kırk bir

140 14 33
                                    

(Jimin)

Neden gitmişti? Neden beni burada yanlız bırakmıştı? Gidiyorsa bana neden haber vermiyordu? En azından bir mektup, bir mesaj, ya da ne bileyim, en azından bir not bırakamaz mıydı?

DNA testini yapmıştım tam iki gün önce. Ve korktuğum başıma gelmişti. Sonuç pozitif çıkmıştı.

Bunun üstüne bir de Jennie bu durumu ailesine anlatmıştı. Jennie'nin ailesi de benim aileme. Ve şu an evlenmem için baskı yapıyorlardı. Jennie zaten dünden razıydı evlenmeye.

"İyi misin kardeşim?"

Başımı iki yana salladım. Hiç iyi değildim. Kaç saattir burada içiyordum? Kaç şişe devirmiştim? Bilmiyorum. Deli gibi sarhoştum. Ama hiç bir şeyi unutamıyordum. Her şey aynıydı hala. Aklımdan hiç bir şey çıkmıyordu.

"Jimin, tamam. İçme artık. Bırak."

Jungkook elimde ki bardağı almaya çalışıyordu ama bırakmak istemiyordum. Belki unuturum diye bekliyordum.

En sonunda elimde ki bardağı almayı başarmış ve orta sehbanın üzerine bırakmıştı.

"Kalk Jimin. Hadi seni yatırayım, gidiyorum ben."

"Çocuk muyum ben?! Kendim yatamaz mıyım?!"

Tamamen sarhoş olmuştum anlaşılan. Yani şu davranışlarımdan bunu çıkarıyordum.

"Jimin çocuk değil, sarhoşsun. Zaten yarın sınavın var. Sabaha kadar çalışmam gerek yine."

Gözlerim kapanıyordu. Uykum da vardı ama uyumak istemiyordum. Sanırım uykuya yenilecektim.

.....

Başım hâlâ ağrıyordu. Tabi kaç şişe devirdiysem artık.

Okula gitmeyecektim. Zaten geç kalmıştım ve gitmek istemiyordum. Akşama kadar yatıp nerede hata yaptığımı düşünmek istiyordum.

Aslında hata yaptığım yeri biliyordum ama yinede kendime yediremiyordum. Jennie'ye güvenmiştim ama güvenmemeliydim. Onun yüzünden güven sorunum olacaktı. Yüzde yüz emindim.

Böyle şeylerden çok çabuk etkilenen bir yapım vardı. Bu huyumdan nefret ediyordum. Diğer erkekler gibi güçlü bir bünyem yoktu. Hassas bir yapım vardı. Hatta bu yüzden bazı insanlar bana kız bile diyorlardı. Ama artık alışmıştım.

Bu şeyler şu an boş geliyordu bana. Benim tek düşünmem gereken Jeongyeon'du.

Nerdeydi? Nereye gitmişti?

Bana hiç bir şey söylemeden gitmişti. Öğrendiğime göre nerede olduğunu sadece Sana ve ailesi biliyordu.

Sana'yı nerede olduğunu söylemesi için zorlamıştım ama asla söylememişti. Jeongyeon'un en yakın arkadaşı Rosé sanıyordum. Ona söylememesine şaşırmıştım. Eğer Rosé'ye söyleseydi belki Jungkook sayesinde öğrene bilirdim ama yok. Sana'dan öğrenmemim imkanı yoktu. Suho'ya bile söylememişti. Jeongyeon'un Çin, Japonya gibi ülkelere gideceğini sanmıyordum. Öyle yerlerde onu hemen bulacağımı biliyordu. Muhtemelen Amerika ya da Avrupa ülkelerinden birine gitmişti. Ama hangisi onu düşünmem gerekiyordu.

--------------------------------------------------


Günün ikinci bölümü demeyeceğim. Çünkü saat 12'yi geçti. O yüzden bugün daha bölüm yok. Yarın akşam saatlerinde yeni bölümü atarım.

Hadi bir de spoi.

Bir dahaki bölüm Jeongyeon geri dönüyor. 😉

Bölüm şarkısı;

TWICE: One More Time

afrodit day🍀jeongminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin