37

4.4K 400 456
                                    


  "Jungkook.." Uzun olan bakışlarını karşıdaki ekrandan çekip bedenine sarılmış sarışına çevirmişti. "Söyle bebeğim?" "Bitmedi mi oyunun?" "Neden ki? Ne oldu?" Jimin öylesine iç geçirip burnunu diğerinin boynuna sürtmüştü usulca. "Bitir artık.." Jungkook da onun bu tuhaf halini çözemeyip oynadığı oyunu durdurarak elindeki oyun kolunu bıraktı. "Bir sorun mu var?" "Hayır da sana bir şey söylemeliyim sanırım."

Jungkook çatılan kaşlarıyla sorar gibi ona bakarken Jimin başlamadan önce uzanıp yanağına bir öpücük bırakmıştı. "Chaeyoung stüdyoya kayıt olmuş. Ve Wonho da sadece bende boşluk var diye benim grubuma yazmış."

Jungkook şaşkınlıkla ona bakarken bir anlam vermeye çalışıyordu bu olaya. Chaeyoung'un öncede de dansa ilgili ve yetenekli olduğunu biliyordu fakat bu kadar saçma bir tesadüf yaşanabilir miydi cidden?
Üstelik o Jimin'i tüm bunların uzağında tutmaya çalışırken o resmen içine düşmüştü birden.

Kendinden bir tepki bekleyen sevgilisini fark edip dudaklarını aralasa da ne demesi gerektiğini kestiremediği birkaç saniyenin ardından sadece "Kötü olmuş," diyebilmişti.
  Açıkcası Jimin'in bundan hoşlanmadığı açıktı ve ne şekilde yaklaşması gerektiğini bilememişti. Yangına körükle gitmek istemeyip aynı zamanda aşırı umursamaz da davranmamaya çalışmak zordu.
Hoş, ona sorulacak olursa cidden umursamıyordu. Tek düşündüğü bu konuda biraz fazla hassas olan sevgilisini üzmemekti.

"Neden öyle dedin ki?" Birden duyduğu cümleye hazırlıksız yakalanıp anlayamayınca hafif doğruldu. "Nasıl yani?" "Senin için kötü mü bu?" "Ne ima etmeye çalışıyorsun bilmiyorum ama nerede ne yaptığı umurumda değil. Ne kadar sevdiğini bildiğim işine sevmediğin biriyle devam etmek zorunda kalacağın için öyle dedim."

Gözleri oynadığı ellerindeyken sıkıntılı bir nefes verip tekrar yüzüne bakmıştı Jimin. "Yani..stüdyoya gelirsen göreceksin çoğunlukla ve bilmiyorum..belki bizden şüphelenir..istemezsin diye.." Tam anlamıyla dokunsan ağlayacak gibi durduğunun farkındaydı kendi de fakat düşünmeyi geç direkt açık açık ona söylediği şeyler kalbini ve gururunu o kadar kırıyordu ki, nefret ediyordu kendinden.
Her zaman yüksek olan özgüveni konu Jungkook ve sevgisi olunca yerle bir oluyordu.

Jungkook da sıkıntıyla iç geçirmiş birkaç saniye diğerinin yüzünü izlemişti. Onun sürekli aynı şeyi ima etmesi ister istemez sorunu kendinde aramasına neden oluyordu ve eksik hissediyordu kendini. Bir türlü sevgisini göstermeyi beceremiyordu sanki.

Hayatının iki ana temeli vardı; biri ailesi biri Jimin'di fakat o bunu bir türlü görememiş veya görmek istememişti.

"Seninle en baştan açık konuşmamı ister misin?" Jimin birkaç saniye açıktan kastının ne olduğunu düşünüp kendi kendine yaptığı minik bir değerlendirmeden sonra kafasını sallamıştı olumsuz anlamda. "Ben..henüz hazır değilim." Hemen dolan gözleriyle Jungkook gülümsemişti burukça. "Güzelim ben seni üzer miyim.."

Jimin belli belirsiz omuz silkip ona doğru uzanmıştı sarılmak için. Kucağına oturup kollarını sıkıca sevgilisinin boynuna sardığında ensesine minik bir öpücük kondurdu. "Ben..senden başka birini dinleyemem.."

Jungkook gülümseyerek aynı şekilde sarmıştı sarışının bedenini. "Jimin seni çok seviyorum, gerçekten." Güler gibi konuşması diğerinin kaşlarını çatmasına neden olurken yüzüne bakmak için geri çekildi. Hala ağlamamaya çalıştığı için burnunu çekip dudaklarını birbirine bastırdı. "Neye gülüyorsun?" "O kadar tatlı ve güzelsin ki tutamadım kendimi." "Neyim tatlı şu an..yine kendimi tutamayıp batırdım her şeyi." "Hayır, hayır. Ne hissettiğini tam olarak söylediğin için teşekkür ederim."

art loversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin