▼ Sevgili Olmak ▼

1.1K 119 81
                                    

-Kim Jennie-

Sabah erken kalktığım için ve gece boyunca Jonginle aramızda olanları düşündüğüm için, kelimenin tam anlamıyla uykusuz hissediyordum. Yine de erkenden uyanarak otobüs durağına doğru ilerliyordum.

Bedenimi sabit bir hizada ilerletmek, nedense hiç olmadığı kadar zor geliyordu. Bacaklarımı öne doğru atmaya devam ediyordum ancak gözlerim hala kısık bir şekilde etrafı inceliyordu. Uykusuzluktan göz altlarım şişmiş olmalıydı.

Birkaç adım sonrasında birine çarptığımda, hızla başımı kaldırarak karşıma baktım. Orta yaşlarda bir adamdı ve öfkeyle bana bakıyordu. Halbuki her ne kadar uykulu olsam da ona çarpan kişi ben değildim. Bu yüzden garip bir durum içerisindeydim.

Koluma sert bir şekilde çarptığı için oluşan ağrı, hafif hafif bedenime yayılırken, karşımdaki adam beni görmezden gelerek yürümeye devam etmişti. Ben ise ellerimle koluma masaj yaparak yürümeye devam etmiştim.

"Özür dile."

Duyduğum sesle başımı kaldırdım ve benden birkaç adım uzaklıkta olan Jongin'e baktım. Sinirli bir şekilde az önce yanımdan geçen adama bakıyordu.

"Efendim?"

"Özür dile, çarptıysan özür dilemelisin."

Şaşkın bir şekilde ikisine bakarken istemsiz bir şekilde gülümsedim ve ortamı yumuşatmaya çalıştım. Tam özür dilemesine gerek olmadığını söyleyecekken, Jongin kolumdan tutarak beni kenara çekmişti. Sanki ne söyleyeceğimi az çok tahmin etmişti. Beni gerçekten çok iyi tanıyordu.

İkisinin arasındaki gerilim artarken, adamın yanındaki arkadaşı gülümseyerek önümüzde eğildi.

"Ben onun adına özür dilerim, kusura bakmayın."

Arkadaşı ve koluma çarpan adam uzaklaştılarında, Jongin'in sert bakışlarına maruz kalmıştım. Her ne kadar sert görünse de, geçen gün beni öpmüş olduğu gerçeği bütün ciddiyetimi bozuyordu.

"Gülüyor musun sen şu an?"

Başımı eğerek gülümsememi gizlemeye çalışsam da işe yaramıyordu. Keşke böyle durumlarda gülümsememe engel olabilseydim ancak az önceki hareketleri çok havalıydı.

"Ağrıyor mu?"

Eliyle omuzuma dokunduğunda gerçekten büyük elleri olduğunu fark etmiştim. O an yanında küçücük kalmış gibi hissetmiştim.

"İyiyim, çok sert değildi zaten."

"Yine de böyle durumlarda sessiz kalma."

Benim için endişeleniyordu. Bu durum neden beni böylesine mutlu hissettiriyordu ki? Bu duygu kelimelerle anlatılamayacak bir duyguydu. Öyle farklı hisler barındırmaya başlamıştım ki, Jongin benden ne kadar uzakta olursa olsun, kalbimin ona karşı olan sıcaklığını kolaylıkla hissedebilir gibi geliyordu.

"Şimdi neden kızardın?"

"Hiç..."

Ellerini yanaklarıma koydu ve gözlerime bakmaya başladı. Biz tam olarak neydik? Sevgili mi yoksa arkadaş mı? Aramızda bir şeyler olduğuna emindim ancak boş yere kendimi umutlandırmaktan korkuyordum.

Bu yüzden evde kızlarla soju içerken, bir süre onlara bu durumu nasıl soracağımı düşündüm. Lisa fazla uyanık biri olduğu için, içinde bulunduğum durumu hemen anlayabilirdi. Zaten sürekli gülümsediğim için belli etmemek olanaksızdı.

"Kızlar."

Lisa ve Rose telefonlarından başlarını kaldırarak bana baktıklarında yutkundum ve bir süre kendimi hazırlamaya çalıştım. O sırada Jisoo da elindeki soju bardağıyla oynayarak söyleyeceklerimi bekliyordu.

"Birini öpmek ne anlama geliyor."

"Nasıl öpmek?"

Elimi kaldırarak bir süre işaret parmağımla bakıştım. Daha sonra da dudaklarımın üzerine koyarak kızların yüzlerini inceledim. O an kızarmaya başladığıma emindim.

"Dudaktan öpmek mi?"

Rose'nin sorusunu başımla onayladım ve bir süre kızların tepki vermelerini bekledim.

"Hoşlandığın birini öpersin. Durduk yere niye başkasını öper ki bir insan. Hem sen neden böyle bir soru sordun?"

Jisoo'nun söyledikleriyle bir süre afalladım ve tedirgin bir şekilde parmaklarımla oynadım.

"Sadece merak ettim, bir dizide görmüştüm de kafam karışmıştı. Erkek başrol oyuncusu, kızı öpüyor ancak sevgili değiller."

"O an sevgili oldukları anlamına gelir. Bugünden sonra birinci günümüz, anlamına gelir."

Lisa'nın kendinden emin konuşmasıyla, kızardığımı belli etmemek için bardağıma soju doldurdum ve tek dikişte içtim.

"Lisa, sen nereden biliyorsun? Daha önce sevgilin bile olmadı."

Lisa, sert bakışlarını Rose'ye yöneltirken konuşmaya hazırlanır gibi yutkundu ve gülümsedi.

"Açık konuşmak gerekirse, aşkı hep dizilerde ve filmlerde izledim. Yine de ikisinin çıkmaya başladıklarına eminim. Ancak garip bir durum var..."

Lisa eğilerek dikkatli bir şekilde yüzümü incelediğinde ister istemez yutkunmuştum.

"Yine sarhoş oldum sanırım. Jennie unniyi kırmızı görüyorum."

"Sanırım ben de sarhoş oldum. Hadi uyumaya gidelim artık."

Rose ayağa kalkarak Lisa'nın kolundan tuttu ve odalarına doğru ilerlediler. Bir an Lisa her şeyi anlayacak diye ödüm kopmuştu. Neyse ki sojunun etkisiyle kendinde değildi.

"Ben de uyuyacağım, gözlerim ağrıyor."

''Tamam ben de geliyorum şimdi."

Jisoo da kalkarak odasına ilerlediğinde masada tek başıma kalmıştım. O zaman biz Jonginle o gün sevgili mi olmuştuk? Ancak ben yine de bir kereliğine de olsa seni seviyorum demesini beklerdim...

BLACK ▼ JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin