22

1.1K 100 44
                                    

Jungkook

O telefon görüşmesi yapmasından sonra bir daha çekmek için fırsat yakalayamadım. Zaten fotoğrafları Namjoon’a attıktan sonra bir sürü övgü mesajları atıp, çektiklerimi incelemeye başlamıştı.

Şimdi de Yoongi’nin son işlerini bitirmesini bekliyordum. O kadar sıkılmıştım ki gidip o yüzünü boya fıçısına sokmuş kadınla sohbet etmeyi bile düşündüm. Ama sadece düşündüm çünkü başbakanımız tuvalet dışında odadan çıkmama izin vermemişti.

Önündeki son dosyayı da kenara koyup kalemini yerine yerleştirip, sıkıntıdan patlayan bana baktı.

“Bitti gidebiliriz.”

Oh çekip hızla ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Kapıyı açmayıp Yoongi’ye döndüm. O da sakin bir şekilde gelip kapıyı açtı ve belimden hafif ittirerek çıkmamı sağladı. Salak sanki ben çıkamıyorum.

Asansöre doğru giderken arkamızdan biri Yoongi’ye seslendi.

“Yoongi! Bekle!”

İkimizde durup seslenmek yerine bağıran adama baktık. Yoongi adamı gördüğü an ağzı kulaklarına vardı. Adam yanımıza ulaştığında Yoongi’yle sarıldılar.

“Aman Tanrım Hoseok! Ne zamandır görmüyordum seni. İznin bitti mi?”

Birbirlerinden ayrılıp sohbet etmeye başladılar. “Evet bugün son gündü ama ne kadar iş birikmiş falan durumlara bakmaya geldim.”

Aslında yakışıklıydı ve fit bir vücuda sahipti. Bana bir bakış atıp baştan aşağı süzdükten sonra kendini toparlayıp sorusunu Yoongi’ye yöneltti.

“Yanındaki sevimli kişi kim?”

Hah! Sevimli mi? Sensin sevimli be. Ben yakışıklı ve seksiyim bir kere.

Yoongi de bana bakış atıp Hoseok dediği kişiye döndü. Belimden kavrayıp kendine çekmesiyle afallayıp yüzüne baktım. Ama o karşısındakine gülümseyerek cevabını verdi.

“Bu Jungkook sevgilim. Şimdi de yemeğe gidiyorduk. Yarın öğlen beraber yiyelim laflarız hem.”

Onlar sohbete devam ederken ben üstümdeki şoku atmaya çalışıyordum. Ne demek sevgilim, neden benim haberim yok? Ayrıca resmen kısmetimi kapamıştı ya! Hoseok’un beni beğendiği belli, ee ben hoş buldum. Olurduk biz.

Sohbetlerinin bittiğini Yoongi’nin beni belimden iterek asansöre sokmasıyla anlamıştım. Oto parka inen düğmeye basıp bana döndü.

“Neden yalan söylediniz, biz sevgili değiliz.”

“Evet değiliz ama ileride olmayacağız anlamına gelmez bu. Ayrıca sevgilim demeseydim bu gece onun yatağında o güzel kalçan biraz hırpalanırdı.”

Şaşkınlıkla ona bakarken asansörün kapısı açıldı ve dışarı çıktı. Bu kadar ayıplı konuşması çok yanlış. Peşinden gidip arabaya bindim.

Yüzüne bile bakmadan emniyet kemerimi takıp başımı cama çevirdim. O da zaten pek takmayıp sürmeye başladı.

~♥~

Şık bir restoranın önüne geldiğinizde durup indi. Genç bir vale kapımı açıp inmeme yardımcı olduktan sonra anahtarı Yoongi’den alıp, arabayı otoparka sürdü.

Cidden şık bir mekandı. Yoongi yanıma gelip kolunu, koluma girmem için açtığında, kabalık olmasın diye koluna girdim.

İki kişilik bir masaya oturduğumuzda gözüme aniden Jin ve Namjoon’un oturduğu masa ilişti. Siktir bunlar burda ne arıyorlardı?

Yoongi’nin arkası onlara dönük olduğundan bir şey fark etmemişti daha. Garson menüleri dağıttığında açıp yemeklere baktım.

Ayy umarım Yoongi öder çünkü ben bunlara bu kadar para vermek istemiyorum. Yemek istediğim yiyeceği söyleyip menüyü garsona verdim. Yoongi de sonunda karar verip menüsünü verdiğinde yemek eşliğin de bir de kırmızı şarap istemişti.

Garson gittiğinde bana döndü. “Ben bir lavaboya gideceğim.”

Hayır gidemezdi. Eğer lavaboya giderse onları görürdü. Kalkacakken kolundan tuttum.

“Neden gidiyorsun?”

Şaşkınca bana baktı. “Tuvaletim geldi Jungkook.”

“Ben de geleceğim o zaman.”

Kaşlarını çattı ve masada bana yaklaştı. “Sen bir şey mi saklıyorsun?”

“H-hayır ya! Ne saklayacağım?”

“Emin misin?”

“Evet! Hadi beraber gidelim.”

Omuz silkip ayağa kalkınca hemen bende kalkıp, onlar görmemesi için elinden tuttum ve bana odaklanmasını sağladım.

“Ne yapıyorsun?”

“Hiiç sadece... birbirimizden ayrılmayalım diye.”

“Jungkook tuhaf davranıyorsun.”

Tuvalete girdiğimizde rahatlayıp aynanın karşısına geçtim ve saçımı düzeltmeye başladım. “Nasıl yani, Gayet normalim.”

Kapı açıldığında gördüğüm kişiyle Yoongi’yi hemen bir kabine sokup, kapıyı kapattım ve kilitledim.

“Jungkook yeter artı-“

Susması için boynuna sarılıp dudaklarına yapıştım. İnanamıyorum ya şu an patronumu öpüyordum ve o da hiç çekinmeden belime sarılmış karşılık veriyordu.

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin