and i'm staring at the moon

2K 209 37
                                    

Sirius Peter'la beraber dolunaya saatler kala James'i bekleyerek konuşuyorlardı. "Abi, o çocuğun kazanmasına izin veremezdik!"

"Sen de maç öncesi onun yanına gidip, Mateo, Sirius dişlerinin kaşındığını söyledi, bu arada senin tadının çok güzel olduğunu düşünüyormuş, mu dedin?"

"İşe yaramadığını söyleyemezsin!"

"Pete, bunu nasıl yaparsın... Bensiz!"

Peter gülmeye başladığında James onların yanına gelmişti. "Evet, gençler. Birkaç saat önce gitme işi iyi oldu, Rem'le konuşup rahatlamasını sağlarız."

Sirius ve Peter kafasını salladı ve pelerine sığıştılar.

Sirius o her dolunay öncesi hissettiği gibi hissediyordu. Hem dolunay hemen gelsin ve bitsin, hem de asla gelmesin istiyordu... Aslında tek istediği Aylak'ın canının yanmamasıydı ancak gücü en fazla köpek olmaya yetiyordu.

Barakaya girdiklerinde onlardan önce orada olan Remus'u gördüler.

Hep beraber oturup sakince konuşurlarken hepsi Remus'taki değişimi fark edebiliyordu.

Sirius böyle zamanlarda ağlayacak gibi hissederdi. Remus sürekli pencereden dışarı bakıp gökyüzünü kontrol eder, amansızca terlerdi.

Remus yine pencereden dönüp gözlerini çocuklarda gezdirdi ve kendisinin üzerinde durdu. "Patiayak olur musun, Siri?"

Sirius çocuğun dediğini sorgulamadan oturduğu yerden kalkıp Remus'a doğru yürürken köpeğe dönüştü.

Remus'un dizinin dibine otururken ona sürtündü. Aylak onun tüylerini okşamaya başladı.

Sirius, o kurtadam değilken Patiayak'a dönüşmeyi artık sevmiyordu. Ne kadar kendisini sevmesi hoş olsa da, Rem ona özenir gibi bakıyordu.

Acı çekmeden dönüşmesine özeniyordu.

Sirius bunu düşündükçe delirecek gibi hissediyordu. Çocuğun özendiği şey o kadar masumdu ki, Sirius bunu ondan çalanlardan her an nefret ediyordu. Sirius onu her ne kadar her şekilde... sevse de. Onun acı çekmesine neden olanlardan nefret ediyordu.

Her şeyden çok. Annesinden bile.

Remus'un bacaklarına kafasını koyup içini ısıtan gözlerine baktı. Uğuldar gibi sesler çıkardı.

Remus onu anlar gibi gülümsedi. Elini Sirius'un hüzünlü bakan gözlerine yakınca, tüylü yanağına koydu.

Tıpkı Sirius'un onu öptüğü gün Sirius'un onun yüzünü tutuşu gibi.

Sirius gözlerinin yaşlanmasını engelleyemedi.

Arkadaşları arkada sessizce bir konu hakkında konuşuyorlardı, Sirius onları anlayamıyordu. O an yanağındaki el hariç hiçbir şeyi hissedemiyordu.

Remus onun neredeyse taşacak olan gözlerine bakarken hala gülümsüyordu. Sağ elinin baş parmağını Patiayak'ın gözünü silmek için kullandı.

O gece her zamankinden biraz zor geçti.

 We're Not Friends / ❝Wolfstar❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin