Sirius tedirgindi.
Remus'un ısrarlarıyla, bu ısrar kendisine karşı değildi, Reg'le konuşacaklardı. Çocuğa ne anlatması, ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.
Asıl önemli olan, ne söylememesi gerektiğini de bilmiyordu.
Çapulcularla beraber Karagöl'ün kıyısına yürürken James onu arkadan durdurup kendisine çevirdi. Durdukları yerde arkası onlara, önü göle dönük Regulus'u görebiliyorlardı.
James bir baba edasıyla kollarını Sirius'un omuzlarına koydu. "Sirius..."
Herkes sessizleşip söyleyeceklerini beklediğinde, Sirus James'le birkaç saniye bakıştı. Peter yerinde kıpırdanıp "Ee?" dediğinde, James ciddi yüzünü bozmadan derin bir nefes aldı. "Motivasyon konuşmasını buraya kadar planlayabildim."Sirius, Remus homurdanırken "Çok zorlanmış olmalısın." dediğini duydu.
James motivasyon konuşmasını kısa keserek Sirius'a sarıldığında, kollarını ona doladı. Çapulcular ne kadar ailesiyse, James kesinlikle kardeşiydi. İçtenlikle, ve elbette gururla, söyleyebilirdi ki, onun için James'in Reg'ten bir farkı yoktu.
Sirius hep onunla arasında özel bir bağın olduğunu düşünürdü. Her zaman kalbini en fazla açtığı, konuşmadan bile demek istediğini anladığı kişi James'ti.
Elbette, bu seneden önce.
James'le sarılırken gözleri Aylak'ına kaydı. Çocuk ona güven verir gibi gülümsedi ve gözlerini ağır ağır kapatıp açtı.
Ayrıldıklarında, Peter Sirius'un yanına gelip omzuna dostça dokundu. "Reg seni bekliyor, Siri."
Sirius ona gülümserken James, şimdi aptallık yapacağım suratıyla Remus'a baktığında, Sirius o daha konuşmadan utandı.
"Sen neden veda, a-aman şey, motivasyon konuşması yapmıyorsun Aylak?"
Remus yerdeki bir taşla oynarken adeta mırıldandı. "Çünkü... Çünkü buluşmayı ben ayarladım ve... Reg benim orada olmamı istiyor ve, ve eminim Siri de orada olmamı ister."
James sırıtırken kaşlarını indirip kaldırdı. Doğrudan Sirius'a bakıyordu. Sirius ona homurdandı. "Geri zekalı."
Remus, elbette kızarmış yanaklarıyla, kendisine bakmaya başladığında içini dolduran hisse aldırış etmeden kafasını salladı.
Gerginliği elle tutulur haldeydi, Remus'la çocukları geride bırakıp kardeşine doğru yaklaşırken çocuk ona bakıp hafifçe yavaşladı. "Siri, sakin ol. Sana sadece biraz teşviğe ihtiyacınız var dediğim zamanı hatırlıyor musun? Sonuçta, o senin kardeşin?"
Sirius gerginliğinden ödün vermeden gülümseyip kafasını salladı. "Beraber uyuduğumuz geceydi."
Remus önüne dönerek hızlandı. "Evet, öyle bi şey de olmuştu."
Sonunda, her ne kadar Sirius olabildiğince ertelemek için Kehanet sınıfına art arda yedi kez çıkmayı bile göze alabilecekken, Reg'in yanına vardılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanficOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]