that there's a limit to everything

2.5K 259 61
                                    

Sirius, Çapulcular'la beraber Üç Süpürge'de otururken James Lily'sini Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı'na giderken gördüğü için onlardan ayrılmıştı.

Peter ve Remus' la beraber Üç Süpürge'de içtikleri Kaymak Biralarının ardından Balyumruk'a gidiyorlardı. Çünkü bu sene Hogwarts'taki ilk dolunaya 3 gün kalmıştı. Remus'a çikolata almaları gerekiyordu.

Ceplerine tıkıştırdıkları şeker ve çikolatalarla beraber gözlerden uzak bir banka oturduklarında, Peter'ın onlara uzattığı Bertie Botts'ın Binbir Lezzette Fasülyeleri'nden aldılar.

Peter da kendine bir tane aldığında gülerek mırıldandı. "Topraklı geldi, çürük yumurtadan iyidir."

Remus ağzındakini eline tükürüp yüzünü buruşturdu. "Kusmuklu, Merlin!"

Sirius ona gülüp elindeki suyu uzattı. "Benimki yaban mersinli."

Peter ona bir tane daha uzattığında Remus'un suyu içişini izliyordu. "Sağ ol Pete, zirvede bırakıyorum."

Peter omuz silkip ağzına bir tane daha attı.

Sirius ise ona suyu geri uzatan Remus'a bakıyordu. Aslında onda kalabileceğini söyleyecekti ama ağzı bir anda kurumuştu. Remus'un elindeki şişeyi kapıp kafasına dikti.

Peter, James'in onları nasıl sattığından yakınırken Remus ona bakmaya başlamıştı. Gözlerini Sirius'a çeviriyor, sonra ellerine veya başka bir yere bakıyor, sonra tekrar yavaşça ona bakıyordu.

Sirius işkenceye uğruyor gibi hissediyordu.

Derin bir nefes verip karşısına dönerken dirseklerini bankın arkasına yasladı. Yarım saat kadar Peter'ın konuşmasını ve Remus'un arada ona cevap vermesini dinledi.

Sonunda çocuklarla beraber kalkıp geri dönmeye karar verdiklerinde arkalarında bir ses duyuldu. "Sirius!"

Sirius arkasına döndüğünde o kızı gördü. Geçen sene ona yüz vermeyen az sayıda kızlardan olan bu kız için az uğraşmamıştı. Hedefi bu sene onunla bir şeyler yaşamaktı, oysa şimdi kızın adını hatırladığından emin değildi.

Kız ona yaklaşıp kollarını arkasına aldı. "Nerelerdeydin? Benimle konuşmaya hiç gelmedin."

Sirius arkadaşlarına baktı, tamam belki Remus'a. Aylak, kıza bakıyordu. Ne hissettiğini belli etmiyordu, ya da hiçbir şey hissetmiyordu.

Kıza dönüp "Üzgünüm, aklıma gelmedin." dedi. Kaba olup olmadığını bilmiyordu, çok da umurunda değildi.

Kız bariz bir şekilde bozulduğunda Remus'un döndüğünü fark etti. Peter da peşinden dönmüştü, onlara özel alan yaratmaya mı çalışıyorlardı?

Remus'un onu kıskanmasını istediğini fark ediyordu. En azından bir tepki vermesini, umurunda değilmiş gibi arkasını dönmemesini.

"Gitmem gerek, görüşürüz."

Kızdan uzaklaşıp arkadaşlarının yanına gitti ve beraber yürümeye başladılar. Şimdi Remus'a bakış atmıyordu.

Peter onun omzuna hafifçe vurdu. "Bu kızın bir afet olduğunu düşünmüyor muydun, neden ters davrandın Siri?"

Sirius, Remus'un ona baktığını fark edebiliyordu ama ona bakmadı.

"Artık öyle düşünmüyorum çünkü, Pete."

 We're Not Friends / ❝Wolfstar❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin