitmek için hazırlanıyordum.

Sadece hoodieyi çıkartıp onun yerine mavi bir gömlek giyip içime soktum. Kemer de takıp odamdan çıktım. Yoongi de o sırada kapısını açtı. Giydiği siyah gömleğinin düğmeleri açıktı.

"Ben de seni çağıracaktım. Gelsene bir."

Arkasından gidip odasına girdim. Hala yatağı dağınık duruyordu. Gözlerimi devirip yatağı düzeltmeye başladım. Kolumdan tutup durdurdu ve ona bakmamı sağladı.

"Yatak için çağırmadım."

"Ne için çağırdınız?"

"Bugün çok önemli bir toplantı var ve ilk defa gerginim. Bu yüzden tırnak kenarlarımı koparttım ve acıyorlar. Düğmelerimi iliklemen için çağırdım. Ayrıca sonradan yatağı da topla tabii."

Bıkkınlıkla nefes verip boyun kısmındaki düğmeleri iliklemeye başladım. Bakışlarını sabit bir şekilde yüzümden çekmiyordu. Bakmasam bile hissedebiliyordum.

Son düğmesini de iliklediğim de ona baktım. Hâlâ bana bakıyordu. Kızardığımı hissedip direkt yatağı düzeltmeye koyuldum. Tekrar kolumu tutup beni durdurduğunda kolumdaki eline baktım. Bileğindekileri unutmuştum.

Bir şey demeden kolundakileri de halledip yüzüne baktım. "Eğer hazırsanız çıkalım. Ben hazırım çünkü."

Arkamdaki komodinin üstünden parfüm şişesini alıp boynuna ve bileklerine sıkıp geri yerine koydu. Siktir çok güzel kokuyordu.

"Şimdi çıkabiliriz."

Arkasından parfümünü soluyarak iniyordum. Tam kapıdan çıkıyorduk ki arkadan Jimin seslendi. "Jungkook direkt dosyayı alıp gelmeden birkaç saat dışarda oyalanır mısın?"

Kurnazca sırıtıp onu utandırdım. "Neden?"

Kızarıp bahane düşünmeye başladı. Ağzını açmış bir şeyler diyecekken Yoongi belimden çekerek Jimin'i kurtardı.

"Kurcalama Jungkook sevişecekler işte."

Alayla ve gülerek söylemesiyle Jimin daha çok utanıp kızarırken kapıyı yüzümüze kapatmıştı. İkimizde kahkaha atarken kapıya ilerliyorduk ve eli hala belimin üstündeydi.

Arabaya vardığımızda şaşırtıcı bir şekilde centilmenlik yapıp kapımı açtı ve oturduğumda geri kapattı. Off bu halleri aşırı iyiydi keşke hep böyle davransa ama nerdee.

Yanıma yerleşip arabayı çalıştırdığında ona döndüm. Aklıma güzel bir fikir gelmişti. Masum ve sevimli görünmeye çalışarak motor ısınana kadar bana bakmadını sağladım.

"Bay Min acaba Jimin'in dediği o birkaç saati sizinle beraber şirkette geçirebilir miyim?"

Tek kaşını kaldırdı. "Neden?"

"Arkadaşlarım bu saatte çalışıyor ve tek başıma bir yerlere gitmek istemiyorum."

Park yerinden çıkıp şirkete doğru sürmeye başladı. "Tamam ama odamdan dışarı çıkmayacaksın anladın mı?"

Bu işime gelirdi. Gülümseyip önüme döndüm. "Tamam~"

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin