34

1K 85 24
                                    

Jungkook

Sabah Yoongi’nin bacağını sert bir şekilde üstüme atmasıyla korkuyla uyandım. Ne olduğunu algılamaya çalışırken Yoongi’nin kollarını sıkılaştırıp, nefes alma yetimi de elimden almasıyla uyanması için seslendim.

“Yoongi. Yoongi uyan nefes alamıyorum!”

Kollarını gevşetip yüzüme baktı ve gülümsedi. Gülümsemesiyle anında ben de gülümserken yüzüme yaklaşıp burnumu öptü.

Kıkırdayıp göğsüne sokulurken bir an da yataktan havalanmamla, düşme korkusu tüm bedenimi sararken kollarımı Yoongi’nin boynuna dolayıp sıkıca sarıldım.

Şaşkınca yüzüne bakarken gülüp banyoya girdi. İçinde havlu ve tuvalet kağıtlarının olduğu dolabın üstüne oturtup kendi diş fırçasına ve benimkine macun sıkıp benimkini bana uzatırken dişlerini fırçalamaya başladı.

Gülümseyip ben de fırçalarken dolabın üstünden zıplayarak indim ve yanına gittim. Aynadan birbirimize bakarak aynı işlevi yaparken pat diye kapı açıldı.

“Hyung napıyorsunuz?”

Yoongi köpüklü ağzıyla Jimin’e bağırdı hemen. “Jimin-ah! Rahat bırakın bizi, banyoya kadar geliyorsun. Git kahvaltıyı hazırla çabuk!”

Jimin somurtup geri gitsede bıyık altından güldüğünü görmüştüm. Bu Jimin de az değildi yani.

Ağızlarımızı temizleyip banyodan çıkınca Yoongi dolabına yönelince benim de üstümü değiştirmem gerektiği aklıma geldi. Hızla yatağı toplayıp, üstüne siyah tişört giymiş şimdi de açık renk kotunu bacaklarından geçiren Yoongi’ye döndüm.

“Yoongi ben de üstümü değiştirmeye gidiyorum.”

“Benimkilerden giyin.”

Kararsız kalsam da kendi kıyafetlerim vardı. Yani ne gerek var onunkileri kirletmeme?

“Gerek yok. Hemen giyinip yanına gelirim, aşağıda in sen.”

Kemerini takarken başıyla onayladı. Hızla kendi odama girip Yoongi’yle çift gibi görünmemiz için ben de altıma açık renk bir kot ve üstüme de beyaz renk tişört giyip tişörtü içime soktum. Kemerimi takıp beyaz spor ayakkabılarımın da bağcıklarını bağlayıp saçımı yaptım.

Hazır olduğumu düşünüp diğerlerinin yanına aşağıya indim. Masaya oturmuş beni bekliyorlardı. Utanıp hızlıca kendi yerime oturdum.

Yoongi eliyle yanağımı okşarken sordu. “Neden kızardın?”

“Hiiç, merdivenden hızlı indim ondandır.”

~♥~

Yemeklerimizi yedikten sonra Yoongi’yle şirkete gitmiştik. Çok durmadık çünkü gününü benimle geçirmek istediğini söylemişti ve zaten birkaç evrağa bakıp işini bitirmişti.

Tatlı bir kafeye girip oturduğumuzda siparişlerimizi verdikten sonra telefonuma mesaj geldi.

Namjoon
Jungkook, birkaç bilgi atsan hiç fena olmazdı hani
Asıl görevini unuttun gibi

Mesajları okuyup Yoongi’ye gösterdim. Okuduktan sonra sırıtıp kendi telefonundan bir şeyler yapmıştı. Kendi telefonumda ondan gelen fotoğrafları fark edip açıp baktım.

“Bunları ona atabilirsin.”

Başımı sallayıp hemen Namjoon’a attım.

Ben
Ben de tam sana bunları atıyordum
fotoğraf
fotoğraf
fotoğraf

Namjoon
İyi

Gözümü devirip garsonun getirdiği kekimi yemeye başladım. Yoongi haklıydı. Beni cidden kullanıyordu.

Neyse şu an sevdiğim adamla beraber oturup zaman geçiriyordum ve gayette mutluydum. Kekimden bir çatal alıp Yoongi’ye uzattım. Anında kabul edip bana bakarak yedi. Yuttuktan sonra elime uzanıp bir öpücük bıraktı.

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin