Yoongi
Sandviçlerimizi bitirmiş ikimiz de salonda oturuyorduk. Sıkıldığımdan ortaya bir öneri attım. Hem anladığım kadarıyla benden biraz etkileniyordu ve bunu kullanmamda bir sakınca görmüyorum.
“Jungkook sana piyano çalmayı öğreteceğime söz vermiştim. Şirkete falan da gitmeyeceğim bugün, çalışalım mı biraz?”
Parlak gözleriyle başını hızlıca aşağı yukarı salladı. Ayağa kalkıp elimi ona uzattım. Elimi tutup o da ayağa kalktığında tekrar kızardığını fark ettim.
Evet benden etkileniyordu. Tanrım çok teşekkürler şansım tekrar bana dönüyor. Namjoon herkesi kendi tarafına çekerken bana gönderdiği ajanı Jungkook’u kendi tarafıma döndürürsem işler daha iyi ilerlerdi.
Müzik odasına girdiğimizde yanyana piyanonun önündeki tabureye oturduk. Kapağını açıp tuşları göz önüne serdim.
Parmaklarımı tuşlara yerleştirip kısa bir parça çalıp küçük bir ısınma yaptım. Jungkook’a döndüğümde büyülenmiş bir şekilde ellerime bakıyordu.
Gülüp parmaklarını tuşlara yerleştirmeye yardımcı oldum. “Notaların yerlerini hatırlıyorsun değil mi?”
Başını salladı. “Evet hatırlıyorum.”
“Güzel. Sana az önce çaldığım parçayı öğreteceğim. Kolay ve kısadır. Ama ilk önce parmaklarını alıştırıp açalım.”
Tekrar başıyla onaylayınca geçenki çalışmamızda yapması gereken parmak alıştırmasını çalmaya başladı.
Parmakları tuşlarla çok iyi uyuşuyordu. Farkında mı bilmiyorum ama bu konuda yeteneği vardı. İyicene alıştığını düşünüp durdurdum.
“Şimdi ilk önce bir kısmı ben çalacağım sonra durup senin çalmanı bekleyeceğim. İyi izle o yüzden. Anlamadığın kısım olursa da söyle. Tamam mı?”
Çocuk gibi heyecanla onayladı hemen. “Tamam~”
Şu an cidden çok sevimliydi. Bozuntuya vermeden parmaklarımı tuşlara yerleştirip küçük bir kısmını çalıp durdum.
O da hatasız çaldığında diğer parta geçtim. İkinci kısımda hata yapınca dudağını sarkıtıp bana baktı. Yardım istediğini anlayınca gülüp parmaklarımı parmaklarının üstüne yerleştirip doğru bir şekilde çaldım.
“Şimdi kendin tek çal bir de.”
Doğru çalıp son kısma geçtiğimizde onu da hatasız yaptığında baştan beraber çaldık. Tuşlara aynı anda bastığımız için uyumlu bir şekide sonlandırdığımızda sevinçle ellerini çırpıp güldü.
Ben de gülüp saçını karıştırdım ve kapıya doğru ilerledim. “Bugünlük bu kadar yeterli. Odama geçiyorum, bana şekersiz filtre kahve yapıp getirir misin?”
Odadan çıkmadan yüzüne baktığımda şaşırmış görünüyordu. Bu haline de gülüp çıktım ve kendi odama gidip tekli koltuğa oturdum.
Jungkook’la yakın olduğumuzda sanki istemeden asıl halini gösteriyor gibi. Normal gün içinde aramızda sadece patron-çalışan ilişkisi varken kendi benliğinden çıkıp rol yapıyormuş gibi. Bilemiyorum belki kendi kuruntumdur ama önsezilerime güveniyorum.
Odanın kapısı tıklatılarak açılınca düşüncelerimden çıkıp kapıya baktım. İçeri girip arkasından kapıyı kapatarak, elinceki fincanı yanımdaki sehpaya koydu.
“Afiyet olsun.”
Arkasını döndüğünde durdurdum onu. “Dur Jungkook. Evde yalnızız zaten. Kitap okuyacağım sen de burada kal.”
Tekrar şaşırmış yüz ifadesiyle baktığında güldüm ve karşımdaki yatağı gösterip oturmasını bekledim.
“Bugün seni baya şaşırtıyorum sanırım?”
Kızarıp bakışlarını kaçırdı. “Yani evet, iyi davranıyorsunuz.”
Tek kaşımı kaldırdım. “Önceden kötü mü davranıyordum?”
Panikle ellerini kaldırıp olumsuz anlamda salladı. “Hayır hayır. Öyle demek istemedim. Yani daha serttiniz ve sadece emir veriyordunuz. Ondan yani.”
Başımı sallayıp kahvemden yudumladım. “Tamam o halde. Ben dediğim gibi kitap okuyacağım. Sende bir şeylerle uğraş istersen.”
Başını sallayıp sırtını yatak başlığına yasladı. Cebinden de telefonunu çıkartıp bağdaş kurdu. Telefonuyla ilgilenmeye başladığında ben de kitabımı alıp kaldığım sayfayı açtım ve okumaya başladım.
~♥~
Gözlerimin ağrıdığını hissedip ayracı kaldığım yere koydum ve kitaptan başımı kaldırdım. Hava neredeyse kararmak üzereydi ve Jungkook çoktan uyuya kalmıştı anlaşılan.
Kitabı, dibinde kalan son yudumunun da buz gibi olduğuna emin olduğum kahve fincanının yanına koyup Jungkook’un yanına oturdum.
Ne ara bacaklarını uzattı bilmiyorum ama bacak bacak üstüne atarak uyumuştu. Başı omzuna düşmüş ve dudakları yarım aralıktı.
Büyük ihtimal uyuya kaldığında göğsüne düşmüş olan telefondan bildirim sesi geldiğinde uyandırmamak için yavaşça alıp ekrana baktım.
Mesaj Namjoon’dandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Spy/Yoonkook ✔
FanfictionJeon Jungkook, Kim Namjoon tarafından Min Yoongi'nin evine gönderilen bir ajandı. Başlangıç: 28.04.2020 Bitiş: 29.06.2020 ©dbSakura @_ecme_ ile.. #7 - yoonkook