Bende ne yaptığımı bilmiyorum. Sorgulamayın. 😂😂
(Jeongyeon)
Derse girmeden önce lavaboya gitmiştim. Geri çıktığımda ise koridorda çıkış kapısına ilerleyen Jungkook'u görmüştüm. Koridorda ondan ve benden başka kimse yoktu.
Jungkook'u takip ettiğimde otoparka gittiğini farketmiştim. Arabasını alıp otoparktan çıktığında geri okula dönme kararı almıştım. Önemli bir şey olabilirdi değil mi?
Ama hiç beklemediğim bir şey olmuştu. Okulun ön kapısında Jungkook'un arabasına binen Rosé'yi görmüştüm. Bunlar beraber nereye gidiyorlardı?
Aklıma bir şeyler geliyordu ama hiç mantıklı şeyler değildi.
Telefonumu hızlıca elime aldım. Jungkook'u ararsam şu an derste olmadığımı anlardı. Aynı şekilde Rosé'de. O yüzden telefonumdan Jimin'e mesaj attım ve dersten çıkıp yanıma gelmesini söyledim.
Jimin'i beklerken aynı zamanda Jungkook'un konumuna bakıyordum. Her zaman konumunu açık unutuyordu. Ne yalan söyleyeyim işime gelmişti.
"Jeongyeon neden beni çağırdın?"
Jimin'in sesini duyduğumda yavaşça arkama dönerek ona baktım. Meraklı bir şekilde bana bakıyordu.
"Jungkook ve Rosé. Beraber bir yere gittiler..."
Bakışlarımı elimde ki telefona çevirdim.
"... ve bakılırsa bu yer Jungkook'un evi."
Yapmazlar değil mi? Özellikle Jungkook. Ben sırf Jimin'in beni öpmesine izin verdiğim için gece boyu ağlarken o bana böyle bir şey yapmaz değil mi?
"Ne?"
Telefonumun ekranını Jimin'e çevirdim. O da gördükleriyle daha fazla şaşırırken ben telefonumu kendime çektim.
"Bizde gidelim."
Başıyla beni onayladı. Sanki sevinmiş gibiydi. Yüzünde çok küçük, zor belli olan bir gülümseme vardı.
Otoparka gidip arabasına bindiğimizde hemen sürmeye başladı. Tekrar telefonuma baktığımda tahmin ettiğim gibi Jungkook'un evinde durduklarını gördüm.
Gözlerimi kapatarak derin bir nefes verdim. Galiba tahminlerim doğru çıkacaktı.
"Üzme kendini. Jungkook kendi kaybeder."
Jungkook kendi kaybeder? Sadece Jungkook mu beni kaybedecekti? Peki ya Rosé? Eğer tahminlerim doğruysa Rosé de onu onu aldatıyordu.
"Rosé?"
Bana hiç dönmeden arabayı sürmeye devam ederken derin bir nefes verdi.
"Umrumda değil. Onu sevmiyorum artık. Ayrılmak istiyordum ama üzülmesinden korktuğum için ayrılamıyordum. Beni aldatması bir bakıma işime gelir."
Ne? Nasıl Rosé'yi sevmediğini söyleyebiliyordu? Rosé'nin peşinde aylarca dolanan o değil miydi?
"Şıpsevdi misin sen?"
"Hayır. Rosé'yi sevdiğimi sanıyordum sadece. Ama şimdi başkasını sevmiyorum..."
Bakışlarını yoldan çekerek bana çevirdi.
"Başkasına aşığım."
Bunu neden bana bakarak söylüyordu.
Yoksa...
Yok artık. Daha tanışalı kaç ay olmuştu. Ama neden o bana bakarak söylediğinde kalbim hızlanmıştı.
Yoksa...
Hayır yaa. Ben Jungkook'u seviyorum. Ya da öyle düşünüyorum.
Hem ben Jungkook'u sevsem bile eğer Rosé'yle beni aldatıyorsa o beni sevmiyor demektir değil mi? Ama neden şu an Jungkook'un beni sevmemesinden korkmuyordum.
--------------------------------------
Smut bölümü okuyanlar için üç, geçenler için iki bölüm. Benden beklenmeyecek haraketler. 😂😂
Neyse bizim bir kızımız vardı. Sude. Nerelerde o? Bugün bildirimlerini ağzına Sude değil Ecem sıçtı. İkinize de teşekkür ediyorum. 😂😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
afrodit day🍀jeongmin
FanfictionJeongyeon ve Jimin 13 Nisan'da yani Afrodit gününde birbirlerine aşık olmuşlardı. Afrodit bu yıl onları seçmişti.