Sirius muhtemelen ölüyordu. Anlaşılan geceleri uyku tutmadığında James'in peleriniyle Astronomi Kulesi'ne kaçmaya son vermeliydi.
Yeni bir hapşırma dalgasına kapılırken James sızlandı. "Benim sana küs olmam gerekiyor ama şimdi başında bekliyorum."
Sirius tıkalı burnuyla konuştu. "Jamie, erteleyelim. Hastalığım bitince küsersin."
James ciddi bir şekilde kafasını salladı.
Peter yatakhanelerine neşeli bir şekilde girdi. "Evet, Çapulcular. Biliyorsunuz ki bugün cumartesi, Hogsmeade'e gitmeye hazır mısınız?"
Remus kaşlarını çatarak, "Sirius bu haldeyken mi?" dedi.
Sirius kendini zor tuttu. Sımsıcak olmaması gerekiyordu.
Peter James'i kolundan çekerek yanıtladı. "Rem, unuttuğuna inanamıyorum. Bugün size anlattığım Ravenclaw kızıyla randevum var! Eminim Sirius randevuyu mahvedip onunla kalmamı istemiyordur."
3 kafa yatağa döndü. Sirius hızla kafasını salladı.
Peter Sirius'a göz kırptı.
"Ama biri onunla kalsa iyi olur. Ben olamıyorum... James, sen?"
James Sirius'a döndü. "Seninle kalmamı ister misin, abi?"
Sirius cevaplayamadan Peter atıldı. "Jamie! Bana ne dediğimi unutmuştum! Quidditch takımıyla moral buluşması yapmayacak mıydın?"
Evet, son maçı kaybetmeleri James'in ağırına gitmişti.
James gözlerini açarak son hızla ayağa kalktı. "Siri, üzgünüm dostum ama gitmem gerek. Rem, sen onunla kalırsın değil mi?"
Ve evet, Sirius Peter'ın planını anlamıştı. Tek isteği diğerlerinin de anlamamasıydı.
"Elbette kalırım."
Sirius onun suratından bir şey anlamıyordu.
Sonuç olarak Peter ve James onları yalnız bıraktığında saat 1'e geliyordu.
Sirius tekrar hapşırmaya başladı.
Remus olduğu yerden kalkıp elini Sirius'un alnına koydu. "Keşke sana iksir yapabilecek malzemem olsa."
"Sorun değil, duş alırım."
Ne alaka olduğunu bilmiyordu, o an düşünebildiğini sanmıyordu.
Sirius kalkabildiğinde kıyafetlerini çıkarıp bornoza sarıldı. Rem onun için sıcaklığı ayarlıyordu.
Sirius ona kabinden bağırdı. "Rem, bu su buz gibi!"
"O su öyle kalacak Sirius Black." dedi tehtitkar bir sesle. "Sakın sıcaklığı artırdığını görmeyeyim."
Sirius susup yıkandı. Çıktığında buz kesmek üzereydi.
"Bütün mirasımı Pete'e bırakıyorum."
Remus banyodan çıkan Sirius'a bakarken kaşlarını çattı. "James ve bana yok mu?"
Sirius ateşi yüksek olmasa asla yapmayacağı bir şey yaptı. Elindeki iç çamaşırını bornozun altından giymek yerine üzerindeki bornozu yere attı.
Remus karşısında, gözlerinden başka hiçbir yere bakmadan bornozu çıkarışını izledi. Kızararak.
"Yok."
Sirius, iç çamaşırını giymeye eğildiğinde gözlerini ondan çekip arkasını dönebilmişti. "K-keşke haber verseydin."
Sirius, "Rahatsız olduğunu sanmıyorum." diye mırıldandıktan sonra "Kusura bakma." diye seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanfictionOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]