My Spy/Yoonkook ✔

27

Yoongi

Namjoon hyung
Jungkook uzun zamandır Min şirketi hakkında bir bilgi vermiyorsun
Görevini yapamıyorsan başkasına yaptıracağım

İstemsizce dudak kenarlarıım yukarı kalkmaya başlamıştı. Jungkook sanırım benim tarafıma geliyor. Jungkook, Namjoon'a çekip atsın diye gereksiz bir dosyayı masanın üstüne koyup açık bıraktım. Sonra da uyanıp çekmesi için odadan çıkıp arkamdan kapıyı sertçe kapattım.

Jungkook bununla ilgilenirken ben de şu Jin ve Namjoon'un arasındaki ilişkiyi anlamam gerek.

Jungkook

Kapı kapanması ile aralanan gözlerimle etrafa bakındım. Yoongi yoktu. Telefonuma Namjoon hyung tarafından gelen mesajla kaşlarım çatılmıştıki gördüğüm önümdeki dosyayla sırıtmıştım. Hemen fotoğrafını çekip hyunga attım.

Ben
Ben sana fotoğraf atacaktım da uyuya kalmışım hyung dur atayım
*fotoğraf*

Yoongi neden açıp gitmiş ki? Aptal herhalde. Kendimi esnetip odadan çıktım. Yoongi'yi alt katta Yeji ile konuştuğunu görmüştüm. Yeji ondan hoşlanıyordu ve şu an beraber konuşmaları hiç hoşuma gitmedi. Jimin'in yanına oturup konuşmalarını dinlemeye çalıştım.

Yeji arada bir saçıyla oynayıp duruyordu. "Paltonuzu Bay Jungkook'a vermiştim aslında. O koymuş olmalıdır."

Neyden bahsediyor bu? Yoksa yalan mı söylüyor?

Birden Yoongi bana döndü. "Siyah paltom nerede Jungkook? Sen koymuşsun."

Yeji bana dudak bükerek adeta yardım istercesine bakarken ne diyeceğime şaşırmıştım. Sanırım beni yalanına dahil etti. "Şey ben..." Aklıma bahane gelmiyorki! "Getireyim."

Ayaklanıp odasına gittim. Gardrobunda siyah bir palto olmayınca offlayarak çıktım ve kendi odamdan bir palto aldım. Ne yapayım artık, bu Yeji Yoongi'nin paltosunu kaybetti herhalde.

Elimdeki paltoyla aşağı inip ona uzattım. Yürüyerek giyerken tam kapının önüne geldiki bana döndü, sırıtıyordu. "Bu senin palton mu? Parfümün kokuyor."

Siktir, anladı mı? Hemen bir bahane bul Jungkook! "Şey sizin gardrobunuzda yer kalmayınca kendi gardrobuma koymuştum. O yüzden parfümümün kokusu üzerine sinmiş olabilir, üzgünüm"

İnanmış gibi görünüyor. "Sorun değil, güzel kokuyor."

Ay utandım! Öyle bir şey söylenilir mi ya!? Kızarmış yanaklarımla Yeji'ye baktım. Bir bana bir de Yoongi'ye kollarını bağlamış bakıyordu. Yoongi gidince ona yaklaşıp fısıldadım. "Paltosunu ne yaptın?"

Mahçup bir şekilde bana bakıyordu. "Ya kuru temizlemeye vermiştim, aldığım da boya geçmişti. Bende çöpe atmak zorunda kaldım. Söz sonra sana siyah bir palto alırım."

Omuz silktim. "Neyse, almana gerek yok boşver."

Gülümseyip ellerini omzuma koydu. "Sana minnettarım cidden. Eğer Bay Min öğrenseydi çok kötü olurdu."

Ona güven verici bir gülümseme sundum. "Bay Min'de hoşlanıyorsun değil mi?"

Yanakları kızarmış ve gözlerimi kaçırmaya başlamıştı. "Şey... aslında öyle."

Bu kızdan hiç ama hiç hoşlanmadım.

"O her ne kadar sert görünsede içinde çok sevimli ve nazik birisi var. Ayrıca çok yakışıklı, aşık olmamak elde değil."

Onunla Yoongi hakkında konuşmak istemiyorum. Ayrıca belliki sadece dış görünüşünü beğenmiş. "Neyse, işimize dönsek iyi olur." Tam gidecekken aklıma gelen sinsilikle konuştum. "Bay Min egolu insanlardan çok hoşlanır aslında."

Bana parlak gözleriyle döndü. "Ciddi misin?"

Hayır tabiiki de. Sadece Yoongi ona tav olmasın diye yanlış öneriler veriyorum. "Evet, sıkılınca bu konuları onunla konuşmuştuk."

Gülümsedi. "O zaman teşekkür ederim~"