Sirius keyifliydi, Mateo Remus'un ona selam vermesine rağmen onlara bakmamıştı bile. Aslında Remus'un ona selam veriyor olması iyi bir şey değildi ama bu bile keyfini bozamazdı. Çünkü Remus iyi kalpliydi, herkesi kendi gibi sanabilirdi. Büyük ihtimal çocuk ona duygu sömürüsü yapmıştı.
Sirius daha çok sırıttı.
"Siri, çok korkunç görünüyorsun... Hadi söyle, kime hain bir plan yapıyorsun?"
Remus'un sesiyle ona döndü. Daha çok gülerken kahvaltı masasında ona doğru eğildi. "Emin ol sana değil, Rem."
"Tamam, bu cevabın beni rahatlatması mı gerekiyordu?"
Sirius gülerek omzunu silkti. Onlara doğru gelen kişiyi gördüğünde kaçmasının mümkün olmadığını düşündüğü keyfi kaçtı.
Şu Remus'un peşinde dolanan kız. Marie.
Sirius aniden somurtmamak için başka yerlere baktı. Remus'u herkesten koruması imkansızdı, Rem o kadar güzeldi ki plastiklerin içinde elmas gibi parlıyordu. Bunu bir tek kendisi fark edemiyordu.
Onlarla çok ilgilenmemişti ve gün boyu Remus'la o değişik bakışlardan birbirlerine göndermişlerdi. Sirius'a göre dünyada yapılabilecek en güzel şeylerden biri ona bakmaktı, ama şimdi daha fazlasını bir kere hissetmişken bakışların yetmesi imkansız geliyordu.
Oysa geçen dolunay gecesi aldığı kararın hala geçerli olması gerektiğini düşünüyordu... Yaptıklarıyla istedikleri benzemiyorken, yapması gerekenlerinse onlarla alakası yoktu.
Sirius karar veremiyordu. Remus'la arkadaşlığını, bu bakışmalar yüzünden kaybetmeye değer miydi? Yoksa arkadaşlığı kaybetmek yerine daha ileriye mi taşırlardı?
Sirius bunu bilmiyordu. Bu yüzden ona hala bakmaya, ama o adım atmadan atmamaya karar verdi.
Son zamanlarda kararlarına uyduğu söylenemezdi, yine de deneyecekti.
Sirius, Quidditch maçında elindeki mikrafona bağırarak herkes gibi Slytherin-Gryffindor karşılaşmasını izliyordu.
"Evet, Slytherin'den Jasper Quaffle'ı çembere geçirmeye çalışırken tam omzuna Bludger'i yiyor! Aptal! Evet, Gryffindor karşılaşmayı önde götürüyor! O da ne, James Snitch'i görmüş gibi görünüyor! Elbette sevgili kardeşim Regulus Black de peşinde! Bu arada Gryffindor'dan Bellamy'e Bludger sert bir şekilde çarptı, süpürgesinin hakimiyetini kaybetmiş gibi görünüyor! Devam edebilirsin Bellamy! Aslan yılanı eze... "
McGonagall, Sirius'un arkasından onu dürttü. Peter herkes gibi kendini karşılaşmaya kaptırmış gibi görünüyordu, yüzünde kırmızı ve sarı savaş boyaları vardı.
"O da ne, Küçük Kardeşim Black, Snitch'i görmüş gibi süpürgesini hızla aşağı sürüyor, James, yetiş! Onu yaralamana izin veriyorum, izin var! Reg, üzgünüm!... Tamam, Profesör McGonagall... Quaffle'ı kapan Slytherin'den Arthur hızla çembere ilerliyor, vuruş yapıyor! Yanında Mateo var, o... Hah! Mateo Bludger'i yanlışlıkla Arthur'a vuruyor! Beceriksiz! Arthur hızla yeri boyluyor, o da ne, kolu çıkmış gibi görünüyor! Beceriksiz Mateo, takım arkadaşını vurduktan sonra süpürgesinden düşüyor!"
Gryffindor taraftarları oldukları yere sığamazlarken Sirius o kısacık anda Remus'u görmüştü. Sanki o an, bulundukları yerin sesi kısılmış gibi hissetmişti Sirius.
Çocuk ona bakıyordu, yanakları her zamanki gibi kızarıktı, yeşilleri aralarındaki üç dört adıma rağmen belli oluyordu, gerçi Sirius aralarına kilometreler girse bile görürdü.
Remus yakalanmış gibi aniden maçı izlemeye geri dönünce Sirius sesleri yeniden duymaya başladı.
"E-evet, Jasper Quaffle'la bir atış yapmış gibi görünüyor, skor... Skor kaç Profesör?
McGonagall ona cezaya kalacaksın der gibi bakmaya başlarken, Sirius bu bakışı çok iyi tanıyordu, yanındaki Peter bağırdı. "120-160 dostum!"
"Evet, skor... Hah! James Altın Snitch'i yakalayacak, yakalamak üzere! Regulus önüne geçiyor, çık oradan aptal! Kovalamaca sürüyor, James hızlan! Reg, Slytherin'den şu senin hoşlandığın kız sana bakıyor!"
Sirius çok uzak olmadıkları için Reg'in kendisine bakıp "Aptal, ben kimseden..." diyerek cümleye başladığını görebiliyordu ama Reg cümlesini bitiremedi.
"James Altın Snitch'i yakalıyor! Gryffindor kazanıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanfictionOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]