otuz iki

204 21 104
                                    

(Jungkook)

Bilmiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Jeongyeon'dan ayrılsambilmiyordum. Her şey yeterince karışık değilmiş gibi birde Jimin hyungun söyledikleri kafamı daha çok karıştırmıştı.

Tamam kabul ediyorum Jeongyeon'u sevmiyorum ama o beni hâlâ seviyorsa? O zaman ne yapacaktım? Onunla sevgiliyken onun en yakın arkadaşıyla onu aldatmıştım. Ayrılırken ne diyecektim ona?

Ben seni en yakın arkadaşınla aldattım mı?

Gerçi Rosé onu arkadaşı olarak bile görmüyordu. Bana daha yakın olabilmek için Jeongyeon'u kullanmıştı. Ama Rosé'yi de sevmiyordum. En azından şimdilik.

Ne diyordun ben? Şimdilik?

Rosé benim için sadece altıma aldığım biriydi değil mi? Başka bir şey olamazdı.

Bıkkınlıkla yattığım koltuktan doğruldum.

Koltuktan kalkarak salondan çıktım ve mutfağa girdim. Bir şeyler içmeye ihtiyacım vardı.

Buz dolabını açarak içinden bir şişe viski aldım. Şişeyi beyaz tezgaha bırakarak bardakların olduğu üst bölmeyi açtım. O sırada aklıma Rosé gelmişti.

Bu mutfağa en son Rosé ile gelmiştim. Dün akşam yine burada beraber yemek yemiştik. Dün akşamdan beri ilk defa buraya giriyordum.

Ben neden onu düşünüyordum? Neden her yerde onu düşünüyordum?

Olamazdı değil mi? Ona aşık olmuş olamazdım? Sinirle elime aldığım bardağı tezgaha bıraktım. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı.

Ellerimi tezgahın üzerine bastırarak başımı önüme eğdim.

Onu sevemezdim? Herkezi sevebilirdim ama onu sevemezdim. O aylarca bir sürtük gibi altıma girmişti. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi ona aşık olduğumu mu söyleyecektim? Ama Rosé bana zaten aşıktı?

Sinirle tezgahın üzerine bıraktığım bardağı ileri doğru iterek yere düşmesini sağladım.

afrodit day🍀jeongminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin