"Ağaç oldum ya, üç saattir seni bekliyorum??" Jimin kaşlarını çatmış, telefonun diğer ucundaki Jungkook'a çıkışırken Jungkook o göremese de göz devirmişti kendi kendine. "Sadece yedi dakikadır bekliyorsun Jimin. Geliyorum şimdi." "Ben beklemem, bekletirim." "Yine kuralları bozuyorum desene." Jimin göz devirse de henüz cevap veremeden kapıdaki Jungkook'u bulmuştu gözleri. Telefonu kapatıp cebine attı yanına gelmesini beklerken.Jimin Jungkook'un yanındaki çocuğun bakışlarını üzerinde hissedince öylesine selam vermek amaçlı dudaklarını birbirine bastırıp kafasını eğmişti hafifçe. Çocuk ise gülümsemişti genişçe. Bunu fark eden Jungkook'un kaşları çatılmıştı anlamayarak. Yine de uzatmayıp kısaca arkadaşıyla vedalaştıktan sonra Jimin'e adımlamıştı.
"Tanışıyor musunuz?" Sarışın olan omuz silkmişti. "Hayır, yakışıklıymış ama." "O üzer seni yalnız..pek heveslenme derim." Jimin yine göz devirmişti istemsizce. "Of Kook!!! Ben üzülmem üzerim..ayrıca ciddi bir şey istediğimi kim söyledi?" "Jimin bana Kook deme." "Buna niye bu kadar takılıyorsun?" "İstemiyorum?" Omuz silkmişti Jimin. "İyi be tamam."
——————
Jimin'den
"Burası mı?" Sol omuzumdaki çantayı sağ tarafa geçirdim karşımızdaki duvarlarında hayvan figürleri olan yere bakarken. "Evet." Ellerimi çırptım neşeyle. "Çok heyecanlıyım!!!" Bu halime kafasını sallarken ilerlemiştik içeri doğru. Kafesteki hayvanlara bakarken dudaklarım büzülmüştü istemeden. Üzülmemek elde değildi..
Bizi görünce havlayan birkaç köpekle Jungkook'u dürttüm hızlıca. "Çok tatlılar!!!!!" "Evet Jimin de kolum morardı." Onu boş verip kafeslere ilerledim hızlıca. İnanamıyorum..dünyanın en sevimli şeyleriydi. Beni görünce dillerini çıkarıp kuyruklarını sallamaları ağlamak istememe neden olurken muhtemelen görevli kişiyle olan konuşmasını bitirip yanıma gelmişti Jungkook. Kafesin aralığından parmağını uzatıp yavru köpeklerle uğraşırken mırıldandım. "Ee nasıl seçeceğiz? Şunlara bak..hepsi çok tatlı."
"Mutlaka birine daha çok ısınırsın görünce." "Ama benim olmayacak ki...Soyoung önemli olan." "O da sever merak etme." Tam cevap verecekken birden bacağıma değen şey ile korkuyla sıçrasam da yere bakınca gördüğüm kediyle rahatlamıştım. Hala bacağıma sürtünen kediye baktım şaşkınlıkla. Miyavlayınca eğilip kucağıma aldım en son. "Ee çok tatlısın sen!!" "Jungkook baaakk, benim yanıma geldi!!!" "Az önce girişte elimi tırmalıyordu az kalsın, birbirinizi bulmuşsunuz." Kucağımdan gelen miyavlamayla kendimi tutamayıp kıkırdadım kediyi hava kaldırırken. "Sen çok akıllı bir kedisin"
Tekrar aldığım miyavlamayla burnumu yanağına sürtüp kafasını öptüm. Kediyi kucağımdan indirmeyip Jungkook'a döndüm.Eğilmiş beyaz tüylü bir köpekle oynuyordu gülerek. "Anlaşmışsınız bakıyorum?" Kafasını salladı onaylar gibi. "Aynen."
————
DM-anti jk
yoongi: jungkook neredesin ya
seokjin: cidden
yemeye başlıyorum ben
seni mi bekleyeceğimjungkook: hastanedeyim
yoongi: hastane mi
seokjin: en son jiminleydin
yoongi: artık sana katlanamayıp yıllardır yapmak istediğim şeyi mi yaptı yoksa🤩
jungkook: rezil bi arkadaşsın ya
seokjin: ağlama da söyle hadi
ne oldu