Sirius garip hissediyordu. Remus o dolunay gecesi sadece birkaç saat geç uyanmıştı. Şimdi sakinken o anları düşündüğünde korkunun nasıl gözünü kör ettiğini anlayabiliyordu.
Remus uyanmadan uyanmıştı. Çikolatalarını ona verip yüzündeki korkunç kesiklere bakmamıştı. Çünkü Remus'un garip hissetmesini istemiyordu.
Çünkü kesiklerini görmüyordu bile.
Remus yüzünde her zamankinden daha derin birkaç kesik gördüğünde üzülmüştü. James onun omzuna dokunup üzgün olduğunu söylemişti. Peter böyle durumlarda sessiz kalırdı, ancak çocuklar onun sessizliğini dinlerken rahatsız olmazdı. Sirius'sa...
Sirius'tu işte.
Ona yüzündeki kesiklerin sarmaşık dallarına benzediğini söylemişti. Etrafına çiçek çizmek için izin almıştı, Remus'sa sanki Sirius çiçek çizebilecekmiş gibi, olur, demişti.
Sirius için sorun yoktu, Remus gülümsüyordu.
Ona çikolatalarını verdikten sonra uyumuşlardı. Aradan geçen bir haftada çocuğun yüzündeki izler soluklaşmıştı.
Şimdi Sirius o günü düşündüğünde aklına gelen ilk kelime dehşet oluyordu. Dehşete kapılmıştı.
James'e Remus'a aşık olduğunu, sanki çocuk anlamıyormuş gibi, art arda söylerken de, burnu kanadığında Peter onu uyumaya ikna ederken de... Aklındaki tek şey onu bir daha görememe düşüncesiydi.
Oysa çocuk birkaç saat sonra uyanmıştı. Yine de Sirius gece herkes uyurken ayaklanıp Remus'u izleme dürtüsünü engelleyememişti.
En azından artık ne istediğini biliyordu.
Bu çocuğun arkadaşı olmak istemiyordu, yani sadece arkadaşı olmak istemiyordu.
Onun her şeyi olmak istiyordu, onu öptüğü gün istediği gibi... Annesi, babası, kardeşi, arkadaşı, sevgilisi... Remus'a ait bir uzuvmuş gibi hissediyordu. Bu bedenen değildi, bu ruhunu onunkine bağlamak gibi bir şeydi.
Sirius kesik ruhunun yarısını bulduğuna inanıyordu.
Remus'la kütüphaneden çıktıklarında, Sirius çocuk ona sorduğunda hayır gelemem diyememişti, ona belli edip etmemesi gerektiğini düşünüyordu.
Remus ona, bunu onun da hissettiğini söylemişti. Sirius bunu düşündüğünde gülümsemesine engel olamadı.
"Neye gülüyorsun, Siri?"
Sirius yan yana yürüdükleri koridorda yanındaki ondan uzun çocuğa baktı. "Sence okul bittiğinde görüşebilecek miyiz, Rem?"
Remus gülümserken elindeki kitabı koltuk altına sıkıştırdı. "Bence hiç ayrılmayacağız bile."
Sirius da gülümsedi.
Çocuğun Çapulcular'ı kastettiğini biliyordu, yine de Remus'un da onun düşündüğünü düşünmesini istedi.
İkisini, beraberken.
Bunu düşünmek bile mükemmeldi.
![](https://img.wattpad.com/cover/217438734-288-k218392.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanfikceOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]