Onun kollarında hep huzur buluyordum HEP! Biraz sarıldıktan sonra öküz Azad beni kendine çekip odaya götürdü. Hep dejavu yaşatıyordu. Mal herif ya. Hızlı adımlarla yukarı çıkarken arkada olan Afra'yı gördüm. Sırılsıklam bir şekilde Yağız'ın karşısında duruyordu. Aynı zamanda içindeki dantelli sütyeni gözüküyordu "kolumu bırak ben yürürüm" dedim ve ilk kez dediğimi yapıp bırakmıştı. Adımlarımı alt kata çevirdim. Koridordaki Afra'ya baktım ve sırtını Yağız'a yaslamıştı. Lan parçalarım ben bunu. Nerden bulmuşlar bu or*spuyu? E tabi Azad'ın bunlarla işi olacağı kesindi...Aptal adam
"kızım sen eceline mi susadın?" bana tip tip bakıyordu "ne bakıyorsun lan cevap ver" diye söylendim ama kız resmen donmuştu. Ayy bu hasta olursa bununla Yağız ilgilenecekti ve aşırı ilgi gösterirdi. Düşüncesi bile kötü. "üşüyorum" dediği anda Yağız kucağına aldı. Öylece kaldım. Tabi Azad yukardan bizi izliyordu
Arkalarından bu şekilde bakmıştım. Ağladım ve ağlamamı engelleyemiyordum. Tamamen rezillikti bu yaptığım ama artık yorulmuştum. Afra'yı kucağına aldığında bende arkamı dönüp odama çıkmıştım ve Azad'la birlikte odadaydık. Sanırım ölüm fermanımı imzalamıştım. Son zamanlardaki cesaretim nerden geliyordu? Veya niye bu kadar sinirliydim? Azad'ı mı yoksa Yağız'ı mı kıskanıyordum? Kendimi bile anlayamıyordum "lan sen iyi misin?" diye çok yüksek sesle bağırdı "yine noldu?" dediğimde iyice yaklaştı bana "eğer Afra hasta olursa..." şok olmuştum "nolur Azad? Hamile karını yine mi döversin?" Dediğimde bir adım daha geldi. Burun buruna duruyorduk aramızda mesafe yok gibi bir şeydi. Ondan fazlasıyla ürküyorum.
"yaptığın her hatanın bir cezası var." dedi ama pek taktığım söylenemezdi. Bundan sonra susmayacaktım "bugünün cezası ne?" diye sorduğumda sinsice bana baktı ve aniden beni kendine tamamen çekip dudağımdan öptü. Onu itmeye çalışsamda,kaslı gövdesinden dolayı itemiyordum. "karşılık ver" diye emir verdi ama dediğini yapmadım "karşılık ver" bir kez daha söylediğinde öpüşleri daha artmıştı. Bu adamdan ömrüm boyunca nefret edecektim "son kez söylüyorum" diyince mecburen karşılık vermek zorunda kaldım. Aklım hâla Yağız'da olsa bile beni buna mecbur bırakmıştı.
Bir süre sonra öpmeyi bıraktığında ağladığımı farkettim.Ağlama sebebimi bende bilmiyorum ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Bu evde esir tutuluyordum,bazen şiddet görüyordum. Hatta bazen aç bırakılıyordum. Tek bildiğim şey ise bunların hepsini Allah görüyordu ve benim kendi ailemle çok mutlu bir hayatım olacaktı. Oğlum ve Yağız'ın birlikte birçok fotoğrafı olacaktı. Birlikte futbol oynarken, fotoğrafları olacaktı ve bende onları güler yüzle izleyecektim. Bu sıkıntılarım bitecekti.
"ben şimdi gidiyorum ve sen burda kal!" Dedi sinirli ses tonuyla "acıktım" dedim ve yine aynı şeyi yaptı "kimse sana hizmet edemez" ve ekledi "git kendin hazırla" dedi. Allahım yeter yeter yeter. Haykırmak istiyordum YETER! Ben bunları hakedecek hiçbir şey yapmadım. Şu an bana Yağız dışında kimse inanmıyordu. O bile Afra'ya yardım ediyordu. Kucağına alıp odaya götürmek nedir ya nedir? Kafayı yedim.
En iyisi Meryem Anne ile konuşmaktı. Odadan çıkıp sessiz bir şekilde onun odasına doğru gittim ama ilk önce üst bahçeye çıkmam lazım. Üst bahçede Afra'nın odası olduğu için daha da özgüvenle yürümeye başladım.Bir süre sona Meryem annenin odasını buldum ve kapısını tıklattım. Beni içeri çağırdı.Yatakta oturuyordu ve bende gidip istemsizce ağladım. Sanırım bu aralar çok ağlıyordum ama elimde değildi. Acınacak haldeyim hemde çok...
"canım yanıyor anne.Ölüyorum ben. Göz göre göre ölüyorum ben" dediğimde onunda gözleri doldu. Çünkü gerçekten insanlar bana acıyordu "yalvarırım Azad bana iyi davransın" dedim ve bunu çok içten bir şekilde söylemiştim "yalvarıyorum bana vurmasın" dediğimde çevik bir hareketle ayağa kalkıp odadan çıktı.İşte bu dakikadan sonra kafayı yemiştim. Hiç kimse bana inanmıyordu. Ya neden neden? Benim onlara zararım yoktu hatta onlara bir bebek verecektim ama beni dövüyorlardı. Her şey abimin yüzünden olmuştu ve bende şimdi ondan hesap sormaya gidiyordum. Odayı terkettim ve kendi odama giderken Afra'nın odasındaki ışığı farkettim. İçerde biri vardı. Cama yaklaşıp içeri baktığımda Yağız'ı gördüm. Zaten ağlıyordum şimdide ağlamam artmıştı. Üstüne üstlük Yağız'ın altında pantolon vardı ama üstü çıplaktı. Yetmezmiş gibi Afra'nın üstünde sadece bornoz vardı. Başım dönünce taşa tutundum ama o sinirle odaya daldım.
İkiside beni görünce şok oldular. Tabi Filiz saf olduğu için kimse tınlamıyor bile. Afra bana bakıyordu ama korkmuştu. Ya ben delirdim. "bu sefer seni öldürcem Afra" diyip üstüne atladım ve saçını başını yolmaya başladım. Yağız bizi ayırmak istese bile bu sefer olmadı. "seni parçalarım orospu" saçını çekiyordum. Bunların hepsini Azad öğretmişti. O beni bu şekilde dövüyordu bende bunları Afra'nın üzerinde uyguluyordum. Hiç acımıyordum. "Ulan sana bu dünyayı dar edicem" bunun aynısını Azad söylemişti bana. Bende aynısını yaptım. Gittikçe Azad'a benziyordum.
"yağız kurtar beni" diye bağırdığında gözlerim dolu bir şekilde onu dövmeye devam ettim ama akıllanmıyordu "lan kes sesini kes" dedim ve bu sefer Yağız beni ondan uzaklaştırmıştı. "Allah ikinizde belasını versin" diyip kapıyı çarptım ve odadan çıktım. Hâla başım dönüyor
Belki açlıktandır diye mutfağa doğru gittim ve kimsenin olmadığını farkettim. Buzdolabını açtığımda hiçbir şeyin olmadığını gördüm Koskoca evde yemeğin olmaması imkansızdı. Yine Azad'ın bir oyunu diye düşünüp odama tekrar çıktım. Azad odadaydı. Ne ara gelmişti? Gerçekten bu adam tam bir dengesizdi aynı zamanda psikopattı. Hayatımı altüst etmiştiOdaya girip yatağa sırtüstü uzandım. Azad yanımda uzanmış öylece duruyordu. İkimizde konuşmuyorduk. "yemeğini yedin dimi?" bu adam sakat falan her halde. Dengesiz herif ya "dolapta yemek bırakmamışsın" dedim ve bana döndü "bu ikinci ceza" dediğinde hızla ayağa kalktım "ya ben hamileyim hamile." resmen çığlık atmıştım. Anladığım üzere üçüncü cezayı hazırlıyordu ve bende dolabımdan bavulumu ve kıyafetlerimi çıkardım. "Napıyorsun?" dedi ve ters bir şekilde cevap verdim "sanane" ona karşı gelmek benimde hakkımdı. Yetti yani.
"Üçüncü ceza geliyor güzelim" diyince hiç takmadım çünkü annemlere gidecektim. Bavulumu hazırlamaya devam ettim ve odanın kapısını açıp çıktım. Aşağıdaki şöförlerden bir tanesine beni eve götürmesini söyledim.****
Evin önüne geldiğimizde bavulumu alıp kapıyı çaldım. Kapıyı annem açtı,benim ağladığımı görünce tepkisiz kaldı. Bunu beklerdim zaten. Abim içerde oturmuş maç izliyordu. Rahat tavırlarını görünce kapıda beklemeye başladım. Kapının pervazından onu izliyordum beni görüyordu ama yüzüme bakmıyordu. Sinirden elime Azad'ın aldığı vazoyu alıp televizyona doğru fırlattım ve aynı benim kalbim gibi oda paramparça olmuştu. Abimin gözleri beni bulduğunda odama gittim,kapıyı kilitleyeceğim sırada abim gelip kapıyı açtı. Sinirli değildi "Filiz neden böylesin?" ya şaka gibiydi bu adam
"çok açık değil mi abi?" Dedim ve odama annem girip sandalye çekip oturdu. Ağlamaya başladım yine ve yine "sizin haberiniz var mı?" dedim. "ben o evde şiddet görüyorum,bana yemek vermiyorlar. Resmen evde hapsoldum" ikiside şok olmuş bana bakıyorlardı. Ama gerçekler ortada "siz benim ne yaşadığımı bilemezsiniz" diyip onları odadan çıkardım ve kendimi yumuşak yatağıma bıraktım.
🌸Selam Canlarım :) bence güzel bir bölüm oldu. Beğendiniz mi? Lütfen fikirlerinizi belirtin yalvarıyorum artık. Kitabım zaten değer görmüyor bari siz fikirlerinizi yazın😞
•Filiz ve Yağız arasında Ne olacak?
* sınır 5 oy ve 3 yorum * <——— lütfen🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜ GÜNÜN FİLİZ'İ (TAMAMLANDI)
Teen FictionYAPILAN BÜYÜK BİR HATA VE O HATA SONUCU ORATAYA ÇIKAN MASUM BİR BEBEK...YAĞIZ VE FİLİZ HAYATLARINA NASIL DEVAM EDECEKLER? •BAŞLANGIÇ TARİHİ: 15/04/2020 •BİTİŞ TARİHİ: 17/07/2020 "Ne var Filiz "Ciddi bir konu var "Dinliyorum "Benn...ben hamileyim "...