Tuğçe Kandemir- Kalbim yaralı.
-----------------------------------------------------------Nezarethane de bir kadın daha vardı ve bana bakıyordu. O bana bakınca ben de ona bakmaya başladım.
" Birşey mi diceksin?" dedi hala bana bakmaya devam ederek.
" Sen bakınca bende baktım. Asıl sen mi birşey diceksin?" dediğimde gülmeye başladı. O gülünce bende gülmeye başlamıştım çünkü aramızda komik ve bir o kadar da saçma bir diyalog oluşmuştu.
" Ne yaptın da buraya düştün?" dedi. Yaptıklarımı düşünmeye başlamıştım.
Suçlunun kaçmasına yardım etmek ve suçluyu saklamak.
Ne kadar sondaki doğru olmasa da öyleydi." Abo neler yaptın kız! O kadar mı kötü!" dedi.
Abo demesine sesli gülmüştüm.
" Yok öyle kötü değil. Suçlunun kaçmasına yardım etmek bir de suçluyu saklamak. Yani saklamadım ama ne dersem diyim inanmayacaklardır." dedim.
" Anladım benimki de ufak birşey işte." dediğinde aklımdan ne yapmış olabilir diye düşünmeye başlamıştım.
" Ne yaptın da buraya düştün?" dedim kadına.
Kadın yaklaşık 30 civarında ,esmer bir kadındı ve güzeldi.
" Vurdum!" dedi gülerek.
Nasıl yani? Ufak birşey dediği şey vurmak mıydı?
" Nasıl yani anlamadım?" dedim merakla.
" Sevgilim dediğim kişi beni aldatıyordu. Bende çıktım karşısına vurdum direkt!" dediğinde kadından korkmaya başlamıştım. Allah'tan aramızda demirler vardı. Yanıma gelemezdi.
" Nasıl anladın anlatsana?" dedim. Çünkü merak ediyordum.
" 1 buçuk yıllık sevgilim evli çıktı ve ben bunu gece 5 de biz birlikteyken karısı beni aradığında öğrendim. Sonrasını biliyorsun zaten!" dedi.
( Alıntı: Bu arada bu yaşanmış. Allah'ım ne insanlar var.)
Nasıl bu kadar gereksiz bir insan olabilirdi? Bir kadınla beraber olmak bu kadar zor olamazdı. Neden 2 veya 3 kişiyle beraber olmak istiyorlardı da tek bir kişiye sadık kalmıyorlardı?
" Aldatan erkek adam olmadığı için aldatmıştır. Eğer adam olsaydı sevdiğine sadık olur, onu aldatmazdı. Eşini, sevgilisini aldatan erkek aciz bir erkektir. Bazılarının kafasına yerleşmiş bir düşünce var. Erkek'tir aldatır diye, seven adam aldatmaz. Eğer sevmeyi bıraktıysa kadınını alır karşısına konuşurlar bir çözüm yolu bulurlar. Yani aldatan kişi erkek olsun kadın olsun kişiliksizliğinden aldatmıştır ve onunla daha fazla muhattap almaya gerek yoktur. " dedim kadına bakarak ve cümlelerimi arka arkaya sıralayarak.
" Çok güzel konuştun da senin bunları diyeceğin aklıma gelmezdi. Salak birşeye benziyorsun!" dedi ve hafiften gülmüştü.
İltifat mi etmişti yoksa gömmüş müydü?" Ayıp olmadı mı bu şimdi?" dediğimde kadın bana baktı.
" Şaka yaptım." dedi ve o anda bir kadın daha nezarethaneye getirildi.
Kadını benim yanıma koyduklarında " Selam." dedi ve yanıma oturdu. Sanırsın nezarethaneye değil de kafeye giriş yapmış gibi bir hali vardı.
" Selam." dedi diğer kadın da.
Bunların ikisi sohbet etmeye başlamıştı.Yaklaşık 4 - 5 saattir burada bekliyordum ve kimse beni sorgu odasına almıyordu.
Biraz daha zaman geçince polis bana battaniye getirmişti. " Al bu senin!" dedi ve bana uzattı.
" Bu çok pis ama!" dediğimde elimden aldı ve kapıyı geri kapattı.
" Kendin bilirsin üşü o halde." dedi ve geri gitti.
Ben ne demiştim ki şimdi? Neden bu kadar sinirlenmişti? Battaniye çok pisti ve üzerinde bitler vardı. Kullanamazdım ki onu.
Çaresiz bir şekilde geri yerime oturdum. Artık uykum gelmeye başlamıştı ve tahtadan yapılmış oturma yerine yattım.
Altında beton üzerine de tahta koymuşlardı ve aşırı rahatsız bir yerdi. Rahat olmasını beklemiyordum zaten.
&
Sabah uyandığımda aklıma direkt Kaan geldi. Bugün Kaan gelecekti ve kim bilir telefonumu kaç kere aramıştı. Ne kadar merak etmişti? Ve en önemlisi eğer beni bulursa bana ne kadar kızacaktı?
Kalktığımda üzerimde bir yelek bulmuştum. Yanımdaki kadın muhtemelen ben üşümeyim diye üzerime örtmüştü. Geceleri karakol soğuk olur derlerdi de gerçekten de öyleymiş. Nezarethane aşırı soğuktu ve üzerimde sadece beyaz kısa kol vardı.
Ben kalkar kalmaz polis gelmişti ve beni sorgu odasına götürmüştü.
Odanın içinde bir sandalye ve bir de masa vardı. Heryer karanlıktı. Aydınlatma olarak sadece masanın üstünde küçük bir ışık vardı.
Masaya yaklaştım ve oturdum. Odada benden başka kimse yoktu ve muhtemelen psikolojik baskı yapıyorlardı.
Yaklaşık 1 saat gibi bir süre bekledikten sonra odaya bir polis gitmişti ve aşırı ciddiydi.
Karşıma geçti ve sadece gözlerime baktı.
"Evet anlat!" dedi normal bir şekilde.
Normalde ciddi kalamıyordum ve bu ortam beni germişti.
" Neyi?" dedim polise bakarak.
" Geçenki maçı anlat kaç kaç bitti?" dedi ciddi bir şekilde ve sözüne devam etti. " Kafa mı buluyorsun sen benimle? Ne biliyorsan anlat!" dedi bağırarak.
" Ben suçsuzum." diyebilmiştim sadece. Fazlasıyla korkmuştum ve ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Hadi ya bak sen! Çıkaralım seni o halde!" dedi dalga geçerek ve elini masaya vurdu.
Yerimden sıçramıştım.
Ömer'i satmak istemiyordum ama zaten herşey ortadaydı. Herşeyi anlatacaktım.
" Ben eve gelmiştim. Daha sonra bahçede bir hareketlenme fark ettim. Ömer olduğunu bilmiyordum. Hızla eve girmemizi söyledi ve eve girdik. Benim onu saklama gibi birşey yoktu aklımda. Daha sonra siz geldiniz zaten. Tamamen yanlış anlaşılma." dediğimde polis bana baktı.
Muhtemelen yalan konuşup konuşmadığımı davranışlarım ile öğrenmeye çalışıyordu.
Yaklaşık yarım saat gibi bir sürede sorgu bitmişti ve aşırı gergindim. Beni çok zorlamıştı.
Daha sonra bekleme odasına aldılar ve orada hala bekliyordum.
Yine orada yaklaşık yarım saat gibi bir süre beklemeye başladım.
Dışarıdan kavga sesleri geliyordu." Benim oğlum böyle birşeylere kalkışmaz! Kesin kız zorladı onu böyle şeylere!" diye bağırmıştı bir kadın.
O sırada tanıdığım sesin sahibi "Oğlunuz tam olarak da böyle biri!" demişti.
Dışarıdan kavga sesleri yükselmeye başlayınca polis bağırarak " Eğer susmazsanız hepinizi nezarethaneye göndereceğim." demişti ve herkes susmuştu.
Kapının yanından uzaklaştım ve sandalyeye oturdum.
O sırada kapı açılmıştı. Kim gelmiş diye bakarken bana direkt sarılmıştı.
" Korkma yanındayım." demişti ve saçımdan öpmüştü.
Evet gelen kişiyi biliyorsunuz.
Birdahaki bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Kalan
Novela JuvenilBu gece seni unutacaktım. Önce bir sigaranın üzerine adını yazdım. Bu sigara bittiğinde seni unutmuş olacaktım. Duman duman atacaktım seni içimden. Küllerini rüzgar savuracaktı fakat.... Nereden bilebilirdim ki her nefeste seni içime daha çok çekti...