38| eziyet

2.8K 116 15
                                    

Herkes Afra'ya bakıyorken Azad kolumdan tutup sertçe çekiştirdi ve yine odaya çıktık. Her zamanki gibi beni yere savurdu ama bu sefer yatağa tutundum ve düşmemi engelledim. Konakta az kişi olduğundan bağırma seslerimiz duyulmuyordu ama Afra'nın kapımızı dinlemesinden korkuyordum çünkü bunun kadar şeytan ve yılan bir kız yoktu. Azad yine beni aşağılayıcı sözlerle ağlatıyordu ve ben buna boyun eğmek zorunda kalıyordum. Bu tanıştığımızdan beri böyleydi. Sessiz kalmadım

"Allah belanı versin Azad. Keşke seninle hiç tanışmasaydım hatta senin yaşadığın bu dünyaya gelmeseydim" dedim ve ayakta durmakta zorlandığım için yatağa oturacakken yüzüme sert bir tokat yedim. Tabi bu sefer yatağa düşmüştüm ve suratımda elinin izi çıkmıştı. Hayvan herif bir kadına nasıl vurabiliyordu hemde hamile kadına? Alçaktı Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Hıçkırarak ağlıyordum ve Azad'ın umrunda bile değildim. O tam bir vicdansızdı. Pislikti

" bu senin çocuğunsa neden bize zarar böyle veriyorsun? Kendi oğluna zarar veriyorsun. Diyince vicdana gelmesini sağlamaya çalıştım ama hâla aynı öküzdü işte.
"Odadan dışarı çıkmayacaksın" dediğinde şaşırmıştım "neden yoksa Afra hanım böyle mi istiyor" dediğimde yine bir tokat yedim ve bu sefer yerdeydim. Kendi mezarımı kendi ellerimle yapmıştım. Ben tam bir aptaldım. Bir süre yerde başımın dönmesinin dinmesi için bekledim ve ayağa kalkıp yatağa uzandım. Cenin pozisyonunda uykuya dalmaya çalıştım.

AZAD'DAN DEVAM;

Konağın bazı işlerini hallettikten sonra eve döndüm. Kapıyı Afra açtı ve ortada duran göğüs dekoltesi ile önüme eğildi. Ne yapmaya çalıştığı apaçık ortadaydı. Bu kızın tam bir or*spu olduğunu biliyordum zaten o yüzden ayrılmıştık. Eski sevgilimi burda çalıştırmak saçmaydı evet ama eziyet olsun diye yapmıştım
Maalesef bunu fırsat bilip bana yaklaşmaya çalışmıştı. Neyse ben odaya çıkarken Afra arkamdan geliyordu. Tam bir yılandı. Onu Filiz'le aynı kefeye koyamazdım ama Afra bana o mektubu verince gözüm dönmüştü. Filiz'e hamile olduğu halde defalarca tokat atmıştım.

Odanın kapısını yavaşça açtım ve Afra'yı aşağı gönderdim. Filiz çok güzel uyuyordu ama o mektuptan sonra ona eski sevgimi göstermem. Çünkü beni aldatmış sayılıyordu. Bunu asla kabul edemezdim. Sadece oğlumu taşıdığı için onu kabul ediyordum,hâla aynı güzelliği vardı yüzünde. Ona dokunmak istiyordum ama dokunamıyordum. Sadece bakabiliyordum. Onun yanına uzandım ve yüzüne gelen saçını arkaya attım. Dudağına küçük bir öpücük bıraktım ve birbirimize dönük bir şekilde yattık

"Noluyor lan" diye bağırınca Filiz iki büklüm bir şekilde kalkıp doğrulttu. Biri sırtıma vurmuştu "sen bana tekme mi attın lan" yine saçından tutup kafasını arkaya ittirdim. Canı yanınca bıraktım "ya ben neden tekmeliyim seni?" Aslında doğruydu neden böyle bir şey yapsın. "Azad tekme attı" diyip karnını tuttu. Kafamı karnına yasladım "Merhaba oğlum" diyip öptüm karnını ama bu öpücük ona değil oğlumaydı. Filiz benim sevgimi haketmiyordu.
"tamam dokunma bana" diyip yanımdan kalktı ve banyoya gitti. Suyu sonuna kadar açtı.

FİLİZ'DEN DEVAM;

Banyoya girip yere diz çöküp ağladım. O kadar dolmuştum ki. O tokadı,bu evi,onca hakareti, bu yaşananların hiçbirini haketmemiştim. Azad'ın merhaba oğlum demesi canımı fazlasıyla yakmıştı. Çünkü ben bu olanların hepsini Yağızla planlamıştım. O beni sevecekti, bende onu...İstemiyordum Azad'ı,annesini, ona ait olan şeyleri istemiyordum. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Kendi canımı teslim edecek kadar bıkmıştım bu hayattan. Evet intihara gidiyordum. Evin en üst katına çıkıp aşağı baktım. Yağız'ın kullandığı araba orada duruyordu. Ağlamam daha da artarken aşağıda bana bakan Yağız'ı gördüm ve dizlerim titremeye başladı. "Filiz yapma! Lütfen" diye bağırdı ama gücüm kalmamıştı

Yağız içeri girdiğinde anladım ki içerdekilere haber verecekti. Bende hızlı adımlarla çatının ucuna doğru ilerledim ve ölüme kavuşmama sadece 1 adım kalmıştı. Nefesimi tutup kendimi bırakmıştım ki Allah'ın belası Azad'ın direk kucağındaydım. Ya ben neden ölemiyordum ki
Şu an çatıda sadece Yağız ve Azad vardı. Azad'ın kucağından inip Yağız'a sarıldım. Oda ağlıyordu,ağlama seslerimiz karışınca Azad beni çekip odaya götürdü ve yine yatağa fırlattı. Bu sefer kalkacak gücüm yoktu ve sırtüstü yatıyordum. Yavaşça doğrulmaya çalıştım ve kalkıp kendimi yatak başlığına yasladım.
"sen benim çocuğuma zarar mı verecektin ha?"

Tokatların ardı arkası kesilmiyordu. Canımın acımasını tamamen unutmuştum. Madem ben ölemiyordum o zaman Azad beni öldürürdü. Attığı tokatların arasından belindeki silahı gördüm ve hızlı bir şekilde silahı belimden aldım,tetiği çektim ve Azad'a verdim. Artık yaşamak bana haram geliyordu. Bıkmıştım.
Ne oğlumu,ne Yağız'ı nede kendimi düşündüm kimse umrumda değildi. Ölmek istiyordum.
"öldür lan beni öldür. Oğlunda ölsün bende öleyim. Sen beni haketmiyorsun" dedim ve silah aynı pozisyonda duruyordu "kes sesini" hâla bana kızıyordu hâla ve hâla "bas şuna bas" dedim ve silahı gösterdim. "Ölmek istiyorum" ağlıyordum. Bağırarak ağlıyordum yanında.

Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Kapının açılma sesi geldiğinde gözlerimi açtım ve Meryem Ana bize bakıyordu. Tabi arkasında Afra vardı ve ona baktıkça karşımda şeytan görüyordum. Azad'ın elindeki silah hâla aynı duruyordu ve annesi gelip silahı elinden alıp okkalı bir tokat geçirdi. İşte o an 4,5 aydır yaşadıklarımın öcü olduğunu varsaymıştım. Afra'nın şeytan bakışları üzerime doğru gelirken bende ona kötü bakışlar atmaya başladım. Herkes şok olmuş bir şekilde birbirine bakarken sinirime hakim olamadım ve Afra'nın saçından tutarak merdivenlere götürdüm. Onu korkuluklardan sarkıttım ve bas bas bağırmaya başladım.
"Allah'ın cezası her şey senin yüzünden oldu" dediğim anda Yağız aşağıdan bana seslendi ve kızı bırakmamı söyledi. Ama onu dinlemedim.

"YAKLAŞMAYIN ATARIM AŞAĞI" dedim ve iyice bastırdım kafasına. Bir kaç dakika sonra Yağız yanımıza gelip Afra'yı çekip aldı elimden. "bırak öldürcem o kızı bıraak!" Ciyak ciyak bağırıyordum ama Yağız resmen o kızı kurtarmıştı. Ve bana verdiği zararları bile bile. Gözümün önünde Yağız'a kollarını sarmış ağlıyordu şerefsiz Afra. Benim olana kimse dokunamaz. Kimsenin bilmediği bir şey vardı; ben eskiden Judo ve Boksa gitmiştim ve şu an olan güç kimsede yoktu. Sürtük Afra'yı alıp saçından tuttum ve bahçedeki büyük havuza sürükledim. Hiç ikilemde kalmadan havuzun en uç köşesine götürdüm onu. Azad ve diğerleri bana bakıyordu ama iş işten geçmek üzereydi.

"bırak beni Filiz" diye tısladı. Ama bırakmaya hiç niyetim yoktu "kes lan Allah'ın cezası" dedim ve kafasını havuza doğru eğdim. Çok yakındı havuza. "Sen kimsin benim kuzenime sarılırsın ve benim kocamı elimden alırsın?" diyip havuza fırlattım. Yüzümdeki Zafer tebessümü ile güldüm ve onun havuzdaki görüntüsünü izledim. Bana acımayana ben hiç acımazdım. Hep böyle bir yapım vardı. Yağız arkamdan geldi ve sarıldı bana. Onun kolları arasında hep bir huzur buluyordum. HEP!

🤪EVET CANLARIM BÖLÜMÜ ATTIM🤪
HAVUZ SAHNESİNİ YAZARKEN ÇOK EĞLENDİM ÜZŞZLÖZĞZÖZÜZXXD

•sizce Yağız ve Filiz mi? Yoksa Azad ve Filiz mi?

•Afra'ya hep birlikte lakap takalım mı? Fikirlerinizi yorumlara yazın.

sınır 4 oy ve 2 yorum😘🥰😍

KÖTÜ GÜNÜN FİLİZ'İ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin