yirmi dört

218 23 74
                                    

(Jeongyeon)

Uyandığımda yanımda görmeyi bekledigim beden yoktu. Nereye gitmişti ki?

Yataktan kalkarak kapıya ilerledim.

"Jimin?"

Tüm odalarda onu aramıştım ama yoktu. Gecenin bir yarısı ağlayarak evime geliyordu. Omzumda ağlıyordu. Sonrasında benimle uyuyordu ama sabah ben uyanmadan gidiyor muydu?

Daha ona neden ağladığı soramamıştım. Sabah beşe kadarda yatakta, göğsümde, ağlamıştı. Kendiliğinden sakinleşmemişti. Bedeni yorgun düşmüştü. Bu yüzden uyuya kalmıştı. Bende biraz onu izledikten sonra uyumuştum.

Salona geri geldiğimde sehpanın üzerinde ki not dikkatimi çekmişti. Elime alarak baktım.

"Özer dilerim. Yaptıklarımı bir gün sana anlatırsam lütfen beni affet. Çünkü ne yaptıysam senin için yaptım. Seni seviyorum.

Jimin."

Neydi bu şimdi? Beni kıracak ne yapmış olabilirdi ki?

Oturduğum koltuktan kalkarak odama ilerledim. Telefonumu elime alarak Jimin'i aradım. Birkaç saniye sonra telefon açılmıştı.

"Jeongyeon?"

Bir dakika bu Jimin'in sesi değildi?

Jennie?

Telefonumu kulağımdan çekerek ekrana baktım. Hayır Jimin'i aramıştım ama Jimin'in telefonu Jennie açmıştı. Jimin ve Jennie ne alaka?

"Jennie, ben Jimin'i aramıştım da. Onun teledonunun sende ne işi var?"

"Jeongyeon, sana çok güzel bir haberim var. Biz Jimin'le çıkmaya başladık. Ben Kai'yi sevdiğimi sanıyordum ama öyle değilmiş. Ben Jimin'i seviyorum. Zaten dün Kai'yi başka bir kadınla bastım ve ondan ayrıldım."

Biz Jimin'le çıkmaya başladık.

Yani. Jimin'in bana söylediği şeyler. Yalan mıydı? Hayır. O bunu bana yapamazdı.

Bunları düşünürken arkadan bir ses gelmişti. Jimin'in sesi. Hıçkırarak ağlıyordu.

afrodit day🍀jeongminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin