inside my heart is breaking

2K 201 15
                                    

Sirius Çapulcularla beraber hastane kanadındaydı. Madam Pomfrey'in onların sessizliğini garipsediğini anlayabiliyordu, onlar bu kadar sessiz durmazdı.

Remus bu kadar uzun uyumazdı.

Peter gergince ayağa kalktı. "Çatalak, yemek soğuyor. Isıtma büyüsü yapsana, asam yatakhanede kaldı."

James asasını yemeklere yönlendirdiğinde Peter hiç konuşmayan Sirius'a baktı. Remus'un yatağının hemen yanına dizdikleri 3 sandalyeye oturuyorlardı, içerisi boş olmasa Madam Pomfrey'in onların oturmasına izin vermeyeceğini biliyordu.

Sirius Remus'un neredeyse ayak ucundaki sandalyeye oturmuş, elindeki çikolatalarla dışarıyı izliyordu.

Peter ayakta durmayı kesip oturdu ve elini Sirius'un omzuna koydu. "Sirius, zor bir gece geçirdi. Bilirsin... Bazen böyle oluyor."

Sirius gözlerini pencereden ayrımadan ona cevap verdi. "Peter, dönüşmeden önce bana nasıl baktığını gördün değil mi?... Bize özeniyordu, yine de bunu bize söylemeyecek kadar düşünceli..."

Sirius'un gözünden bir damla yaş düştü. Peter ona şaşkınca bakıyordu, anlaşılan arkadaşının hislerini hafife alıyordu.

James de sessizce yanlarına oturmuştu. Sirius gözünden akan damlayı sildi. "Oysa ben onu tanıyorum, ben onu anlarım."

James ve Peter gergince bakıştılar. Bu an, onların bazı şeylerin geri dönüşünün olmadığını anladıkları andı belki de. Sirius'un Remus'tan hoşlanmadığını, ona aşık olduğunu anladıkları andı.

Sirius'sa şöyle düşünüyordu, Sirius Black kocaman bir aptaldı. Remus gibi bir arkadaş kaybetmişti. Onun arkadaşlığını artık geri alınamaz bir şekilde kaybetmişti.

Ama belki de artık arkadaşlığından daha çok seveceği bir şeyi vardı.

Bir ay önceki dolunayda düşündükleriyle sadece kendini kandırdığını fark etti.

Yatakta yatan çocuğa baktı, sonra da elinin ısısıyla erimiş çikolatalara.

Sirius o olmadan yapamazdı.

Remus olmadan yaşayabilir miydi? O, gece kabus gördüğünde de, kupa silme cezalarına söverken de, aynı kupaları birincilikle kaldırırken de... Hep Sirius'un yanındaydı. Sirius onsuz nasıl yaşanır bilmiyordu.

Öğrenmek istemiyordu.

Varlığını unuttuğu arkadaşı yüzünü sildiğinde ağladığını fark etti. "Sirius, lütfen böyle yapma. O hep uyanır! Seni böyle ağlarken görse ne kadar üzülür, bilmiyor musun?"

Sirius aniden düşer gibi ayağa kalktı ve koşar adım kapının önüne çıktı. Arkadaşları arkasından geliyordu. "Tanrı aşkına Sirius! Delirmek üzereyim, neler oluyor?"

 We're Not Friends / ❝Wolfstar❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin