Sirius, Regulus'la beraber Karagöl'ün kıyısında yürüyordu. Çocuk ona bir şeyler anlatıyordu ama Sirius heyecanından dinleyemiyordu. Evet, heyecanlıydı. Aslında kardeşi yüzünden heyecanlanması mantıklı sayılmazdı ama çocuk onun yanında sıkılacak diye korkuyordu ve bu da gerilmesine sebep oluyordu.
"...Sonra bana onun için Sihir Tarihi notlarımı verip veremeyeceğimi sordu, elbette dedim. Ciddiye alacağını düşünmemiştim bile! Beni tanıyan herkes onun elbette hayır, demek olduğunu bilir..."
Sirius gözlerinin dolmasına sebep olan soğuk yüzünden gözlerini kırpıştırdı. Aptalca şeyler söylememeye çalışıyordu ve bunun bu kadar zor olmaması gerekiyordu!
Regulus konuşmasını bitirip yan yan kendisine bakmaya başladığında gülümseyerek "Ne?" dedi. "Sende bir şeyler var..." Sirius tek omzunu kaldırıp indirdi. "Neymiş?" Reg, Sirius'un önüne geçip geri geri yürümeye başladı. Sirius düşmesinden korkarak yavaşladı ve tek elini onun koluna attı.
"Aptal gibisin. Tamam, bu çok yeni bir şey değil ama..." Sirius güler gibi bir ifadeyle onun omzuna hafifçe vurdu. Regulus kıkırdadı. Sonra Sirius onun kolunu tutmaya devam etti. "Sanki daha çok aptal gibisin ve inan bana... Böyle bir şey mümkün değil."
Sirius etrafa bakınarak dudaklarını kemirdi. Utanmaya başlamıştı. Yanaklarım kızarırsa suç soğuğun diye düşündü. "Birinden hoşlanıyorum, bahsettiğin buysa..." Ona anlatabilirdi, değil mi?
"Evet, bahsettiğim tam da bu..." Regulus gülümseyerek durup kendisine bakmaya başladı. Sirius kızardığını hissediyordu. "H-hava soğuk!" Regulus kaşlarını çatarken güldü. "Ne?" Sirius çocuk anlamıyormuş gibi bir ifadeyle tekrar etti. "Kızarmıyorum, hava soğuk. Bak, gözlerim doldu ama hava soğuk olduğu için, onu düşündüğüm için değil. Zaten bunun için neden dolsun, o beni hep gülümsetir."
Regulus eğilip gülmeye devam etti. "Ne anlatıyorsun, aptal?" Sirius neredeyse bağırdı. "Gerginim! Anlayış göster."
Regulus doğrulup ve gülüşünü küçültüp yüzüne bir gülümseme oturttu. Kafasını yana eğip kendisine baktı. "Neden gerginsin?" Sirius çocuğa yaklaştı. "Sıkılmanı istemiyorum... Dur, bunu neden söyledim ki? Öyle bir şey yok, tamam mı? Gerginim çünkü Karagöl beni geriyor!"
Regulus eliyle yüzünü ovuştururken hala gülümsüyordu. Sirius daha çok utandığını hissediyordu. Regulus kafasını kaldırıp ona baktı ve kolundan tutup geri dönmelerini sağladı. "Bu konuyu yarın tekrar konuşalım, kahvaltıda yanıma gelirsin..."
"S-slytherin masasına mı?" dedi Sirius kafasını çocuğa çevirerek. Regulus dalga geçer gibi, "Evet, masa ırkçılığı yapmayacaksın, değil mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We're Not Friends / ❝Wolfstar❞
FanfictionOh, my friends will never love me like you. [tamamlandı]