Sirius bu tatilde ilk kez arkadaşlarını çok fazla özlediğini düşünüyordu. Normalde kendine bunu düşünme izni vermeden aylaklık etmeye çalışırdı, oysa şimdi yatağında bomboş tavana bakıp dururken aklına üşüşen arkadaşlarına engel olamamıştı.
James'i özlemişti. Arkadaşının her ay dönüştüğü o koca boynuzlu geyiği özlemişti, arkadaşıyla Sümsükus'a sataşmayı özlemişti, geceleri o kardeşiyle arasının daha ne kadar kötü olabileceğini düşünüp üzülürken veya o arada sırada gelen kötü ruh halinde ailem neden bu kadar boktan diye düşünürken James'in ona kollarını sarıp sakinleştirmesini özlemişti.
Peter'ı özlemişti. Onun sevimsiz, çirkin faresini özlemişti, koyu sarı saçlarını, hafif göbeğiyle Slytherinlilere sataşırken koşturmasını özlemişti, Çapulcularla beraber çimlere yattıklarında Peter'ın göbeğine yaslanmayı özlemişti, Hagrid'in onlara verdiği o taştan daha sert kurabiyeleri Peter'la beraber öğütmeyi özlemişti.
Ve Remus'u özlemişti elbette. Aylak'ını. Her ay girdiği o ruh halini biliyordu, kendini kötü hissettiğini, James ve Peter'la beraber o iyi hissettsin diye yapmadıkları şebeklik kalmıyordu. Remus'un Patiayak'ı sevdiğini bildiğinden bazen köpek oluyordu, Remus'un ellerini kafasının üzerinde, sırtında, kollarında hissediyordu.
Onu özlemişti, Aylak'a bakarken yüzünün ve vücudunun her yanını kaplayan o çoğunlukla solmuş yara izlerinin güzelliğini örtmediğini düşünmeyi özlemişti. Remus kitabına gömülmüşken James'le Sümsükus'a sataştıklarında, çoğunlukla o bundan taraf olmasa da, kitabına eğik yüzünün üzerindeki, fark ettirmediğini sandığı, galiba Sirius'un onun gülümsemesini beklediğinden habersiz, küçük gülümsemeyi özlemişti.
Onun yüzüne döküken kahve saçlarının hafif buklelerini, ormanları andıran sıcacık ve yemyeşil gözlerini, bazenleri kızaran yanaklarını, hatta dönüşümden sonra hastane kanadındayken çikolata yiyişini izlemeyi bile özlemişti.Çapulcuları özlemişti. Onun artık ailesi olduklarına emin olduğu kişileri, Hogwarts'ın koridorları arasında beraber yaramazlık yapıp cezaya kaldığı arkadaşlarını, beraber yaptıkları grup sarılmalarını özlemişti.
Elbette buluşacaklardı. Evim, dediği Hogwarts'ta arkadaşlarıyla beraber başlayan yeni senenin ilk grup uyumasını yapacaklardı. Sirius o gece uyanıp arkadaşlarını izlerken, her sene olduğu gibi, gözyaşlarını tutamayacaktı.
Ama yakalanırsa gözlerinin onların pis kokularından yaşardığını söylerdi, çünkü Sirius Black kesinlikle onların diline düşüp sevgi pıtırcığı olmayı istemiyordu.
-
Aşırı kaliteli olmasının yanında çizdiğim ilk fanart olduğunu unutmayın!!!! 😠😠
Bu da buranın yeni kapağı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanfictionOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]