but your eyes will lead me

1.4K 141 94
                                    

Sirius Remus'la birlikte gecenin bir yarısı olmasına rağmen Astronomi Kulesindeydi.

Donuyordu.

Yine de onunla yalnız kalabildiği kısıtlı zamanlar, ne yazık gecenin bir yarısı oluyordu. Kış olmasıysa kendisinin suçu değildi.

Remus merdivenleri çıktıkları için hala düzene girmemiş nefesiyle "Üşüdün, değil mi?" dedi. "Kesinlikle üşüdün, suratına bak. Kıprkırmızı olmuş!" Sirius kafasını hızla iki yana salladı ve söyleyebileceği en aptal şeyi söyledi. "Üşüdüm ama vücudum gitmek istemiyor."

Remus kendisine bakıp gülerek "Peki..." dedi. "Vücudun ısınmak ister mi?" Sirius'un gülen suratı dondu, Remus da kendisine bakarken gülmeyi kesti. Bir an birbirlerinin suratına baktılar, Sirius yutkundu. "Vücudum nasıl ısınacağını merak ediyor." Remus gözlerini çekmeden titreyen sesiyle "B-benimle." dedi.

Sirius sonunda dayanamayarak "Bebeğim, yanlış anlaşılmaya oldukça müsait olduğunun farkında mısın?" diye gülerek sordu.

Remus kıpkırmızı olduğunda "Bebek mi?" dedi. Sirius kaşlarını çattı. "N-ne bebeği?" Remus gözlerini kocaman açıp şikayet eder gibi "Bana bebeğim dedin!" dedi. Sirius açılan ağzını bir an kapatamadı. "Ö-öyle mi olmuş?... Sen de... Sen de bana seni ısıtabilirim dedin!" Remus neredeyse bağırarak "Sarılmaktan bahsediyordum!" dedi. "Aklın nerede?"

Sirius gülüşünü zor tutarak onun güzel dudaklarına baktı. "Bir süre önce biri aldı."

Remus kendisine bakarak yüzüne utangaç bir gülümseme oturttu. Çikolata bukleleri kırmızı-sarı beresinin altından taşıyordu. Gözlerindeki çam ormanları hep canlıydı, göğü aydınlatan hafif ay ışığı yeşillerini okşuyordu. Soğuk tüm yüzünü yakıyor olmalıydı, burnu ve yanakları kıpkırmızıydı. Neredeyse ağzına kadar çektiği, yine aynı renklerde atkısı ve ona bol gelen montuyla çok güzeldi.

"Aptal, böyle konuştuğunda ne diyeceğimi bilmiyorum." Sirius onun sarılma teklifinin hala geçerli olduğunu düşünerek yaklaştı. Kollarını açıp ona baktığında Aylak da gülümseyip kendisine sarılmıştı. "Aptal demeyerek başlayabilirsin."

"Hah! Ne diyeyim, bebeğim mi?" Remus açıkça kendisiyle dalga geçerken Sirius hissettiği huzura rağmen kaşlarını çattı. "S-sanırım, diyebilirsin." dedi, kendisi de Remus'un Peter'a verdiği cevabıyla dalga geçerek.

Remus belirgin bir şekilde titreyerek "B-bu kötü bir şey d... değil, değil, mi?" dedi. Sirius yüzünü onun göğsüne sürtüp saklayarak gülümsedi. "Sence kötü bir şey olabilir mi?" Sonra heyecanla kafasını kaldırarak Aylak'la yüz yüze geldi. "Rem! Bu demek oluyor ki biz şimdi-" Sözünü kendisinin ağzına dayanan Remus'un eli kesti. "Merlin! Sus! Evet, evet! Tamam, sus!"

 We're Not Friends / ❝Wolfstar❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin