(Jimin)
Çalan telefonumla denizde olan bakışlarımı elimde ki telefona indirdim. Chae arıyordu ama bu beni rahatlatmamıştı. Hâlâ Jeongyeon'u düşünüyordum ama sebebini bilmiyordum.
Her ne kadar Jeongyeon'u düşünsemde Chae benim sevgilimdi. Chae'yi düşünmem gerekirken Jeongyeon'u düşünemezdim. Onu düşünerek Chae'ye ihanet ediyordum. Aylarca beni sevmesi için uğrattığım kadını elde etmişken bir başkasını düşünerek ona ihanet ediyordum. Ne kadar aptal bir adamdım ben.
Düşüncelerimden kurtularak telefonu açarak kulağıma götürdüm.
"Chae?"
"Jimin?"
Sesini duyunca rahatlamam gerekiyordu ama hiç rahatlamış gibi hissetmiyordum. Yinede belli etmedim.
"Chae, neredesin sen? Telefonu neden açmıyorsun? Ne kadar merak ettim haberin var mı senin?"
Merak etmiştim. Etmiştim ama Jeongyeon'u düşünmeye başladığımda tüm merakım uçup girmişti.
"Özür dilerim. Ders çalışmak için kütüphaneye gitmiştim. Telefonum sessizdeydi."
Arabama doğru yürümeye başladım.
"Tamam, neredesin sen? Gelip seni alıcam."
"Gerek yok ben kendim giderim."
"Chae."
"Gangam'da ki şehir kütüphanesindeyim.'
"Tamam, geliyorum ben. Orada bekle beni."
"Tamam."
Telefonu kapattığımda arabamın kapılarını açarak bindim. Her ne kadar bir şey demesemde kırılmıştım. En azından haber verebilirdi değil mi?
Yaklaşık yirmi dakika sonra kütüphaneye varmıştım. Arabayı park ettiğimde indim ve Chae'yi aramaya başladım. Etrafıma bakınarak hâlâ Chae'yi ararken arkamdan belime dolanan ince kollarını hissetmiştim. Arkamı döndüğümde yüzünde ki mahçup gülümseme ile bana bakıyordu. Bende kollarımı beline sardım ve onu biraz daha kendime çektim.
"Çok merak ettim."
"Özür dilerim. Haber vermem gerekirdi."
Kollarımı ondan çekmeden onu kendimden biraz uzaklaştırdım ve gözlerine baktım. Ama gözlerine bakınca aklıma yine Jeongyeon gelmişti. Neden bir türlü aklından çıkmıyordu? O benim için sevgilimin arkadaşı, en yakın arkadaşımın sevgilisiydi. Sürekli aklıma gelmesinin bir sebebi yoktu. Neden onu düşmekten kurtardığımdan beri aklımdan çıkmıyordu?
"Jimin!"
Chae'nin sesini duyduğumda gözlerine dalmış olan gözlerimi hareket ettirdim.
"Efendim?"
"Bir saattir sana sesleniyorum. Neden cevap vermiyorsun?"
Neden olabilir aklıma yine Jeongyeon gelmişti ve ben bu yüzden dalmıştım.
"Dalmışım."
"Tamam ama gidelim artık. Başıma güneş geçti. Bayılıcam şimdi."
Başımla onu onaylayarak kollarımı belinden çektim. O da çektiğinde elini tuttum ve arabaya doğru ilerlemeye başladım.
Arabanın yanına geldiğimizde yolcu koltuğunu açarak Chae'yi bindirdim. Kapıyı kapattığımda arabanın önünden dolaşarak şöför koltuğuna geçtim ve kapıyı kapattım.
"Nereye gidicez?"
"Benim eve gidelim. Film falan izleriz."
Başıyla beni onaylandığında önüme döndüm ve sürmeye başladım. Benim eve gitmek iyi fikirdi ama unuttuğum bir şey vardı.
Evime yaklaşık on beş dakika kaldığında gördüğüm şeyle kalbim kırılmıştı. Jeongyeon ve Jungkook birbirlerine sarılmış sokağın ortasında duruyorlardı.
"Çok tatlılar değil mi?"
Söylediğim gibi benim eve gitmek iyi fikirdi. Ama benim eve giden yolun üzerinde Jeongyeon'un evi olduğunu unutmuştum.
"Evet, en az senin kadar tatlılar."
Jeongyeon'u Jungkook'a sarılırken görmek kalbimi ağrıtmıştı. Ama neden böyle olmuştu anlamamıştım. Jeongyeon'a aşık oldum desem? Hayır. Jeongyeon'a filan aşık değilim. Ben Chae'yi seviyorum.
Normalde internetim yok. Teyzeminkinden baglandım şu an. 😂😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
afrodit day🍀jeongmin
Fiksi PenggemarJeongyeon ve Jimin 13 Nisan'da yani Afrodit gününde birbirlerine aşık olmuşlardı. Afrodit bu yıl onları seçmişti.