Yorgun adımlarım beni küçük evime doğru sürüklüyordu. Ancak aklımda ne hayatım ne de geleceğim vardı. Düşündüğüm tek şey eskiler olmuştu. Lisa'yı gördükten sonra eskileri daha çok anımsar olmuştum. En çok da Jongin ile aramızda geçen o tatlı anıları...
Derin bir nefes aldım ve yüzümde küçük bir tebessüm yerleştirerek yürümeye devam ettim. Ellerimi ceplerime sokmak istediğimde ise avuçlarımın arasında hissettiğim sertlik ile duraklamıştım. Lisa'nın bana verdiği düğün davetiyesi olmalıydı.
Zaman ne çabuk geçiyordu gerçekten... Herkes kendi hayatının meşguliyetindeydi. En şaşırtıcı olan ise Lisa'nın evleniyor olmasıydı. Yüzümdeki tebessüm büyürken avuçlarım arasında hissettiğim kartı çıkararak göz gezdirdim.
Jeon Jungkook & Lalisa Manoban
Artık tebessümüm tamamen bir gülümsemeyle sonuçlanmıştı. Bu durum beni mutlu etmişti. Birkaç gün sonra evimizin küçük üyesi evlenmiş olacaktı.
Ancak beni gergin eden bazı şeyler vardı. O gün Jisoo'ya karşı olan agresif hareketlerim aklıma geldiğinde, ister istemez durgunlaşmıştım. Onu iterek yere düşürmüştüm ve yarın Lisa'nın ısrarıyla onlarla buluşacaktım. Lisa, Jisoo, Rose ve ben... Eski günlerdeki gibi.
Kızların nasıl hayatları olduğunu merak ediyordum. Ancak en merak ettiğim kişi Jongin'di. Her ne kadar bunu kabul etmek istemesem de gerçekler isteklerimizle aynı olmayabiliyordu.
Onu merak ediyordum... O da evlenmiş miydi? Nasıl bir hayatı vardı? Yüzmeye ve eskisi gibi basketbol oynamaya devam ediyor muydu?
Kafamdaki sorularla birlikte eve döndüm ve kendimi yatağıma bırakarak gözlerimi kapattım. Yarın uzun bir gün olacağı kesindi.
Öğrenmek istediğim o kadar çok şey vardı ki... Yıllardır hayatımı dört duvar arasına sıkıştırmış ve umutsuz bir şekilde işe başlamıştım. Ancak Lisa'yı görmek, adeta yıllardır içimde gizlediğim özlem ve merak duygusunu tekrar canlandırmıştı.
Gece boyunca sürdürdüğüm soluksuz uykum, alarm sesiyle son bulmuştu. Gözlerimi açarak hızlı ve bir o kadar da heyecanlı bir şekilde hazırlanmış ve yola koyulmuştum. Kızları gördüğümde nasıl davranmalıydım bilmiyordum. Üçünü de öyle özlemiştim ki...
Gergin bir şekilde buluşacağımız kafenin önüne geldiğimde durdum ve cebimdeki sigara paketiyle çakmağı çıkararak, henüz yaktığım sigarayı dudaklarım arasına yerleştirdim. Kelimenin tam anlamıyla gergindim. Onlara nasıl bir açıklama yapmalıydım bilmiyordum. Yaşadıklarımı anlatsam çok uzun sürerdi. Kısa kessem kendimi açık bir şekilde kızlara anlatamam diye korkuyordum.
Sigaram bittiğinde kenardaki çöp kutusuna yaklaştım ve bitmiş sigarayı atarak kafenin kapısından içeri girdim. O an arka masalardan biri bana bakarak el sallıyordu. Uzakta olduğum için miydi bilmiyordum ancak az daha Rose'yi tanıyamayacaktım.
Heyecanlı bir şekilde masaya doğru ilerlerken bir süre onu inceleme fırsatım olmuştu. Bebek pembesi uzun saçları omuzlarından aşağı doğru iniyordu. Cildi eskisinden daha parlak ve doğal görünüyordu. Yanında oturan ise Lisa'ydı. Her zamanki neşeli haliyle beni izliyordu. Ve tam karşılarında oturan Jisoo, tedirgin bir şekilde bana ve masaya bakıyordu.
"Jennie unni! Bu gerçekten sen misin?"
Rose gülümseyerek bana sarıldığında, kendimi evlilikten dolayı yıpranmış, orta yaşlı bir kadın gibi hissetmiştim. Eskisinden çok daha kötü göründüğüme emindim. Belki de Rose beni üzmemek için hayran bakışlarla boynuma sarılmıştı.
Rose tekrar yerine oturduğunda, ben de çekingen tavırlarla Jisoo'nun yanına oturmuştum. Ne söyleyeceğimi bilmiyor ve sessiz bir şekilde Rose'nin sevimli gülümseyişini izliyordum. Yine de bana sarıldıktan sonra durgunlaşmış gibiydi.
"Nasılsın unni? Yıllardır görüşmüyoruz. Biraz daha iyi misin?"
O an Rose her şeyi biliyor gibi hissetmiştim. Belki de yanılıyordum.
"Her şey yolunda, sen nasılsın?"
"Biz de Lisa'nın düğün hazırlıklarına yardım için gelmiştik. Ne güzel eski günlerdeki gibi buluşmuş olduk."
"Öyle..."
Gülümsedim ve yine ortamın sessizleşmesine seyirci kaldım. O an konuşmam gerekiyor gibi hissetmiştim çünkü üçü de benden açıklama bekliyor gibi görünüyordu.
"Üzgünüm kızlar. Böyle habersiz gitmemeliydim."
Cümlem bittiğinde herkes durgunlaşmıştı. O an sessizliğe bürünmüş olan Jisoo, sessizliği bozan ilk kişi olmuştu.
"Umarım bu süre zarfında hep mutlu olmuşsundur."
Ona döndüğümde gözlerinin dolmuş olduğunu fark ettim. Hemen sonrasında ise gözlerim ellerini bulmuştu. O gün yere düştüğünde canı acımış olmalıydı.
"Çok acımış mıydı?"
"Ne?"
Gözlerimin dolmasına engel olmaya çalışarak Jisoo'nun avuç içlerine dokundum. Hemen sonrasında ise Jisoo bana bakarak konuşmaya başladı.
"Bunu söylemeyi hiç sevmiyorum ama ben seni çok özledim."
Ve o gün buluştuğumuzda ilk ağlayan kişi Jisoo olmuştu. Hıçkırarak ağlıyor ve beni özlediğini söylüyordu. O an zoruma giden çoğu şey, ve özlemim gözlerimde birikmeye başlamıştı. Bu sahne hüzünlü bir sahne olarak görülebilirdi ancak karşılıklı ağladığımız o an, yıllardır birbirimize karşı samimi olduğumuz nadir anlardan biriydi. Saçma bir şekilde bağırarak ağlıyor ve bizi izliyordu. O an sessiz bir şekilde ağlamasına eşlik etmiştim.
"Kesin şunu cidden yakında düğünüm var ve gözlerim şişecek..."
Hemen sonrasında ise Lisa da ağlamaya başlamıştı. Rose ise gözlerinden süzülen yaşlarla beni izliyordu.
"Unni... Unni sen neden sigaraya başladın? Lisa her şeyi anlattı bana."
O an Lisa ağlamayı keserek gözyaşlarını sildi ve kaşlarını çatarak Rose'nin omuzuna vurdu.
"Sır olarak saklayacağım demiştin!"
Rose de ağlamayı keserek dudaklarını büzdü ve tedirgin bakışlarla Lisa'ya döndü.
"Öyle mi demiştim?"
"Bir insan hiç mi değişmez cidden?"
Lisa söylenerek Rose'yi göz ucuyla süzmeye başladığında, sebepsiz bir şekilde gülmeye başlamıştık. Ağlama sonrası gelen mantıksız gülüş sesleri, yağmur sonrası havaya karışan toprak kokusu gibiydi. Gözyaşları, yerini huzurla doldurmuştu. Hepimizin gözlerindeki soğuk perde inmiş ve birbirimize daha sıcak bakmamıza sebep olmuştu.
Gerçek dostluk bu olmalıydı. Yıllar sonra sebepsiz yere ağlamak, hemen sonrasında ise gülmekti. İnsan başka kimin yanında böyle huzur verici bir an yaşardı ki?
Bir sonraki bölümde Kai'nin hayatının nasıl değiştiğini göreceksiniz~ bu bölümde bu dörtlünün dostluğunu göstermek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK ▼ JenKai
FanfictionBen karanlık hayatımın bir parçası ve bir canavarın kızı değil, Kim Jennie'ydim. Sadece Kim Jennie. ⇀25.05.2020 27.09.2020 ↼