▼ Öpücük ▼

1.3K 130 131
                                    

"Bugün soju içelim mi? Çok depresif hissediyorum."

Lisa odasından çıkarak yanımıza doğru geldiğinde Rose ve ben koltukta oturuyorduk. Jisoo ise gün boyu odasından çıkmamıştı ve telefonuyla uğraşmıştı.

"Size diyorum!"

Lisa bir süre sonra dudaklarını büzerek bize bakmaya başlamıştı. Sanırım bizden bir cevap bekliyordu.

"Ben bugün çok yorgunum Lisa, uyumamak için zor duruyorum."

İlk cevap veren Rose olmuştu. Konuşması bittiğinde söylenerek arkasına yaslandı ve gözlerini kapattı. O an Lisa'nın bakışlarını bana yönelttiğini fark etmiştim. Sanırım cevap sırası bendeydi.

"Aslında... ben de iyi sayılmam."

"Neden? Annen yüzünden mi?"

Evet, annem yüzündendi. Günlerdir aramalarıma cevap vermiyordu. Bu durum beni korkutuyordu.

"Tekrar ara belki bir işi vardır."

"Aradım, az önce de aradım ama açmıyor."

"Telefonu sessizdedir belki?"

O an Rose gözlerini açtı ve kuşkulu bir şekilde bana bakmaya başladı.

"Unni, sanki annen önceleri seni daha çok arıyordu. Başka bir akrabanız yok mu? En azından onlara sor."

Annemle geçirdiğim zaman boyunca o hep yalnızdı. Akrabası varsa da tanımıyordum. Arada bir benim için bir şeyler hazırlayarak odama gelir ve benimle sohbet ederdi. Zaten geri kalan zamanları da hep işte geçiyordu.

"Cevap vermiyor işte..."

"Hemen kötü düşünme, belki başka bir şey olmuştur."

Lisa beni kötü düşündürmemek için elinden geleni yapsa da başarılı olamıyordu. Çünkü o an hepimizin aklında olumsuz düşüncelerden başka bir şey yoktu, bunun farkındaydım.

"Olmaz böyle... Hadi dışarı çıkalım! Hepiniz ölü bedenler gibisiniz."

Lisa ikimizin de kolundan çekerek bizi ayağa kaldırmıştı. Her ne kadar bizi kaldırmakta başarılı olsa da konu Jisoo olunca tereddütlü görünüyordu.

"Neyi bekliyorsun? Jisoo'yu da çağırmayacak mısın?"

Sorduğum soruyla Lisa ağır hareketlerle telefonunu çıkardı. Aklında tam olarak ne olduğunu bilmiyordum ancak Rose birden kaşlarını çatarak Lisa'ya engel olmaya çalışmıştı.

"Olmaz Lisa... Jisoo unni çok sinirlenir."

"Başka türlü onu hareket ettiremeyiz bunu sen de biliyorsun."

Lisa telefonunda bir şeyler yapmaya başladığında onları izlemeyi sürdürmüştüm. Tam olarak ne yapıyorlardı da böyle gerilmişlerdi anlayamamıştım.

Yaklaşık birkaç saniye sonra Jisoo öfkeyle kapıyı açtı ve sinirli bir şekilde Lisa'ya bakmaya başladı.

"Lisa! Beni gizli numaradan arayan sendin değil mi?"

"Neyden bahsettiğini inan hiç bilmiyorum."

"Senin yüzünden öldüm..."

Lisa gülümsedi ve Jisoo'ya doğru yaklaştı. Jisoo'nun ifadesi birden üzgün bir hal alırken Lisa kolundan tutarak yanımıza getirmişti.

"Üzülme unni, tekrar oynarsın. Hem hepimiz de üzgün olduğuna göre, acı bir soju hepimizi kendimize getirir, ne dersiniz!?"

Lisa'nın bu enerjik halleri bazen beni gerçekten yoruyordu. Hepimiz yorgunduk ancak Lisa'nın ısrarları sonucu dışarı çıkmıştık. İçmeye başladığımızda her zamanki gibi ilk sarhoş olan Lisa olmuştu. Hepimiz birkaç bardak içmiştik ancak Lisa içkiyi biraz fazla kaçırmıştı. Zaten ilk bardakta sarhoş olan bir yapısı vardı.

BLACK ▼ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin