"Kim bu komşu?" Jimin gülmemeye çalışarak "Görürsün." demişti. "Birazdan gelir zaten." Fakat Jungkook ikna olmamıştı. Kafasını kolunun altındaki bedene çevirirken kaşlarını kaldırdı sorar gibi. "Bir şey mi dedi sana? Rahatsız falan mı etti yoksa? Öyle olsa çağırmazdın gerçi. Dediğinde ciddiysen ve sevmezsem kavga ederim ayrıca?" "Soru sormasan...görürsün işte." Bıkkın ses susmasını sağlarken biraz daha kendine çekmişti zayıf bedeni.
"Provalar nasıl gidiyor? Sinirlenirim diye bana bir şeyler anlatmamazlık yapmıyorsun değil mi?" Bu konu hakkında biraz düşünmüştü açıkcası Jungkook. Fazla tepkisinin Jimin'in kendini geriye çekmesine yol açmasını istemiyordu. Parmağı tişörtünün altından çıplak belinde hayali daireler çizerken sorar gibi hm'lamıştı yumuşakça. "Hayır tabii ki..normal yani çalışıyoruz, arada yemek yiyoruz sonra çıkıyoruz o kadar." "Anladım.."
Jimin bir süredir aklında olan şeyi söylemeden önce kafasını hafifçe kaldırıp yüzüne bakmıştı sevgilisinin. "İlk sevgililer günümüzde ayrı olacağız.." "Maalesef." Öylesine söylemiş gibi çıkan sesi sarışın olanın kaşlarını çatmasına neden olurken "Senin için sorun yok sanırım?" demişti. Beklediği karşılık elbette bu değildi.
Fakat Jungkook yine omuz silkmişti. "Sen demiştin 'işim bu' diye. Ne yapmamı bekliyorsun? Hem önümüzde bir sürü sevgililer günü var onları kutlarız biz de." "Bu ilk ama..benim için de yani. İlk sevgilimle ilk sevgililer günüm olacaktı." Bu sefer sarışın olanın tatlı tavrı karşısında kendini tutamayıp gülerken uzanıp burnunu öpmüştü. "Hala öyle olacak Jimin. Ayrılmıyoruz ya, uzaktan kutlarız. Biraz fazla drama yaptın sanki, hm? Gitmek falan mı istemiyorsun yoksa? Jaehyun bir şey mi yaptı?"
Jimin yine konuyu aynı şeye getiren çocukla göz devirirken "Hayır," diye sızlanmıştı. "ne yapabilir bana???" Ardından bir şeyler daha diyecek olsa da duraklayıp vazgeçti. Sorun çıkarmak istemiyordu durup dururken.
Jungkook'un tepkisi çok mu abarttım acaba diye düşünmesine yol açmıştı açıkcası ve modu düşmüştü biraz. Sadece çoğu ilkini onunla yaşamak ve yaşayacak olmak heyecanlanmasına neden oluyordu fakat anlaşılan sevgilisi pek de heyecanlı değil, aksine sıradan bir şeymiş gibi karşılıyordu. İçinden bunu, çoktan bir sürü sevgililer günü kutlamış olmasına verse de bu daha da sıkmıştı canını.
Düşüncelerini bölen Jungkook "Ne bileyim..birden öyle davranınca sordum işte." diyip saçlarına minik bir öpücük bıraktığında derin bir nefes alıp onun kendininkine göre büyük olan elini tuttu. Birbirine kenetli ellerini izlediği birkaç saniyenin ardından gözü dövmelerine takılınca mırıldanmıştı dalgınca. "İlk dövmeni ne zaman yaptırdın?" "Nereden çıktı?" Sesindeki tereddüt bir anlığına tuhaf kaçınca o da bunu fark etmiş gibi eklemişti hemen. "Yani birden sorunca merak ettim, Yugyeom mu bir şey söyledi?"
Panik yapınca daha da batırmıştı anlaşılan ve bu daha da meraklandırmıştı Jimin'i. "Ne alaka?" Genç olan sıkıntıyla nefesini verirken "On sekiz yaşımda." dedi sadece. "Hangisi bakayım?" Ellerini çözüp dövmeli kolu kendine çekip baksa da hangisi olduğunu anlamak zordu. "Bakamazsın..çünkü artık yok. Sildirdim." "Neden ki? Kötü müydü? Sen kötü veya anlamsız bir şey yaptırmamışsındır." Jungkook gülümseyip yanıtlamıştı çekingen bir tonda. "Bir süre sonra bir anlamı kalmadı diyelim."
Açıkcası yine Jimin'i bir şekilde kırmaktan korkuyordu ve nasıl konuyu hızlıca kapatacağını düşünüyordu. "Onunla ilgili bir şey miydi?" Fakat sevgilisi hızlı çıkmıştı. Daha fazla uzatmamak için kısaca yanıtlamayı seçti o da. "Beraber yaptırmıştık." "Anladım."
Ardından geçen yaklaşık beş dakika sessiz geçmişti. Jimin istemsizce düşen moduyla içinde savaş veriyor Jungkook ise onun üzülüp üzülmediğini düşünüyordu. En son konuşmayacağını anlayınca dayanamayıp "Jimin," demişti yumuşak bir tonda. "güzelim.." Cevap olarak hm'lama aldığında "sorun yok değil mi?" demişti.
