take hold of my own dream

1.5K 161 40
                                    

Sirius huzurlu sayılırdı. Gece yatağında yatarken aklında Reg dolaşıyordu. Kardeşiyle arasının mükemmel olmasını istiyordu ama gerçekçi tarafı olabilecekleri en iyi konumun arkadaş gibi olacağını savunuyordu. Bununla sorunu yoktu, yani elbette kardeşiyle kardeş gibi olmayı tercih ederdi ancak Soluk Black'ten Abi'ye yükselmiş olmak onun için harikaydı.

Yine de Remus'la uyumak istiyordu, sadece... Daha huzurlu olmak için. Ve sıcacık. Kışın yapabileceği en iyi şeydi, belki elinde bir kupa sıcak çikolatayla, belki yanında arkadaşlarıyla ama hiçbir şeyden çekinmeden Aylak'ın omzuna kafasını koyabilmek ve ellerini onun beline sarmak. Buydu, Sirius'u mutluluktan çıldırtabilecek şey. Belki Aylak da ona kollarını sarardı, belki bu Sirius'u mutluluktan ağlatabilirdi...

Yatağı ona dar gelmeye başladığında ayaklandı ve Remus'un yatağına doğru sessizce adımlamaya başladı. Ancak yeterince sessiz olamamış olacak ki James'in sesini duydu. "Sirius?... Aha! Sizi yakaladım..."

Sirius ses çıkarmamak için olduğu yerde durup James'in yatağına baktı. Çocuk dirsekleri üzerinde doğrulmuş, yarın yokmuşcasına sırıtıyordu. "Aptal! Sessiz olsana!"

"Sirius Remus'unu öpücükleriyle uyandırmaya gidiyoor!..."

Sirius yere bakarken ellerini saçlarına geçirip hafifçe çekti. "Geri zekalı, senden nefret ediyorum..."

"Hadi Siri, çekinme bir oda dolusu büyücüden. Git uyuyan güzelini sihirli öpücüğünle uyandır!"

Sirius elinde asası olsaydı ona işkence laneti yapardı.

Sonunda James lanet çenesini kapattığında Sirius, Remus'un yanına gitti ve ilk işi çocuğun yatak perdelerini kapatmak oldu.

Sirius uyuyan çocuğa baktığında sinirinin uçmaya başladığını hissetti.

Yan yatıp dizlerini kendine çekmişti Aylak, sadece beline kadar gelen yorgan yüzünden üşümüş olmalıydı. Sirius, çocuğun güzel yüzünü hafifçe örten kahve bukleleri sevmek istedi.

Çocuğu uyandırmaktan korkarak hafifçe yanına oturdu ve yüzü kendisine dönük çocuğun kahve buklelerini okşadı. Saçları yumuşaktı, Sirius onun saçlarını yıkamayı sevdiğini biliyordu. Saçlarını hep aynı şampuanla yıkar, Sirius'un çocuğun kokusunu unutamamasına sebep olurdu. Sirius çocuğun saçlarını seven elini bir daha asla yıkamayabilirdi.

Remus hafifçe kıpırdanıp gözlerini araladığında Sirius elini hemen kendine çekerek içinden kendine sövdü. Çocuğun uykusunun hafif olduğunu bildiği halde kendine söz geçiremeyip onun saçlarını sevmişti. Hem ona şimdi ne diyecekti? Utanmaya başladığını hissetti. "Pati?... Bir şey mi-" Sirius doğrulmaya çalışan çocuğun omuzlarına hafifçe bastırdı. "Hayır, Rem... Ben s-sadece..."

Sirius kızarmaya başladığını hissetti. Hadi ama! Utanılacak bir şey bile yapmamıştı... Hızla atan aptal kalbinin derdi neydi?

Sirius tek dirseği üzerinde yükselip kendine bakan çocuğun gözlerine bakamayıp kendi ellerine baktı. "Sadece saçlarını sevdim."

Sirius onun nefes seslerini duydu. Bakmasa bile biliyordu, Remus muhtemelen kızarmaya başlayan yanaklarıyla kendisine bakıyor, yeşil ormanları andıran gözleri hafifçe açmış, yutkunuyordu.

Sonra Remus, Sirius'un aptal kalbine hiç de iyi gelmeyecek bir şey yaptı. Çocuğun tek dirseğine dolanan titrek eliyle onu güçsüzce kendine çekti. Sirius sağ dirseğindeki Remus'unun güzel eline baktı, zorla nefes aldığını hissetti. Onu yanına mı çağırıyordu?

Evet, Sirius daha önce onun yanında elbette aynı yatakta yatmıştı ancak bunu ilk kez ona aşıkken, ya da aşık olduğunu kabul etmişken yapacaktı.

 We're Not Friends / ❝Wolfstar❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin