Sirius dorukdaydı. Her anlamda ulaşabileceği en yüksek his buymuş gibi hissediyordu. Alnını Remus'un çenesinden çekip suratına baktı. Çocuğun gözleri kapalıydı.
Bir elini beline sararken çenesindeki elini gözlerine getirip kapalı gözlerini okşadı. Remus'un göz kapakları aralandı ve Sirius'un gördüğü en mükemmel renk açığa çıktı. Kenarları biraz kızarmış yeşiller doğrudan kendisine bakıyordu.
Elini onun ensesine sardı. Kafası, Remus'u görebilmek için biraz geriye yatıkken hissedebiliyordu, aklı başında değildi.
"Çok garip değil mi? Alışılması güç."
Çocuğun konuşurken titreşen göğsünü kendininkinin üzerinde hissetti.
"Rem, garip ama alışılması hiç güç değil."
Sirius gözlerini damlalar damlayan kahve saçlardan çekip yeşillere geri döndü. "Çünkü en başından beri oradaymış gibi alıştım çoktan."
Remus aniden aklına bir şey gelmiş gibi kendisine baktı. Sirius'un yüzünü ince bir endişeyle taradı, yerinde kıpırdanır gibi oldu. Sirius'un kaşları hafifçe çatıldı. Sanki rahatını bozuyormuş gibi Remus'a kızıyordu.
"Ne oldu?"
"Sirius, seni öpebilir miyim?"
Sirius nefesinin tıkandığını hissetti.
"Şey... Sen de bana böyle sormuştun."
Sirius kafasını hafifçe salladı. "S-sen ne cevap vermiştin?"
Gözlerini artık Remus'un gözlerinde tutamıyordu. Çocuğun yüzüne özenle yerleştirilmiş gibi duran dudakları gözlerini esir alıyordu.
Remus da heyecanlanmış mıydı, yoksa Sirius kendini mi kaybediyordu? Çocuk heyecanla nefes almıyor muydu işte? "Sanırım hatırlayamıyorum."
"Rem... Sormak aptallıkmış."
Sirius ağzını Remus'un ağzına dayadı.
Remus'un dudaklarının tadı özlediği bir şeye benziyordu. Hayır, özlem duyduğu bir şey gibi değil... Bunu yapmasaydı özlediği bir şey olmadığından emin oldurdu. Artık vardı. Sirius bunu unutabileceğini sanmıyordu, hayatı boyunca özleyeceği bir yer bulmuştu.
Sirius'un düşünebildiği tek şey ilk seferki gibi değil oldu. İlk seferki gibi değildi. Belki aklında ilk seferki hep deneme olarak kaldığı içindi.
Yine de kesinlikle ilk seferki gibi değildi.
Belki de farkı, ikisinin de bildiği bir şeydi. İkisinin de hissettiği. Ya da ikisinin de hissettiğini bildiği...
Sirius beline sarılan kolu hissetti. Aklı kesinlikle başında değildi. Artık geri döneceğinden de emin değildi. Remus onun dudaklarını sanki okşar gibi öpüyorken...
Bekle, Remus onun dudaklarını öpüyorken!
Nefes nefese geri çekildiğinde şokla Remus'a baktı. "N-noluyor şimdi?"
"Siri, biz g-galiba öpüştük."
Sirius gözleri hala kocaman açıkken onun dudaklarına baktı. "Galiba." Elini çocuğun kızarmış dudağının üzerine götürüp baş parmağıyla okşadı. "Galiba değil, kesinlikle... Kesinlikle, kesinlikle yaptık."
"E-evet kesinlikle..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
أدب الهواةOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]