kırk iki

140 14 18
                                    

(Jeongyeon)

Üç yıl sonra...

Nihayet geri dönmüştüm. Ne yalan söyleyeyim özlemiştim. Her şeyi özlemiştim.

Ailemi, arkadaşlarımı, Jimin'i...

Unutamamıştım. Afrodit izin vermemişti unutmama.

Sana, Jennie'yle evlendiğini söylemişti. Ben de o günden sonra hiç bir haberini almamıştım. Sana her ne kadar söylemek istesede asla kabul etmemiştim.

Onunla ilgili heberler alıp daha fazla üzülmek istemiyordum. Hem belkide o beni çoktan unutmuştu? Afrodit onun unutmasına izin vermiştir belki?

Oluru vardı.

Bakışlarımı evimde gezdirdim. Eski evimde, her köşesinde Jimin'le anım olan evimde...

Bu evi asla satmazdım. Daha doğrusu satamazdım. Jimin'le olan onca anımı terk edemem.

Telefonumun melodisini duyduğumda kısa saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak elimi çantama götürdüm.

Sana arıyordu. Zaten başka kim arayabilirdi ki?

Annemle uçağa binmeden önce konuşmuştum. Geri döndüğümde haberi bile yoktu. Onlara sürpriz yapacaktım.

"Efendim Sana."

"Unnie döndün mü?"

Derin bir nefes alarak onu onaylan bir mırıltı çıkardım.

"Nerdesin şu an?"

Sesi biraz telaşlı geliyordu. Ama neden?

"Benim evdeyim de, sen iyi misin?"

"Unnie, çabuk başka bir yere git çabuk. Jimin oraya gelecekti."

Ne?

Jimin beni unutmamış mıydı? Tamam ben de unutamamıştım ama Sana'nın bundan haberi yoktu. Unuttuğumu sanıyordu.

Ama yinede şu an Jimin'i görmek istemiyorum. Bu yüzden buradan gidecektim.

"Jeongyeon?"

Sanırım geç kalmıştım.

"Sana ben seni sonra arayacağım."

Telefonu kulağımdan çekerek yavaşça arkamı döndüm. Jimin vardı ama yanlız değildi. Yanında belkide yeni yürümeye başlayan bir kız çocuğu vardı.

afrodit day🍀jeongminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin