28| ani karar

3.4K 135 27
                                    

Yelda anne oğlum diye bağırdı. O an haykırmak istiyordum çünkü Yağız benim yüzümden kaza yapmıştı. Ben onu çok iyi tanıyordum. Birine sinirlenmezse asla içki içip yola çıkmazdı. Bana sinirlendi,benim öleceğimi düşünüp üzüldü ve kendini ölüme sürükledi.

Şu an bunları yazarken arabadaydık. Yağız'ın can çekiştiği hastaneye doğru gidiyoruz. Yaklaşık 10 dakika sonra kocamın yoğum bakımda nasıl can çeliştiğini izlicem. Benim için,bebeği için canından vazgeçmek zorunda olduğunu hissedebiliyordum. Hakan baba yolda giderken insanlar söverek gidiyordu. Her ne kadar sert biri gibi görünse bile aslında çok iyi ve yufka yürekli bir insan. Benimde içim acıyordu. Her şey benim yüzümdendi

Size derdimi şu cümlelerle ifade edebilirim;
Düşünün;sizi bir odaya kapatmışlar ve size şu an şu durumda 3 tane seçenek sunuyorlar;
1- bebeğinden vazgeç
2- doğuma gir
3- kendinden vazgeç
Hayatımın hiçbir alanında bana bu kadar ağır seçimleri seçme zorunluluğu verilmemişti. Ve ben şu an hangisini seçeceğimi bilmiyordum. Hepsinde bir zararım olacaktı,kaçışım yoktu...

Ben seçimimi en başından yapmıştım. Tabiki bu bebeği doğuracaktım çünkü bu bebek benim son şansımdı. Eğer ondan vazgeçersem birdaha asla anne olamayacaktım ve bu acıya dayanamazdım. Birgün parka falan gidersem minik çocukları görcem ve bu acı beni daha da kötüye götürecekti. O yüzden son şansımı kullanmayı tercih ettim. Hastaneye gelmiştik.

Hastaneye girince direk danışmaya koşup Yağız'ın nerede olduğunu sordum ve birazdan yoğun bakıma alınacağını söyledi. Dedikleri yere hızlı ve ürkek adımlarla ilerledim.
Biraz bekledikten sonra acil girişinin önünde olan ambulanstan ağzı,yüzü,kolları,bacakları ve birçok yeri kan içinde olan Yağız'ı gördüm.
Yanımıza getirirken üzerindeki beyaz örtü kan içinde olduğunu farkettim. İşte o an gözyaşlarımı tutamadım. Yüzünden akan kanlar etrafa saçılırken üstüne düşen sadece birkaç damla kırmızı sıvı dikkatimi çekti. Bu Yağız'ın kanıydı. Arkamda olan Hakan babanın kollarına düştüm. Sonrası YOK!

Burnumda keskin bir hastane kokusu vardı. Uyandığımda telefonum yanımdaki komidininde duruyordu. Saat 1.30 olmuştu ve sanırım Yağız'dan hâla haber gelmemişti. Aynı kıyafetlerim ile koridordaki danışmaya doğru ilerlemeye başladım. Ama hâla yoğun bir şekilde baş ağrım devam ediyordu. Danışmaya geldiğimde orada oturan hemşireye sordum;

"Merhaba eşimin son durumu nedir? Diye sordum.

"Yağız Bey mi eşiniz? Dedi

"Evet. Dedim

"Hanımefendi eşiniz öldü başınız sağolsun. Diyince kalakaldım.

YAĞIZ'DAN DEVAM;

Beni normal odaya aldıklarında ilk işim Filiz'i sormak oldu. Kolumdaki biten serumu atıp koridora çıktım. Koridorun başındaki sesler ile irkildim ve bakış açıma Filiz girdi. Deli gibi bağırıyordu. Yanına gidip onu tutmaya çalıştım
Bana döndüğünde hortlak görmüş gibi bakıyordu. Sanki ben ölmüşüm gibi bakıyordu.

"Filiz dur lütfen hastanedeyiz. Dedim ve bağırmayı kesip bana sarıldı.

"Yağız sen ölmedin mi? Diye ağlayarak sordu.

"Güzelim burdayım işte. Neden öliyim ki? Diye sordum ve hemşireyi gösterdi.

"Ne biliyim öyle dediler.

"Hanımefendi özür dileriz biz başka Yağız bey ile karıştırmışız. Kusura bakmayın. Dedi hemşire

FİLİZ'DEN DEVAM;

Yağız'ı odaya alıklarında bende onun peşinden gittim. Hâla yaraları derin ve kan kalıntıları vardı. Onu bu halde görmeye dayanamıyorum. Hemşireler Yağız'a pansuman yapıyordu. Bir tanesinin işi çıktı ve başka bir hastanın yanına gitmesi gerekti. Diğeri bizimle kaldı ve pansumana devam etti. Ama kız nerdeyse Yağız'ın içine düşecekmiş gibi bakıyordu. Resmen kocama yavşıyordu. Onu böyle görünce sinirlerim tavana çıkıyordu.

"İçine düşeceksin içine. Dedim kıza ters ters bakarak. Ne dediğimi anlamamış gibiydi.

"Efendim? Diye sordu ve iyice sinirlenip ayağa kalktım. Ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Diyorum ki kocamın içine gireceksin bari yanında hamile karısı varken yapma. Dedim ve kadın neyi ima ettiğimi anladı.

"Özür dilerim hanımefendi ben başka bir hemşire çağırayım. Dedi

Başka bir hemşire gelip pansumanı halletti. Hâla o kıza sinirim geçmemişti. Sanırım son zamanlarda hamilelik hormonları beni yönetiyordu. Ama buna engel olamıyordum.

Yağız uyurken bende yanındaki koltukta oturuyordum. Aklıma cerrahi bölümüne gitmem gerektiği geldi ve hırkamı alıp alt kata indim. Doktorum bu gece nöbetçi olduğu için şanslıydım. Kapısını tıklatıp içeri girdim.

"Hoşgeldin Filiz. Nasılsın? Diye sordu ve Yağız'ın geçirdiği kazadan falan bahsettim.

"Büyük geçmiş olsun Filizcim. Dedi ve en zor olan kısma gelmiştik. Kararımı açıklıyacaktım.

"Ben kararımı verdim ve lütfen beni daha fazla zorlamayın çünkü zarar görüyorum. Dedim.

"Peki seni dinliyorum Filizcim umarım doğru olan bir karar vermişsindir. Dedi

"Ben bu tedaviye bebeğimle giricem ve onunla birlikte sapasağlam çıkıcam. Diyince yüzündeki ifadeyi kaybetti.

"Peki sen bilirsin ama sonuç istediğimiz gibi olmazsa çok üzülürsünüz. Dedi

KÖTÜ GÜNÜN FİLİZ'İ  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin